Koşarak gittim kapıya,yavaşça araladım.Karşımda birisi duruyordu,yavaşça baştan aşağı süzdüm.Adam bana doğru bakmış gözlerini ayırmıyordu.Uzun bir süre bakıştık daha sonra;
-Buyrun,kime bakmıştınız amcacım?
-Sana bakmıştım kızım,sana bakmıştım dur biraz daha bakayım.Çok uzun zaman oldu bakmayalı,izin ver doya doya bakayım.
-Amcacım içeri buyurmak istemezmiydiniz?
Sanki ağzımdan bu cümlenin çıkmasını bekliyormuş gibi bi çırpıda içeri girdi.Ne yapıyordum ben,tekrar tekrar saçmalıyordum.Sanırım biraz önce hiç tanımadığım bir adamı eve almıştım.Evet ama hayatım sanki çokmu düzgündü.Biraz da ben saçmalamışım ne olacak yani...
-Amcacım şöyle oturun,ayakta kalmayın.
-Saolasın kızım,annen sana çok güzel bir eğitim vermiş.Gurur duydum seninle.
-Teşekkür ederim amcacım fakat siz annemi nereden tanıyorsunuz?
-Ah kızım ah,Suna benim için çok değerli bir insandı.Sahi annen nerede?
Boğazım düğümlendi,ne diyecektim şimdi ben.
-Annem öldü amcacığım,bi trafik kazası geçirdi.Zaten daha öncede bi hastalığı varmış ama doktor bana söylemedi hastalığını,bilmiyorum.
-Nasıl olur kızım,biz Sunayla daha geçen hafta konuştuk.Sesi çok iyi geliyordu,hiç hasta gibi değildi.
-Evet amca,baksana zaten ben bile bilmiyorum hala hastalığının ne olduğunu.Bu kadar gizli tutmayı nasıl becerdi onu da bilmiyorum.Genellikle hiçbir şeyi saklayamazdı benden.Dayanamaz ağzından kaçırırdı.
Bu adamı tanımıyordum,daha önce de hiç görmemiştim fakat o bizi nasıl bu kadar iyi tanıyordu.Kafam karışmıştı.Sonuçta daha önce hiç görmediğim ismini dahi duymadığım bir adam şuan oturma odamda oturmuş beni izliyordu.Normal değil miydi kafamın karışması...
-Amca senin ismin ne?
-İsmim...Neyse kızım ben gideyim hadi kal selametle.
-Amca ismini söyleseydin,nereye gidiyorsun?
Hiç ağzını açmadan kapıdan çıktı. Neydi bu şimdi.Evime tanımadığım birisi geliyor,annemi soruyor,beni seyrediyor daha sonra ismini sorunca kaçıyor.Neden herşey beni buluyordu,neden her insanın hayatı gibi düz bi hayat yaşayamıyordum.Şu yaşıma kadar doğru düzgün aksiyon filmi bile izlemedim,sevmedim fakat hayatımın her anında aksiyon var ve bu durum artık beni gerçekten rahatsız etmeye başlıyor.
Saate baktım,sabah olmak üzereydi.Biraz kestirmem gerektiğini düşünüyordum.Kafamı yastığa koyduğumu hatırlıyorum,uyandığımda çoktan gün aymıştı.Her sabah yaptığım gibi ilk olarak posta kutuma baktım.Birkaç tane posta vardı,her zaman ki gibi bankadan geldiğini düşünerek çekmeceye koydum.Daha sonra bakacaktım,sonuçta bu kadar derdin içinde bir de bankalarla uğraşamazdım.Sabah kahvemi ve elmamı aldım.Her sabah kahvaltı yapmadan önce bir tane elma yiyordum.Ortaokulda öğretmenimiz anlatmıştı,her sabah kahvaltıdan önce bir elma yemenin sağlık açısından iyi olacağını.Sabah kahvaltımı hazırladım,karşımda ki televizyonu açtım.Şuan çok mutluydum,başıma bi olay gelmeden yemeğimi yiyebilmiştim.Şimdi sıra gelen postalardaydı.İçimden hiç bakmak gelmese de önemli olabilirlerdi.İlk postalar hep bankadan gelen borçlardı.Kredi çekmiştim,emin olun birkere işiniz düştüğünde peşinizi bırakmıyorlar.Postalar yeterince canımı sıktı daha fazlasına bakmayacaktım.Yerine koyuyordum ki bir posta dikkatimi çekti,bankadan gelmeyen bir postaydı.Artık başıma o kadar olay geldi ki açmaya korkuyordum.Açacaktım fakat nasıl...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEY SEN!
RomanceYağmurlu bir gündü,gökyüzün de şimşekler çakıyordu bu anın tadını çıkarmak için pencerenin önüne oturmuş,bir yandan kahvemi yudumluyor bir yandan da önümdeki kitabı kurcalıyordum.Küçüklüğümden beri kitap kurcalamaya çok meraklıydım zaten belliydi bu...