BÖLÜM 7

26 12 3
                                    

Aldığım mesajla bir an Newt'in kim olduğunu hatırlamaya çalıştım. Aniden kafama dank etti. Evimdeki yabancı.  Demek adı Newt'ti.

Hemen kitaplarımı toplayarak çantama attım. Fermuarını koparırcasına çekerek sırtıma geçirdim. Meraklı bakışlara aldırış etmeden yerimden kalktığım gibi dışarı fırladım.

Merdivenleri ikişer ikişer koşarcasına inerek bahçeye çıktığımda Bekçi Samon'a aldırış etmeden okul kapısından çıktım.

Cebimdeki telefonu çıkartarak Newt'i aradım. Telefon çalıyordu ama açmıyordu. Korkunun da etkisiyle kalbim yerinden çıkarcasına atmaya başlamıştı.

İlerde evimin önünde duran siyah BMW'yi görünce korkum daha bir arttı. Bu muhtemelen Newt'tin geçen akşam bahsetmiş olduğu o arabaydı. Arabaya üç dört adım kala birinin beni kolumdan tutup çekmesiyle neye uğradığımı şaşırdım. Eliyle ağzımı kapatarak susmamı söyledi.

+ "Newt ne oluyor? Bu araba o araba mı yoksa? İçerdeler mi?"

- "Şş sus. Nasıl oldu bilmiyorum ama yerimi buldular. "

+ "Ee şimdi ne olacak?"

- "Bilmiyorum ama önce burdan gitmemiz gerekiyor."

+ "İyi de nereye?"

- "Çok soru sorma gel hadi."

Ayağa kalkıp elimden tuttu. Arkadan dolanarak ara sokaklara girdik. Neyin içindeydik biz Tanrı aşkına.

Bir süre konuşmadan yürüdük. Sessizliği bozan ben oldum.

- "Nereye gidiyoruz?"

+ "Bilmiyorum ama saklanmamız gerekiyor. "

- " 'saklanmamız gerekiyor derken?' Pardon da ben neden saklanıyorum? Adamların derdi seninle benim ne alakam var?"

Bir an durup ciddi bir şekilde yüzüme baktı.

+ " Kızım ben sana dün ne anlattım? Abin de bu işin içinde dolayısıyla senin de başın belada. Adamlar sana da zarar verebilirler ki öyle olmasa evine gelmezlerdi öyle değil mi?"

Çok haklıydı ama yürümekten ayaklarımda derman kalmamıştı. Belli ki nereye gideceğimizi bilmeden yürüyorduk. Aklıma gelen fikirle bakışlarımı ona çevirdim.

- "Aslında ben nereye gidebileceğimizi biliyorum."

+ "Nereye?"

- "Soru sorma, gel benimle gidince görürsün."

Yoldan geçen bir taksiyi durdurarak bindik ve gideceğimiz adresi şoföre tarif etmeye başladım.

------------------------------------------------------------------

Alex'in anlatımıyla :

Lisa sınıftan telaşla çıkınca nedensizce içimi bir korku kaplamıştı. Arkasından seslenmeme rağmen beni duymamıştı. Tam arkasından gidecekken sınıfa hocanın girmesiyle tekrar yerime oturmuştum. Sandra'ya nereye gitti dercesine bakışlar attım. O da bilmiyordu. O sırada bana bakmakta olan Brandon'u da farketmemiş değildim. Önüme dönüp hocanın anlatmakta olduğu bir takım boş bilgiyi dinlemeye başladım. Başka türlü zaman geçmeyecekti yoksa.

Zil çalar çalmaz telefonumu çıkartıp Lisa'yı aradım. Açmıyordu. Sandra, Janet ve Mark'ta yanıma gelmişti. İkinci kez aradığımda yine açmayınca sinirden ağzımdan belli belirsiz bir küfür döküldü. O sırada Sandra'nın telefonu çalmaya başladı. Lisa'nın olmasını umuyordum.

-Alo?
...
-Yok hayır.
...
-Evet evet geldi ama ikinci dersten önce çıktı. Nereye gittiğini bilmiyoruz.
...
-Peki.
...
-Görüşürüz efendim.

Anlamaz bakışlarla Sandra'nın telefonu kapatmasını bekledik.

"Mmm şey..arayan Martin'di . Lisa'yı sordu."

"Kalkın gidiyoruz."

Konuşan Mark'tı.
Hala ona bakmakta olan Janet ve diğerlerine bakarak konuşmasına devam etti.

"Abi mal mal yüzüme bakmayın. Lisa'nın evine gidelim. Evdedir."

Onu onaylayıp çantalarımızı aldık. Clarck ve Dora da konuşmamıza şahit olmuş olacaklar ki onlarda çantalarını aldılar. Tam çıkacakken "Ben de geliyorum" diyen Brandon'un sesiyle ona döndük.

"Bi sen eksiktin."

Sözlerime aldırış etmeden arkamızdan gelmeye başladı.

Lisa'nın evi okula yakın olduğu için kısa sürede evine varmıştık. Kapıyı çalıp beklemeye başladık ama açan olmadı. Bir kaç kez daha çaldıktan sonra açan olmayacağını anlayarak yedekte olan anahtarı kapının yanında duran gizli bölmeden alarak kapıyı açtım.

Içeri girdiğimizde karşılaştığımız manzara hiçte aşina olmadığımız bir manzaraydı. Lisa her zaman çok düzenliydi ama şimdi ev darmadağında. Sanki içeriye hırsız girmiş gibi bir hali vardı.

"Ne olmuş burda ya?"

Sandra'yı duymazdan gelerek yatak odasına ardından banyoya baktım. Lisa nerdesin yaa!

"Alex. Buraya gelmen gerekiyor."

Mark'ın adımı seslenmesiyle salona girdim. Kanepenin yanında diz çökmüş bir şeylere bakıyordu.

"Ne oldu?"

"Burda kan var."

"Kan mı? "

"Evet . Gel bak."

Eğilip gösterdiği yere baktım. Evet haklıydı kan vardı ama kurumuştu.

"Sizce burda ne olmuş olabilir?"

"Hiçbir fikrim yok Janet. Kan kuru. Tahminimce dünden kalma."

"Peki Lisa nerde? "

Konuşan Brandon'du.

"Nereye gitmiş olabilir bir tahmini olan var mı?"

Brandon'un sorusunu es geçerek Janet'a baktım.

"Aslında ben nereye gittiğini biliyorum sanırım. "

Dora ile birlikte aynı anda ağzımızdan Göl Evi çıktı.

Birbirimize bakıp gülümsedik.

"Tabi yaa! Eğer başımıza bir şey gelirse veya sıkıntımız olunca oraya gidecektik. Kesin ordadır."

Janet'i onaylayarak yerimden kalktım.

"Ee hadi o zaman gidelim."

--------------------------------------------------------------

Lisa'dan:

Göl Evi'ne gelmemizin üzerinden yaklaşık bir saat geçmişti. Burda güvende olacağımıza emindim. Oturduğum koltukta arkama daha da yaslanıp şömineyi yakmaya çalışan Newt'i izlemeye başladım. Dün akşam farketmemiştim ama gayet yapılı biriydi. Spor yaptığı belliydi. Boyu benden baya uzundu. Ben öylece onu izlerken birden kapı çalmaya başladı.

Ani bir panikle ayağa zıpladım. Newt'te yaklaşarak kolunu tuttum. O ise sinirle bir şekilde küfürler savuruyordu.

"Ne yapacaz?  Buldular bizi. Saklanmalıyız."

"Tamam sakin ol bir şey olmayacak. "

"Buranın bodrumu falan yok mu ?"

"Var ."

Elinden tutup bodrum kapısına doğru giderken adımın seslenmesiyle yerimde kalakaldım.

Vampirin Gözleri ( ASKIYA ALINDI )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin