Dünyanın en zor şeyinin işleri olduğunu düşünürken yanılmıştı Ceo. Bu küçük kediydi.
Gözlerini uyuyan bedene çevirdi, dudaklarındaki gülüşten o kadar habersizdi ki yanına gelen çalışan kadın elinde bulunan tepsiyi az kalsın yere düşürüyordu.
"E-efendim."
Lalisa hızla gülüşünü çekti ve buz bakışlarını yerine koydu. Şaşkındı, hiçbir zaman gülümserken görmeyen çalışanı elindeki biberonla uyuya kalmış kediye bakarken gülümsediğini görmüştü ve bu hiç iyi değildi.
"Getir."
Tek kelimesi ile çalışan titreyen vücudunu önlemek için hızlandı. Masaya tüm menüyü yerleştirip gülümsedi ve başını eğerek çıktı. Jennie saat başı süt içiyordu ve 2 saattir uyuduğu için hala içmemişti.
Jack'in söylediği şey geldi aklına, kesinlikle içmeliydi çünkü bir baş belası oluyordu. Tapılası bacakları masaya yürüdü ve sütün bulunduğu biberonu alarak uyuyan küçük meleze ilerledi.
Hayır böyle olmamalıydı. Lalisa'yı uyurken bile etkilememeliydi. Sinirlenen ceo biberonu sertçe masaya koyarak Jennie'ye eğildi.
"Uyan."
Tok sesi jetin yatağında uyuyan küçük melezi uyandırmaya yetmişti. Titreyerek açılan gözleri yaklaşık 1 santimlik mesafeyle ona bakan kadına değdi. Lanet olsun diye düşündü Ceo, küçücük kedinin bu kadar kırmızı dudakları olamazdı.
"Sütünü iç."
Masanın üstündeki biberonu göstererek arkasını döndü. Melez sinirlenmişti. Bu kadın resmen ona yaklaşmıştı ve şimdi hiçbir şey olmuş gibi gidiyor muydu?
"Ben sütümü sıcak severim ve uyandığımda onu biri içirir."
Zaten sıcak olan süte baktı Ceo. Sinirle verdiği nefesle öyle bir dönmüştü ki Jennie kuyruğunu sallamayı kesmişti. Tanrım eğer biri bakışlarıyla öldürecek olsaydı bu kişi kesinlikle bu kadındı.
Koltuğa oturan Ceo bacak bacak üstüne atmadan elleriyle işaret etti. Jennie onu kızdırmaya çalışırken ona daha fazla yaklaştığının farkında değildi.
"Biberonu al ve kucağıma gel"
Sürekli emir veren bu kadın kesinlikle kendini bir şey sanıyor diye düşündü. Karşı gelmeye pek cesareti yoktu, biberonu alarak sinirli kadının yanına oturdu.
"Sana yanıma gel demedim, kucağıma gel dedim."
Dudaklarındaki gülümsemeyle kuyruğunu acıtmamaya çalışarak belinden tutarak bacaklarının üstüne oturttu. Kedi onunla ilgilenmesini istiyorsa kesinlikle ilgilenebilirdi.
Dudaklarını yalayan melez dışarıdan açlık uyandırdığının farkında bile değildi. Lalisa'nın elinde tuttuğu biberona eğildi ve emmeye başladı. Gözlerini kapatarak gülümsediğinde, Ceo yutkundu.
İçinden ettiği küfürleri hızlanan nefesini durdurmaya çalışıyordu. Hızlı içmeliydi yoksa sonu kötüydü Lalisa onu ilk günden korkutmak istemiyordu. Gözlerini başka bir yere çevirdi.
Pekala, yarın hangi toplantısının olduğunu düşünebilirdi, kimlere kızacağını veya Jisoo'ya ne diyeceğini. Şuan düşündüğü en son şey kedinin başka şeyleri emerken dudaklarının aldığı şekil olmalıydı.
Bir mırıldanma duyduğunda bu sefer sesli bir küfür savurdu. Onu sınıyordu, başka bir açıklaması olmamalıydı.
"Bu bitti, yenisini istiyorum."
Kuyruğunu sallayarak Ceo'nun gözlerinin içine baktığında bitmiş biberonu masaya koydu baskın olan. Onunla baş etmek zordu bu kedi kesinlikle insanı büyülüyordu.
Odanın kapısı tıklanıldığında pozisyonu bozmadı, Jack inişe geçildiğini haber vermek için gelmişti ve bu melezin kime ait olduğunu görmeliydi.
"Efendim Kore'ye iniş başladı."
Jack kafasını eğerek konuştuğunda Lalisa bir şey demeden kapıyı kapattı. Patronu ona çok kızgın bakıyordu ve sebebini bilmiyordu.
Lalisa kadınlara, çocuklara, başka şeylere hiç önem vermemişti. İşi dışında Jack'e asla kızmamıştı ve sadece bir kediye gülümsedi diye patronu ona kızmış mıydı?
Dudaklarındaki sütü temizleyen Jennie fark etmeden kafasını Ceo'nun güzel kokan boynuna yaslamıştı. Bu kadın çok güzel kokuyordu, çok güzel bakıyordu ve kesinlikle çok güzel ilgileniyordu.
Jennie bu ilgisini sevmişti.
Kesinlikle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
catgirl || jenlisa
Short Story"Rahat dur." Muhtemelen herkesi etkileyecek ve baştan çıkaracak ses tüm odayı doldurduğunda, Jennie gözlerini kapadı. Olduğu yeri sevdiğine kesinlikle emindi. Burası onu güvende hissettiriyordu. Siktir, bazen de cennette. Dünyadaki tüm erkeklerin ha...