15.Market

919 88 10
                                    

Bu bölümde +18 sahne bulunmaktadır lütfen rahatsız olacaklar okumasın!

Keyifli okumalar dilerim💜 

Mantıklı düşünmek nedir sizce? Yada sizler verdiğiniz kararların sonunda pişman olmaya göz yumanlardan mısınız yoksa şu mantık denen kavramı kullanıp her işin sonunda zaferle kendinizle gurur duyan biri mi?

Siz hangisisiniz?

Ben pişman olmaya göz yumanlardanım, çünkü bu adam hayatıma girdiğinden beri mantıklı düşünmek bana oldukça zıt ve ters bir hale gelmişti. Eskiden olsa bu soruya derhal hiç düşünmeden tabi ki de mantığımı kullanırım derdim. Sanırım herkesin belli bir dönemde mantıklı düşünme işlevi köreliyordu tıpkı benim şimdi olduğu gibi...

Dudakları tenimde nasıl hareket etmesi gerektiğini çok iyi biliyordu. Daha hızlı daha istekli ve sanki yıllardan beri beni arzularmış gibiydi. Artık nefes alamadığımı hissediyordum beni öyle bir kenara sıkıştırmıştı ki nefes almama dahi izin vermiyordu. Dudakları boynumu esir ederken elleri belimi sıkıca sarılmış bedenimi kendi bedenine bastırıyordu. Elleri yavaş ama beni bir yaprak gibi titretecek bir edayla göğüsüme doğru yol aldı.

Sağ avcunun içine sol göğüsümü hapsedip sert bir şekilde sıktı. Artık bedenim benden bağımsız şekilde titriyor ve yanıyordu. Hissettikleri o kadar yoğun ve fazlaydı ki içimden bir yerlerde bir şeyler patlamaya hazır bir volkan gibiydi. Parmakları sol göğüsümün açıkta kalan kısmında gezinirken südyenimi biraz daha aşağıya çekiştirip sol göğüsümü tamamen açıkta bıraktı.

" Nil o kadar güzelsin ki" susup alnını alnıma yasladı. " Seninle güneş doğana kadar sevişebilirim" söylediği her bir kelime o kadar fazla geliyordu ki içimdeki patlamaya hazır olan volkan her an patlayacakmış gibi bir his bırakıyordu bende kelimeleri.

Dudakları boynumdan ayrılıp açıkta kalan sol göğüsüme doğru ilerledi. Göğüsüme masum bir öpücük kondurup geri çekildi ben onun durmasıyla kendimi boşlukta hissederken gözlerimi açıp Cana baktım o benim bu halime gülüp tekrar bir öpücük daha kondurdu göğüsüme.

Dilinin aniden devreye girmesiyle dudaklarımdan dökülen inlemeyi durduramadım. Dili göğüs ucuma daireler çizerken ellerim istemsizce saçlarına doğru gitti. Bu adam işini biliyordu beni nasıl delirteceğini çok iyi biliyordu. Hiç beklemediğim bir anda göğüs ucumu dişlerinin arasına hapsetmesiyle ellerimin arasında ki saçlara uyguladığım baskıyı daha da arttırdım.

" Ah" dudaklarını göğüsüm den çekip bana baktı uzunca yarı açık olan gözlerimle yüzünü inceledim kısaca. Gözleri kahvenin en koyusuydu ve parlıyordu, dudakları şişmiş saçları dalmıştı dudaklarında ise anlam veremediğim bir sırıtış vardı. Dudaklarını dudaklarıma yaklaştırıp sağ elini sol göğüsüm den çekip çenemi kavrayıp ona bakmamı sağladı.

" Söyle bana ne istiyorsun?" Sorusuyla kendime gelip gözlerimi tamamen açtım sorduğu soruya vereceğim cevabı biliyordu ama bilerek yapıyordu beni utandırmak için. Yutkunup kendimi toparladım heyecandan konuşamazsam rezil olacaktım birazdan adama ve ben bunu istemiyordum.

" Cevabını biliyorsun Can."

" Senden duymak istiyorum Nil."

" Neyi?"

" Benden sana ne yapmamı istediğini söyle bana Nil."

Ellerimi sıkıca boynuna sarıp yakın olan dudaklarımızı birleştirdim. Usulca onu öperken o bana karşılık vermiyordu. Üst dudağını dudaklarımın arasına alıp emdim geri çekilecekken elleriyle ensemden sıkıca tutup geri çekilmemi engelledi. Dudakları bu sefer benim öpücüğüme karşılık verirken bende onun hızıyla aynı şekilde ona eşlik etmeye başladım.

Ateş Ve SuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin