catgirl || jenlisa

25

Arabayı pahalı restourantın önünde durduran etkileyici kadına baktığımda, benim aksime seksten çıkmış bir görüntüsü yoktu, kesinlikle dağınık değildi.

Her zaman kontrolde olan bedeni aynıydı, geniş omuzlarını gösteren elbisesiyle arabadan heybetlice indiğinde kapıyı açacakken bir anda açılmasıyla şaşkına dönmüştüm.

Ne yani? Koskoca Lalisa Ben Dünyanın Sahibiyim Manoban kapımı centilmence açmış mıydı?

Bir çok gözün ve kameranın bize dönük olduğunu bilerek hem de.

Şaşkın bakışlarım hoşuna gitmiş gibi dudaklarındaki çapkın gülüşle -ki bu gülüş için her şeyimi verebilirdim- arabadan inmiş bedenimi sert kollarıyla kendine çekmiş, kameralara 'o benim' demek istercesine poz vermişti.

Sorun değildi, kesinlikle onun ilk defa kameraların önünde birini, üstelik bir kedi melezini bu derece rahatlıkla öpüyor olması sorun değildi.

Onundum, bunu saklamaya gerek yoktu ve en önemlisi o da benimdi.

Bir sürü ses bize önündeki bariyerleri aşmaya çalışarak seslendiğinde kameraların flaşlarının patlamasını umursamadan dudaklarıma saniyelik dokundurduğu dudaklarını çeken herkesin öldüğü kadın, kemikli ellerini sıkıca bana sarmıştı.

Arabadaki ateşli sevişmemizden sonra Rose'nin bizi yaklaşık yüz kez aramasından sonra içeride bize fazlaca kızacağı tahminlerim arasındaydı.

Kore'nin en pahalı restorantındaki korumalar baş selamı vererek heyecanla önümüzden çekildiğinde Lisa'nın buz bakışlarına erimemek zordu.

Adımları o kadar özgüvenliydi ki, yanında kendinizi güçsüz hissetmeniz imkansızdı.

"O kedi gözlerini üzerimden çekmezsen arabadakinin az kalacağı şekilde beceririm seni."

Dişlerinin arasından onda olan gözlerimin farkındalığıyla tısladığında kontrolünü bir tek benim yanımda bu derece kaybettiğinin olduğunu farkındaydım.

Kabul etsin veya etmesin değişiyordu. Başka bir kadın oluyordu artık.

Hınzır gülüşümü öpmekten kızarttığı dudaklarıma yerleştirdiğimde kapattırdığı restorantta Rose ve karşısında ona hayranca bakan sevgilisi Jisoo'yu bulmak pek zor olmamıştı.

Kapılar biz içeri girdikten sonra kapandığında içeride biz ve bir garsondan başka bir şeyin kalmadığını fark etmiştim.

Kim bilir dışarıdaki insanlar burada olmak için nelerini verebilirdi? Bu gizemli hayatta bir yer edinmek için, Lalisa Manoban'ın hayatında.

Rose sevgilisiyle konuşurken Jisoo'nun bize dönen bakışlarından sonra hızla çığlık atarak ayağa kalkmıştı.

"Seni sürtük. Neredeydin söylesene? Telefonlarımı açmadınız ve bir anda arkamızda kaldınız. Ne kadar endişelendiğim hakkında bir bilgin var mı ha?"

Kıstığı gözleriyle ne kadar tatlı olduğunu fark etmeden bana kızmaya çalışmasına kıkırdadığımda Lisa ellerini sıkıca sardığı elimden çekerek alnıma küçük bir öpücük kondurmuş, bacaklarımın titremesini sağlayarak geniş masaya oturmuştu.

O kadar heybetliydi ki, bir dakika boyunca Rose'nin kızmalarını ve hakaretlerini bile duymayarak ona dalmıştım.

Jisoo bunu fark ederek Lisa'ya dönüp bir şeyler mırıldandığında içimdeki merağı körüklemek istercesine masum bir gülüş kondurmuştu dudaklarına.