Öncelikle merhaba ben Duru ve gerçekten olayların bu noktaya nasıl vardığını bilmiyorum.Gelin en baştan anlatıyım.
Bundan yaklaşık 5 sene önceydi.Sabah lisenin ilk günü için hazırlanmaya başlamıştım ama bir sorun vardı; ufaktan karın ağrısı ve soğuk terler dökülmeye başlamıştı.Artık yeterli zamanım kalmamıştı,camdan vuran güneş bembeyaz tenimdeki çilleri belirginleştirmişti.
Uzun ve kumral saçlarımı taradım,gözlerimin yeşili biraz daha belirgin olsun diye hafif bir rimel sürdüm, son olarak boyumu daha fazla uzatmaması için düz taban ayakkabılarımı giydim.Okula girdiğimde ilk dikkatimi çeken şey ortaokulumda ki çoğu insan buradaydı ve bu durumdan hiç haz almamıştım.Ama gözüme çokta samimi olmadığım eski sınıf arkadaşım Yağmur çarptı.Tek başına çekingen bir şekilde sınıfların söylenmesini bekliyordu.İri bal rengi gözleri ve uzun kahve saçlarıyla etrafı inceliyordu.Tam o sırada göz göze geldik ve bana utangaç bir şekide gülümsedi.Gidip selam vermeyi düşündüm çünkü yanıma gelecek gibi gözükmüyordu.O sırada kalabalık bir kız erkek topluluğu gördüm,bana doğru geliyorlardı.Hepsi kendini tanıttı.Erkeklerin samimi davranışları kızların ise değişik bakışları beni rahatsız etti.Grupla vedalaştıktan sonra sınıfıma girdim.Yağmur'un yanına geçtim.Konuşma şansını şimdi yakalamıştık.Sohbet iyice ilerlemişti okulun nasıl bittiğini anlamamıştık.Eve geldiğimde tek isteğim yemek yiyip dinlenmekti ama annemle ablamın gözlerindeki meraklı bakışlar beni rahat bırakmıyordu.
Böyle sıkıcı bir gün hakkında onlara ne anlatabilirdim bilmiyorum.Yine de konuşmayı denedim ve onlara Yağmur'la iyi anlaştığımızı anlattım.Anlatma sırası ablam Derin'e gelmişti.Derin benden 2 yaş büyüktü.Ablam diye demiyorum ama 17 yaşında ki bir kıza göre fazla havalıydı.Karamel rengindeki su dalgası saçları,belirgin yüz hatları ve 1,80 boyu beni benden alıyordu.Onun hayatı da pek heyecanlı değildi.Tıpkı benimkisi gibi...Günlerin bu şekilde rutin ve sıkıcı geçeceğini düşünüyordum ki öyle de oldu.Aradan 3 ay geçti ve her şey hâlâ aynıydı.Tek değişen şey Yağmur'un ruh ikizim olduğunu fark etmemdi.Her gün okula gider çenemiz ağrıyana kadar sohbet eder çıkışta da yemek yemeye giderdik.Tabi işler böyle olunca Yağmur'u annem ve ablamla da tanıştırdım.Aramızdan su sızmıyordu.
Bir sabah okula geldiğimizde bahçedeki banklarda oturan üst sınıf öğrencilerinin bi anda dönüp bana bakmaları fazlasıyla garibime gitti.Bu zamana kadar onları görmemiştim.Aralarından bir tanesi dikkatimi çekmişti.Kumral saçları,uzaktan bile fark edilen ela gözleri ve upuzun boyu...
Sanırım 3 aydır aradığım heyecanı bulmuştum.Ta ki Yağmur'un kolumdan tutup:"Hadi geç kaldık Duru,ne bekliyorsun!" diyerek beni çekiştirmesiyle kendime geldim.
Kalbim hızla çarpıyordu.Karnımda uçuşan kelebeklerden bahsetmiyorum bile.O göz göze geldiğimiz an aklımdan çıkmıyordu.
Hemen Yağmur'a anlattım bu durumu.Pek hoşuna gitmediği yüzünden anlaşılsa bile bunu bana söylemedi.Zaten Yağmur'un üst sınıflara karşı bir nefreti vardı.Onu da anlıyorum,haklıydı.Bir çocuktan hoşlanmıştı ve çocuk arkadaşlarıyla bu durumu dalgaya almıştı.Bu yüzden onlara hiç güvenmiyordu.Ama bu benim o çocuğa tutulduğumu değiştirmiyordu.Biz ne yapıp ne edip çocuğun ismini,sınıfını ve sosyal medya hesaplarını bulduk.Adı Oğuz'du,11.sınıfa gidiyordu.
Platonik olmaktan öteye gidemezdim çünkü ilk adımı atmak bana göre değildi.Ama beni kendine her geçen gün daha çok bağlıyordu.Kantinde,bahçede,koridorda her yerde karşıma çıkıyordu.Bu durumdan memnundum zaten,çıkmasını istiyordum.Her gün bahçeye heyecanla iner,onu görmek için can atardım.Artık umudumu kesmiştim.1 aydır göz göze gelmekten ileriye gidememiştik.
Ben de okul açıldığındandır benimle konuşmak isteyen Mert'e bir şans verdim.Bu şekilde Oğuz'u unutabileceğimi düşündüm.Birlikte uzun teneffüslere çıkar,yemek yer,sohbet ederdik.Vakit geçirdiğimiz zamanlarda Oğuz'un bakışları bizi rahatsız ediyordu.
Artık Mert teneffüslerde yanıma gelmiyor,mesaj atmıyordu.Nedenini çok merak etmiştik.Yağmur Mert'in yakın arkadaşıyla konuştu ve sınıfa geldiğinde ağzını bıçak açmıyordu.Onu ısrarlarım sonucunda konuşturdum.Kimseye anlatmamam konusunda söz vermiştim ama daha fazla bu durumda sessiz kalamadım hızlıca Oğuz'un sınıfına doğru ilerledim,kapıyı açtım.Bütün gözler bana çevrildi.Herkes Oğuz'un etrafına dizilmiş sohbet ediyorlardı.Oğuz'u kolundan tutup dışarı çıkardım.Çok şaşkındı."Ne yapıyorsun?"dedi.Ona nasıl Mert'i tehdit ettiğini sordum.Bana "Çünkü seni seviyorum"dedi.Bizi birlikte görmeye dayanamıyormuş.O zaman bir aydır neredeydi? Bu soruyu sordum ve yüzünde durgunluk oluştu. Uzun süre birbirimize baktık,ona karşı hâlâ aynı duyguları hissettiğim için kendime çok sinirliydim ama her geçen saniye onu affediyordum. Konuşmamaya devam edince oradan uzaklaştım. Çıkışta yanıma geldi,benimle evime kadar yürüdü,telefon numaramı aldı.O gece sabaha kadar konuştuk.Yağmur bana gün boyunca mesaj atmıştı ama cevap vermeye fırsat bulamamıştım. Sabah okula gitmek için tatlı bir heyecanla hazırlandım.Acaba bugün çok mu abartılı olmuştum... En sevdiğim parfümümü sıktım. Dışarı çıktığımda Yağmur beni bekliyordu,sinirden yüzü kızarmıştı."Neden cevap vermiyorsun,dünden beri sana ulaşmaya çalışıyorum!Derin'de açmıyor telefonu.Siz ne yapıyorsunuz?"dedi. Ona durumu en baştan anlatıp özür diledim.Gönlünü almıştım.Okul girişinde Oğuz beni bekliyordu. Samimi davranışları Yağmur'un dikkatinden kaçmadı.Bu durum Yağmur'un hoşuna gitmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Nota
RomanceDuru,Derin ve Yağmur arkadaşlıktan öte kardeşlik... Lise yılları ilk gençlik aşkları... Sorumluluklar,ailevi problemler ,yanlış kararlar ve beraberlikler hiç beklemediğin anda gelen heyacanlar , şöhretin yüzü Peki hepsini birlikte iyi günde kötü gün...