11

5.1K 304 94
                                    


Minik kedi gözlerini açmaya uğraşmadan babacığının boynuna biraz daha sindiğinde Jack gülmemek için dudaklarını dişliyordu.

Hayatında gördüğü en huysuz ve sinirli insan olan patronu arabaya bindiğinden beri Jennie'yi eve gitmeye ikna etmeye çalışmış ve ne yaparsa yapsın asla kızamamıştı bile. Şimdi bu kadar çok didişmeden uyuya kalmış olan minik melez patronunun kollarında gayet rahat gözüküyordu.

Ceo ise eve gitmek için sabırsızdı çünkü bilirsiniz, Jennie'nin kokusu arabaya biraz daha sinerse şöförü bu kokuyu alabilirdi ve bunu asla istemiyordu.

Kendine ait olan şeyler her zaman ona özeldi. Minik kedisi bunların başındaydı. Kıvrılmış tüylü kuyruğuna bakarken büyük elleri güzel kedisinin saçlarında geziniyordu.

"Geldik efendim."

Jack'in sessizce mırıldanmasıyla sinirli Ceo ters ters bakarak adamları tarafından kapısının açılmasını beklemiş, açılınca da kucağında olan kedisini uyandırmamak için narince yürümeye başlamıştı.

Uyanınca büyük ihtimalle huysuz ve sinirli olacaktı kesinlikle Ceo buna hazır değildi. Belinde olan elini biraz daha sıkarak hizmetçiler tarafından açılan kapıdan evin içine girerek farkında olmadan ardında şaşkın insanlar bırakmıştı.

Lalisa Manoban birini kucağında eve getirmişti ve kesinlikle ona dünyanın en güzel varlığı gibi bakıyordu. Patronları Manoban Şirketleri'nin hisseleri yükseldiğinde bile bu kadar huzurlu gözükmemişti.

Aslında bakarsanız Ceo hiçbir zaman huzurlu gözükmemişti çünkü sürekli evin içinde bağırır hatalara karşı çok fazla tepki gösterirdi. Fakat bu çalışanların çoğunun ona hayran olmasına engel değildi.

Lalisa Manoban'a ulaşmak yürüyerek Fransa'ya gitmekten daha kolaydı ve bir lanet kedi bunu sadece 10 gün içerisinde başarmıştı.

Lalisa minik kedisinin odasına gitmek yerine bir üst kata adımlamaya başlamıştı çünkü Jennie artık onundu. Her sahip olduğu şey melezindi ve kesinlikle onunla aynı yatakta yatmalıydı.

İlk defa odasına birinin girdiğini fark ettiğinde kaşlarını çatarak gri odaya göz gezdirdi. Yatağına doğru adımlarken minik melezin mırıltılarıyla dudağının kenarında olan 'bana tapın' dercesine bir gülümseme belirmişti bile.

Jennie'yi konforlu yatağına bırakıp üstünü örttüğünde gömleğinin düğmelerini açmıştı. İçinde bulunan siyah sütyeni yerle buluştuğunda sabah evden böyle çıktığını fark ederek bir küfür savurmuştu.

Şimdi o yaramaz Rose ve onun kaypak sevgilisi Jisoo'nun neden ona bakarak sürekli güldüğünü anlamıştı. Altında bulunan küloduyla odanın içindeki banyoya adımlarken bir çığlık onu durdurmuştu.

"Tanrım, ne yapıyorsun sen?"

Minik kedisi uyanmıştı fakat her zamanki gibi gözleri kapalıydı. Küçük elleriyle siper ettiği gözlerini görmek için adımlarını tekrar onun yanına yönlendirmişti.

Kahkaha atmamak için dudaklarını dişlerken sadece altında bulunan iç çamaşırıyla büyük ihtimalle tapılasıydı.

Minik melez belinde hissettiği büyük ve güçlü ellerle neye uğradığını şaşırarak parmaklarını gözlerinden çekmişti.

Lanet olsun ve binlerce kez lanet olsundu ki Lalisa Benim Tenim Süt Gibi Manoban'ın teniyle onu ayıran tek şey üstündeki tişörtü ve evden çıkarken bu tanrıçanın giydirdiği şorttu.

"Günaydın bebeğim."

Jennie Ceo'nun ona en son 'bebeğim' dediğinde iyi şeyler olmadığını aklına getirerek Ceo'nun boynuna gömdüğü kafasını kaldırmıştı.

Ne onun büyük memeleri ve pembe meme uçları, ne VS meleklerinden 20 kat daha güzel olan fiziğini, ne de o her daim -rujsuz bile- kırmızı duran dudakları umrunda değildi.

Lalisa bir anda sinirlenen Jennie'ye bakarken yine çırpınmaya başlamasıyla gözlerini devirmişti.

"Ne zaman anlayacaksın senin o minik vücudunun benden kurtulamayacağını."

Sinirle konuştuğunda çoktan banyoya yönelmiş ve hala çırpınan kızı kucağından indirerek güzel fiziğini ortaya koymuştu.

Ve bilirsiniz işte, Jennie o büyük memelere öyle bakakalmıştı ki büyük ihtimalle başkası olsa minik melezin mumyalandığını falan düşünürdü. Lanet olsun ki kadının göğüsleri kesinlikle olması gerekenden iyiydi ve güzeldi.

Iennie ağzını açarak tekrar kapadığında yaklaşık 3 dakikadır Ceo'nun tanrısal vücudunu izlediğinin farkında değildi. Lalisa en sonunda onu kendine çekip belinde duran tişörtü yukarı kaldırırken kıkırdadı.

"Babacıkla banyo yapma vakti."

Minik melez ilk defa Ceo'nun sözünü dinleyerek kollarını kaldırıp tişörtünü çıkarmasına izin verdiğinde hiçbir zaman giymediği sütyen şimdi de yoktu ve bu sefer donma sırası kadındaydı.

"Siktir."

Kulağına gelen küfürle girdiği transtan çıkıp hızla küçük memelerini saklayarak kaçmaya çalıştığında arkasından dolanan ellerle sırtının Lalisa'nın koca memelerine çarpması ile sonuçlanmıştı.

Minik melez kesinlikle bu kadar temasa alışkın değildi ve şuan ona değen çıplak vücutla ne yapacağını pek bilemiyordu.

Lalisa konuştu. Her an aklını kaçırabilirdi fakat tek istediği banyo yapmaktı. Bu minik şeyi korkutmak ve utandırmak istemiyordu. Her ne kadar utanınca dünyanın en güzel varlığıymış gibi olsa da.

"Eğer şortunu çıkartmak istemezsen anlarım ama sen benimle banyo yapıyorsun."

Dolu küveti gösterdiğinde büyük elleri ince beli daha sıkı sarmıştı ve oraya doğru yürümeye başlamıştı.

"B-ben dün duş aldım."

Küvete doğru itaatkar şekilde yürüyen Jennie en sonunda konuştuğunda arkasından çekilip içine girmiş sahibine bakmış, kendi kaldığı odadan bile daha büyük olan şeye bakıyordu.

Burada dünyadaki tüm melezler yıkanabilirdi.

"Gel miniğim."

Kollarını küçük melezine uzatıp o ne olduğunu anlamadan hızla kucağına oturttuğunda ılık olan su onu yakmaya başlamıştı bile. Minik melezinin süt beyaz teni ve küçük memeleri şuan onun memelerine değiyordu ve Lalisa dayanmalıyım diye düşünüyordu.

Konuya girmesi gerektiğini ve ona hala sinirli olan kedisine baktı. Gözlerindeki kırgınlık Ceo'yu mahvediyor gibiydi.

"Özür dilerim."

Hayatında ilk defa birinden af dilemenin nasıl bir şey olduğunu bilmeden odada gözlerini gezdirdiğinde küçüğünün boynunda gezinmeye başlayan dudakları yine hareket etti.

"Seni kendimden mahrum ettiğim için."

Bu minik şey Lalisa'nın ilacıydı ve ona dünya üzerinde iyi gelen tek şeydi.

Kesinlikle.

catgirl || jenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin