Diyar sırıtarak Yağmur'a döndü ve "Biz ayrı mı takılsak güzelim?"dedi. O an masada bir sessizlik oluştu. Yağmur'un cevap vermesini beklemeden kolundan tuttum ve "Biz bir lavaboya gidelim mi?"dedim. Yağmur salak salak gülümsüyordu,bilincinin kaybolduğu ortadaydı. Ayakta duracak hali dahi yoktu. Yüzünü buz gibi soğuk suyla yıkadım. "Ne yapıyorsun! Makyajım çıkacak,Diyar'ın beni böyle görmesini istemiyorum."dedi. Salak salak gülmeye devam etti. Yanlış bir şey söylememek için kendimi çok zor tutmuştum.
Hem ondan 10 yaş büyüktü hemde bakışları iğrençti. Devam etmelerine izin veremezdim.Masaya geçtiğimiz sırada Yağmur'un telofonunda 3 cevapsız çağrı olduğunu gördüm. Bu babası Akif amcaydı. Akif amca 40'lı yaşlarda,mimar ve oldukça zengindi. Çok sıkı bir aile bağları yoktu. Yağmur'un her işine babası koşar ve ilgilenirdi.
Annesini toplasam 2 kere falan görmüştüm. Evde hiç oturmazdı Işıl Hanım. Aşırı bakımlı,sosyetik biriydi. Para onun için ilk sıradaydı. Zavallı küçük oğlu Emre'ye bakmaya tenezzül bile etmezdi. Onu bir nevi Yağmur büyütmüştü.Akif amcanın endişelendiği yaptığı kesintisiz aramalardan belliydi. Hemen telefonu aldım ve Akif amcayı aradım. Sesi oldukça gergindi. Birazdan evde olacağımızı söylediğimde çok rahatlamıştı.
Oğuz ve Diyar tüm bu olanları sessizce izliyorlardı. Oğuz'a dönüp "Oğuz bizim şimdi gitmemiz lazım."dedim. Diyar lafımı bölüp "Nereye kızlar daha çok erken,daha tanışamadık bile Durucum."dedi. O sırada Oğuz Diyar'a sus işareti yaparak bana döndü.
"Bugün çok güzel gözüküyorsun,bu kadar erken ayrılmak benim için çok zor olucak. Çünkü seni yanımdayken bile özlüyorum."dedi. O an heyecandan dizlerim titriyordu,kalbim içimden fırlayacak gibiydi. Oğuz'a bu kadar bağlanmam normal değildi. Ona sarılıp kulağına "Seni çok seviyorum," dedim.
Yanağımdan öperek mekandan uzaklaştık.
Bizi eve bırakmak için ısrar ettiler. Yağmur benim cevap vermemi beklemeden kabul etmişti. Arabayı Diyar kullanıyordu. Yağmur da ön koltuğa oturmuştu. Bilinci hala yerinde değildi. Yağmur,Diyar'ın eli vitesteyken bi anda elini tuttu. Diyar gülümseyerek Yağmur'a baktı. Çok hoşuna gitmiş gözüküyordu. Bu durumdan aşırı rahatsız olduğumu Diyar'a dikiz aynasından attığım sert bakışla belli ettim. Gözlerini benden kaçırıyordu. Oğuz kolunu omzuma atıp beni kendine doğru çekti. Bu şekilde Yağmurların evine gelmiştik. Vedalaşırken Diyar Yağmur'un dudağına yapışmıştı.
Yağmur şok içinde kalmıştı,Diyar'ı ittirip eve girmişti.Diyar'ın bozulduğu yüzünden anlaşılıyordu. Bi tokatı hak etmişti,Yağmur az bile yapmıştı. Gereksiz sinirliydi,arabayı çok hızlı kullanmaya başladı. O sırada Oğuz'un ellerinin titrediğini ve terlediğini fark ettim.
Korkmuştum,ne olduğunu sordum, "Bir şey yok."diyip camı açtı ve dışarıya bakmaya başladı.Tedirgin olmuştum. Benim evimin önüne gelmiştik,benle birlikte arabadan inip apartmana kadar geldi. Ona sarılıp bu gün için teşekkür ettim. Diyar'ı hiç sevmesemde. O gece çok mutluydum. Oğuz'un söylediği bütün güzel sözler kafamda yankılanıyordu. Yağmur'un yaptığı bütün aptallıkları unutmuştum bile.Sabah o tatlı heyecanla hazırlanıp okula geldim. Matematik sınavlarımız okunmuştu. Beklediğimden iyiydi,83 almıştım. Güzel bir gün oluyordu ama Oğuz'un sınıfına gittiğimde bugün okula gelmediğini söylediler. Moralim çok bozulmuştu. Normalde gelmeyeceği zamanlar haber verirdi. Ne olmuştu?
Oğuz telefonları açmayınca Diyar'ı aradım. Diyar "Oğuz'u dün 5'te eve bırakmıştım. Ne yaptı bilmiyorum."dedi. Şok olmuştum,cevap bile veremeden telefonu kapattım. Çıkışta Oğuz'un evine gitmeye karar verdim. Kapıyı açtığında gözlerime inanamamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Nota
RomanceDuru,Derin ve Yağmur arkadaşlıktan öte kardeşlik... Lise yılları ilk gençlik aşkları... Sorumluluklar,ailevi problemler ,yanlış kararlar ve beraberlikler hiç beklemediğin anda gelen heyacanlar , şöhretin yüzü Peki hepsini birlikte iyi günde kötü gün...