Elimde bir çanta vardı ve bende onu açacak cesaret yoktu.Belki de cesaretimi toplamam için biraz zaman gerekiyordu,az bile olsa uyumamda fayda vardı sanırım.Yastığa başımı koydum,gerçekten zor bir gün geçirmiştim.Başıma daha fazla bela almadan gözlerimi yumdum.Bi oraya bi buraya dönüyordum.Uyutmayan bi soru vardı kafamda.Soruyu biliyordum fakat kabullenmek zor geliyordu.Sahi insan hep sevdiklerini kaybetmek zorundamıydı?Daha fazla sığdıramadım bu merakı içime ve mutfağa gidip çantanın ağzını ayırdım.Elim ilk olarak cüzdana gitmişti,hiçbir şey yoktu.Gözüme bir kağıt çarptı,elimi attım hemen.Keşke hiç bakmasaydım,babamın fotoğrafı karşımda duruyordu.Gözlerim doldu, bir damla yaş süzüldü.İçimdeki özlemmi yoksa nefretmiydi bilmiyorum.Yıllar önce terk etmişti,hiç arkasına bakmadan çekip gitmişti.Nefret doluydum ama içimdeki özlemi dizginleyemiyordum.Bir yerlerde ufakta olsa içimde sarılma isteği vardı.Asıl önemli olan ise fotoğrafın arkasında telefon numarası ve adresi bulunuyordu.Annemin neden çantayı bırakmadığı şimdi anlaşılmıştı.Babam yıllar önce ansızın bi gecede bizi terketmişti fakat annem hep onu haklı bulmuştu,hep onu aramıştı.Onu bulduğu gün öleceğini nerden bilebilirdi ki.Gerçi,zaten babama olan sevgisinden başka hiçbir şeyi gözü görmemişti,hayatı boyunca sadece o vardı.Bunları düşünürken onu aramam gerektiği,sesini duymam gerektiğini düşündüm.Numarayı tuşladım,heyecanımı bastırdım ve aramak için dokundum.Telefon çalıyordu fakat o aradığım"alo"sesini bulamıyordum,uzunca bir bekleyişten sonra suratıma kapandı.Ani duygu değişimleri ve tedirginliğim gitgide artmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEY SEN!
RomanceYağmurlu bir gündü,gökyüzün de şimşekler çakıyordu bu anın tadını çıkarmak için pencerenin önüne oturmuş,bir yandan kahvemi yudumluyor bir yandan da önümdeki kitabı kurcalıyordum.Küçüklüğümden beri kitap kurcalamaya çok meraklıydım zaten belliydi bu...