MARK'TAN :
Sırtıma bir şeyin battığını hissedince küfrederek başımı kaldırdım ve arkama döndüm.
-Ne var Sandra ? dedim sertçe.
Gökkuşağını andıran saçlarını iki yanda toplamış muzipçe sırıtıyordu.
-Sabahtan beridir uyuyorsun uykucu !
-Eee ne var yani uyuyorsam?
-Sınıfa baksana bir eksiklik görüyor musun ?
Dönüp gözlerimle sınıfı taradım; Isabella makyaj yapıyordu, Lisa kitap okuyordu , Alex şapkasıyla uğraşıyordu , Clarck Barry'nin gizlice bağladığı bağcıklarını açmaya çalışıyordu Barry de ona bakıp kahkahalarla gülüyordu , Brandon basketbol topuyla oynuyordu , Dora da kulaklığını takmış müzik dinliyordu .
Sandra ' ya dönüp :-Haklısın saat yok .
Sandra beni çimdikleyerek sinirle baktı.
-Man kafa bu sınıfta saat zaten yoktu ! Görmüyor musun Janet yok .
Hemen ayağa fırladım . Evet haklıydı Janet ' ın sırası boştu.
-Nerde o ?
-Bilmiyorum , okula gelmedi . Ben de sen biliyorsun sandım.
Telefonumu çıkarıp Janet ' ın numarasını tuşladım . Cevap vermiyordu . Çantamı da alıp sınıftan çıktım. Sandra arkamdan sesleniyordu :
-Janet ' ı bulursan beni aramasını söyle.
Tamam deyip döndüğüm sırada yanımdan roket hızıyla geçen Clarck ' a çarptım . Yine Dora ' nın telefonunu almış kaçıyordu. Dora yanımdan geçerken durdu :
-Janet Preslock ' ta . Gitsen iyi olur , dedi ve Clarck'ın peşinden koşmaya başladı.
SANDRA ' DAN :
Ders boştu ve sınıf çok sıkıcıydı. Yapacak bir şey bulmalıydım ve bunun ne olduğunu çok iyi biliyordum . Sondaki boş sıraya bıraktığım gitarımı aldım ve çizmelerimle yer döşemelerini takırdata takırdata sırama oturdum .
Gitarımı akor ettikten sonra en beğendiğim ve kendi bestelediğim şarkıyı çalmaya başladım. Aynı anda sınıftaki gürültü yok oldu . Sınıftakiler de az sonra elleriyle ve ayaklarıyla tempo tutarak bana eşlik ettiler . Diğerleri değil de en çok Brendon ' ın şarkıya katılması beni mutlu etmişti. Hoş bir çocuktu :))CLARCK ' TAN :
Isabella kediciğimi üzgün görmek beni de üzmüştü . Onu biraz sevindirmek için ona sokakta bulduğum çiçekleri vermeye karar verdim. Sıramın altından çıkardığım çiçekleri alıp arkamda oturan Isabella'ya uzattım.
-Hadi kediciğim biraz mutlu ol !
Tatlı tatlı gülerek çiçekleri aldı.
-Ah Clarck iyi ki varsın . Seviyorum seni ponçiğimmm .
Çiçekleri koklayarak ;
-Clarck , sence de bunlar biraz değişik kokmuyor mu ? Sanki ....
-Yok yok normal kokuyor kediciğim.
Lisa çiçekleri alıp kokladı ve :
-Iyy iğrenç !! Bunlar berbat kokuyor.
Isabella onaylayarak :
- Hey Clarck baksana sen bunları mezarlıktan falan toplamadın değil mi ?
Gülerek :
-Kediciğim deli miyim ben .Hem ben mezarlıktan korkarım.
-Clarck bu çiçeklerin arasında et parçaları var , dur bi dakika sanki biraz da portakal kabuğu ... Clarccccckkkkkk !! Nerden buldun bu kahrolası çiçekleri ??
Hiç bozuntuya vermeden :
-Okulun iki sokak arkasında bulunan çiçekçi var ya ışte onun yanındaki kafenin sağında bulunan çöp kutusundan .
Aniden bağıran Isa ' nın sesi doğrusu beni bi hayli korkutmuştu .
-Iyy canın cehenneme Clarckkkk !! deyip çiçekleri kafama fırlattı ve sınıftan koşarak çıktı.
Çiçekleri alıp tam peşinden gidecekken Lisa beni kolumdan tutup durdurdu .-Hey Clarck , o çiçekleri ağzında bulmak istemiyorsan yerinde kal !
deyip Isabella ' nın arkasından çıktı.
Tamam kabul ediyorum biraz abartmış olabilirim ama çiçekler için verdiğim mücadeleye değmişti...
MARK ' TAN :
Preslock ' a geldiğimde Janet ' ı her zaman oturduğunuz bankta buldum . Endişeli bir hali vardı. Gözlerini yerdeki çakıl taşlarına dikmiş , hareketsizdi .
-Janet ??
Sesimi duymamıştı. Omzuna dokunup
-Hey Janet ?? dedim .
Birden irkilerek başını kaldırıp bana baktı.
-Ne işin var burda ?
-Asıl senin ne işin var ? Neden okula gelmedin ?
Cevap vermedi . Gözünü tekrar yere dikti .
-Sen iyi misin ? Ne oldu ?
Gözünden yaşlar boşanırken kalkıp boynuma sarıldı.
-Hey , tamam sakin ol . Neler oldu hemen anlatıyorsun küçük cadı .
Yanına oturup ellerini avuçlarıma aldım . Gözlerine bakarak ona güven vermeye çalıştım. Onu seviyordum . Onun incinmesine izin veremezdim. Asla !
JANET ' TAN :
Karşımda oturmuş bana bakarken bir kez daha ne kadar şanslı olduğumu hatırladım . Gözlerinde endişe ve korku vardı. Ona güvenim sonsuzdu . Gözyaşlarıma hakim olmaya çalışarak konuşmaya başladım :
-Babam Ronwoo ' yu Stockholm ' e gitmeye zorladı. Bu gece yola çıkacak. Babam çok acımasız davranıyor. Ondan ... bilemiyorum , nefret etmiyorum ama sevdiğimi de söyleyemem . Ronwoo ' ya yaptıkları çok fazla !!
Sözlerimi bitirince beni kendine çekti ve kollarını sımsıkı doladı .
Parfümünün kokusu başımı döndürüyordu. Saçlarımdan öperek kulağıma fısıldadı :-Her şey yoluna girecek . Ronwoo ' nun bu işin üstesinden geleceğinden eminim . Unuttun mu o benim bir numaralı kahramanım.
Ikimizde güldük.
Ronwoo ikimize de en iyi şekilde abilik etmişti . Mark ' la aramızdaki ilişkiyi öğrendiği zaman gayet sakin bi tavırla dinlemiş , Mark ile tanışmaktan büyük zevk alacağını söylemişti. Ikisi gayet iyi anlaşmıştı. Ronwoo , Mark ' a kardeşim demişti .Ronwoo , Mark ' ın bir numaralı kahramanıydı . Ama şimdi gidiyordu...
Mark ile konuştuktan sonra bir nebze de olsa rahatlamıştım.
Ayağa kalkıp elimden tuttu .
-Kalk bakalım gidiyoruz .
Afallamıştım.
-Nereye ?
-Hadi ama , kahramanımızın böylece gitmesine izin mi vereceğiz ?
-Ama...
-Hey , burda kalıp ağlamak isteyen birisi mi var ? Saçma. Kalk hadi .Bu işi bitirelim . Ronwoo ' nun öylece gitmesine izin veremeyiz .
-Sen var ya ...
-Ne dedin ?
- Yok bi şey.
-Bence de .
Deliydi bu çocuk. Net :))
Kaskı alıp bana uzattı. Arkasına geçip ellerimi göğsünde birleştirdim. Motorsiklet park yerini terk edip otoyola çıktı. Bekle Ronwoo ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampirin Gözleri ( ASKIYA ALINDI )
VampireGizli anahtarın peşinde olan liseli gençlerin serüveni sizi de kendine çekecek.Sakarlıkları ile sizi gülmekten kırdıracak bi Clark ve her zaman ağır başlılığını koruyan Lisa... Siz de bu amansız arayışta var mısınız ?