Uyandım. Bembeyaz bir tavanla karşılaştım. Normalde tavanla biraz bakışıp sohbet ederdim sabahları ama bu sefer evde değildim. Etrafa biraz bakındım. Her yer beyaz eşyalarla kaplanmıştı. Çarşafından halısına kadar beyazdı. Üstümdeki siyah pijamalara da bakılırsa burada leke gibi gözüken tek şey bendim.
Bir dakika bir dakika az önce ben PİJAMA mı dedim? BENİM ÜSTÜMÜ KİM DEĞİŞTİRDİ? En son hatırladığım şey güzel bir şehre gözlerimi kapattığımdı.
Hızlıca yataktan kalkıp etrafı dolaşmaya başladım. Bu ev tamamen beyaz gibiydi. Hiçbir yerde leke yoktu. Birileri gerçekten burda çok iyi temizlik yapıyor olmalıydı. Karşı karşıya beyaz kapılı odalar vardı ama hiç birine girmeye cesaret edemiyordum. Derken sanki beni duymuş gibi arkamdaki odadan biri çıktı. Arkamı dönmemle çarpışmamız bir oldu. Sanırım önüne bakmayarak yürüyordu.
Ayağıma dolanan hafif şeye baktığımda çok tatlı bir kız çocuğu gördüm. Ve gülümsedim. Kızın üzerinde siyah tüllü bir elbise vardı. Sanırım bu evde siyah kıyafetler bir kuraldı. Kız kafasını kaldırdığında beni görür görmez gözleri doldu. Koşarak koridorun sonuna gitti ve kirişten sola doğru girdi. Biraz sonra adım sesleri gelince orada bir merdiven olduğunu anladım. Kız da aşağı inmişti. Ne olduğunu anlamadım. Ben de merdivene doğru yürümeye başladım. Bir şeyleri mantığıma oturtmaya çalışıyordum ama ben çabaladıkça sürekli yeni şeyler çıkıyordu karşıma. Bu yüzden yapbozun parçaları sürekli artıyor gibi hissediyordum. Parçalar arttıkça ağlayasım geliyordu.
Neredeydim? Neden benden kaçmıştı?
Ruhumun yorulduğunu hissedebiliyordum. Ben böyle düşüne düşüne merdivene ulaşınca en sonuncu odadan biri çıktı. Kafamı kaldırıp çıkan kişiye baktığımda bu olayların burda olmamın asıl sebebi olan dünkü adam karşımdaydı. İçimden derin bir nefes aldım. Onu görünce bu kadar rahatlayacağımı ben bile tahmin edemiyordum.
Saçını karıştırdı ve "Ooo erkenciyiz."dedi
"Uyku tutmadı diyebilirdim ama kucağında uyudum."
Dudağı alayla kıvrıldı "Rahat edebildin mi bari?"
"Şakayı kes. Sabah uyandığımda üstümde elbisem yoktu. Üstümü kim değiştirdi?"
"Sakin ol sana dokunmadım. Burada çalışan bir kadın değiştirdi. "
"Elbisem nerde? Ben o elbiseyi almak için 3 ay uğraştım senin haberin var mı?"
Güldü. "Sadece kilere koydurttum. Burdayken zaten giyemezsin. Çıkarken alırsın."
"Az önce bir kız çocuğuyla karşılaştım ve beni görünce ağlayarak aşağı indi. Bu ne demek oluyor?"
Gülümsemesi soldu. Gözleri kocaman açıldı. Ne dediğini algılamak istercesine uykunun mahmurluğuyla suratıma baktı
"Hasiktiiir." Dedi ve o da koşarak aşağıya indi.
"NELER OLUYOR YAA BİRİ ARTIK BANA BİR ŞEYLER ANLATSIN"
diye bağırdım arkasından.Sesimi duymuş olmalı ki odalardan birinden biri daha çıktı. Kapı sesiyle tekrar çıkan kişiye baktığımda benim yaşlarımda bir adamı gördüm. Onunda yeni uyandığı gözlerinden belliydi. Bir de esnemişti.
Saat kaçtı ki? Ya buradakiler çok geç uyanıyordu ya da ben gerçekten herkesi uyandırmış olabilirdim. Bana yaklaştı ve karşıma geçti. Önce gülümsedi. Benim suratımda bir mimik oynamayınca ciddi bir ifadeye büründü. Kusura bakmasın ama bu kadar karışıklığın içinde bir de zorla gülümseyemezdim.
"Bu gün kabul günün mü?"
"E-evet. Yani sanırım."
"Buradaki birinin seninle konuşması yasak. Seninle sadece seni getiren kişi konuşabilir. "
"Sen nasıl konuşuyorsun?"
"Ordan bakınca kuralları takan bir tip mi görüyorsun? "
"Haklısın.(hafif gülümsedim) Peki o çocuk neden benden kaçtı?"
"Seni annesinin yerine geçecek kötü kalpli üvey anne olarak görüyor çünkü."
"Na-nasıl yani?" biraz daha zorlasam gözlerim yerinden çıkabilirdi sanırım.
Lann. Elimi başıma geçirerek saçlarımı çekiştirmeye başladım. Bu kadar bilinmemezlik beni yoruyordu.
"Altı üstü seni getiren kişiyle evleneceksin niye bu kadar büyüttün ki?"
"Niye seni her gün biri arıyor annenle babanın öleceğini söylüyor. Sonra bir adamın arabasına biniyorsun hasteneye gidiyorsun. Sonra aslında annem ve babanın ölmeyeceğini bunların oyun olduğunu öğrenip tanımadığın bir adam tarafından bilmediğin nedenlerle buraya getirilip bir de üstüne evleniyor musun? Sence gündelik bir olay mı bu?"
Sinirlenmiştim. Hatta delirmek üzereydim.
"Hayır ama senin yaptığın şeyleri ben yapmış olsam bu olacak olaylara kendimi zaten hazır hissederdim. Senin için hiçbir şey değil bu."
"İyi de ben ne yapmışım ki?"
Gülümsedi. Ama masum bir gülümseme değildi bu. Gözlerindeki tilkileri çok rahatlıkla görebilirdiniz.
Arkamda birisine baktığını gördüm o kişiye bakarak konuştu.
"Çok kötü şeyler... Çok..."