BÖLÜM 2 : Kahramanım

62 13 1
                                    

MARK'TAN :

Sırtıma bir şeyin battığını hissedince küfrederek başımı kaldırdım ve arkama döndüm.

-Ne var Sandra ? dedim sertçe.

Gökkuşağını andıran saçlarını iki yanda toplamış muzipçe sırıtıyordu.

-Sabahtan beridir uyuyorsun uykucu !

-Eee ne var yani uyuyorsam?

-Sınıfa baksana bir eksiklik görüyor musun ?

Dönüp gözlerimle sınıfı taradım; Isabella makyaj yapıyordu, Lisa kitap okuyordu , Alex şapkasıyla uğraşıyordu , Clarck Barry'nin gizlice bağladığı bağcıklarını açmaya çalışıyordu Barry de ona bakıp kahkahalarla gülüyordu , Brandon basketbol topuyla oynuyordu , Dora da kulaklığını takmış müzik dinliyordu .
Sandra ' ya dönüp :

-Haklısın saat yok .

Sandra beni çimdikleyerek sinirle baktı.

-Man kafa bu sınıfta saat zaten yoktu ! Görmüyor musun Janet yok .

Hemen ayağa fırladım . Evet haklıydı Janet ' ın sırası boştu.

-Nerde o ?

-Bilmiyorum , okula gelmedi . Ben de sen biliyorsun sandım. 

Telefonumu çıkarıp Janet ' ın numarasını tuşladım . Cevap vermiyordu . Çantamı da alıp sınıftan çıktım.  Sandra arkamdan sesleniyordu :

-Janet ' ı bulursan beni aramasını söyle.

Tamam deyip döndüğüm sırada yanımdan roket hızıyla geçen Clarck ' a çarptım . Yine Dora ' nın telefonunu almış kaçıyordu.  Dora yanımdan geçerken durdu :

-Janet Preslock ' ta . Gitsen iyi olur , dedi ve Clarck'ın peşinden koşmaya başladı.

SANDRA ' DAN :

Ders boştu ve sınıf çok sıkıcıydı.  Yapacak bir şey bulmalıydım ve bunun ne olduğunu çok iyi biliyordum . Sondaki boş sıraya bıraktığım gitarımı aldım ve çizmelerimle yer döşemelerini takırdata takırdata sırama oturdum .
Gitarımı akor ettikten sonra en beğendiğim ve kendi bestelediğim şarkıyı çalmaya başladım.  Aynı anda sınıftaki gürültü yok oldu . Sınıftakiler de az sonra elleriyle ve ayaklarıyla tempo tutarak bana eşlik ettiler . Diğerleri değil de en çok Brendon ' ın şarkıya katılması beni mutlu etmişti.  Hoş bir çocuktu :))

CLARCK ' TAN :

Isabella kediciğimi üzgün görmek beni de üzmüştü . Onu biraz sevindirmek için ona sokakta bulduğum çiçekleri vermeye karar verdim.  Sıramın altından çıkardığım çiçekleri alıp arkamda oturan Isabella'ya uzattım.

-Hadi kediciğim biraz mutlu ol !

Tatlı tatlı gülerek çiçekleri aldı.

-Ah Clarck iyi ki varsın . Seviyorum seni ponçiğimmm .

Çiçekleri koklayarak ;

-Clarck , sence de bunlar biraz değişik kokmuyor mu ? Sanki ....

-Yok yok normal kokuyor kediciğim.

Lisa çiçekleri alıp kokladı ve :

-Iyy iğrenç !! Bunlar berbat kokuyor.

Isabella onaylayarak :

- Hey Clarck baksana sen bunları mezarlıktan falan toplamadın değil mi ?

Gülerek :

-Kediciğim deli miyim ben .Hem ben mezarlıktan korkarım.

-Clarck bu çiçeklerin arasında et parçaları var , dur bi dakika sanki biraz da portakal kabuğu ... Clarccccckkkkkk !! Nerden buldun bu kahrolası çiçekleri ??

Hiç bozuntuya vermeden :

-Okulun iki sokak arkasında bulunan çiçekçi var ya ışte onun yanındaki kafenin sağında bulunan çöp kutusundan .

Aniden bağıran Isa ' nın sesi doğrusu beni bi hayli korkutmuştu .

-Iyy canın cehenneme Clarckkkk !! deyip çiçekleri kafama fırlattı ve sınıftan koşarak çıktı.
Çiçekleri alıp tam peşinden gidecekken Lisa beni kolumdan tutup durdurdu .

-Hey Clarck , o çiçekleri ağzında bulmak istemiyorsan yerinde kal !

deyip Isabella ' nın arkasından çıktı.

Tamam kabul ediyorum biraz abartmış olabilirim ama çiçekler için verdiğim mücadeleye değmişti...

MARK ' TAN :

Preslock ' a geldiğimde Janet ' ı her zaman oturduğunuz bankta buldum . Endişeli bir hali vardı.  Gözlerini yerdeki çakıl taşlarına dikmiş , hareketsizdi .

-Janet ??

Sesimi duymamıştı.  Omzuna dokunup

-Hey Janet ?? dedim .

Birden irkilerek başını kaldırıp bana baktı.

-Ne işin var burda ?

-Asıl senin ne işin var ? Neden okula gelmedin ?

Cevap vermedi . Gözünü tekrar yere dikti .

-Sen iyi misin ? Ne oldu ?

Gözünden yaşlar boşanırken kalkıp boynuma sarıldı.

-Hey , tamam sakin ol . Neler oldu hemen anlatıyorsun küçük cadı .

Yanına oturup ellerini avuçlarıma aldım . Gözlerine bakarak ona güven vermeye çalıştım. Onu seviyordum . Onun incinmesine izin veremezdim. Asla !

JANET ' TAN :

Karşımda oturmuş bana bakarken bir kez daha ne kadar şanslı olduğumu hatırladım . Gözlerinde endişe ve korku vardı.  Ona güvenim sonsuzdu . Gözyaşlarıma hakim olmaya çalışarak konuşmaya başladım :

-Babam Ronwoo ' yu Stockholm ' e gitmeye zorladı. Bu gece yola çıkacak.  Babam çok acımasız davranıyor. Ondan ... bilemiyorum , nefret etmiyorum ama sevdiğimi de söyleyemem . Ronwoo ' ya yaptıkları çok fazla !!

Sözlerimi bitirince beni kendine çekti ve kollarını sımsıkı doladı .
Parfümünün kokusu başımı döndürüyordu. Saçlarımdan öperek kulağıma fısıldadı :

-Her şey yoluna girecek . Ronwoo ' nun bu işin üstesinden geleceğinden eminim . Unuttun mu o benim bir numaralı kahramanım.

Ikimizde güldük.
Ronwoo ikimize de en iyi şekilde abilik etmişti . Mark ' la aramızdaki ilişkiyi öğrendiği zaman gayet sakin bi tavırla dinlemiş , Mark ile tanışmaktan büyük zevk alacağını söylemişti.  Ikisi gayet iyi anlaşmıştı. Ronwoo , Mark ' a kardeşim demişti .

Ronwoo , Mark ' ın bir numaralı kahramanıydı . Ama şimdi gidiyordu...

Mark ile konuştuktan sonra bir nebze de olsa rahatlamıştım.

Ayağa kalkıp elimden tuttu .

-Kalk bakalım gidiyoruz .

Afallamıştım.

-Nereye ?

-Hadi ama , kahramanımızın böylece gitmesine izin mi vereceğiz ?

-Ama...

-Hey , burda kalıp ağlamak isteyen birisi mi var ? Saçma. Kalk hadi .Bu işi bitirelim . Ronwoo ' nun öylece gitmesine izin veremeyiz .

-Sen var ya ...

-Ne dedin ?

- Yok bi şey.

-Bence de .

Deliydi bu çocuk. Net :))

Kaskı alıp bana uzattı. Arkasına geçip ellerimi göğsünde birleştirdim. Motorsiklet park yerini terk edip otoyola çıktı. Bekle Ronwoo ...

Vampirin Gözleri ( ASKIYA ALINDI )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin