"DERYA"

119 8 4
                                    

Günaydııın, yeni bölüm biraz geç geldi. Aslında yeni bölüm hazırdı dün gece atıcaktım fakat yetişmedi. Bundan sonraki bölümleri daha uzun yazmayı düşünüyorum. (kısa bölümler okumayı sevmeyen biri olarak uzun bölümler yazmayı tercih ederim.)Bu bölüm biraz aceleye geldi ama güzel oldu dldösls. Hepinize iyi okumalaaar:)

Bölüm şarkısı: Tuğkan-Derya

Yıllarca gizemini siyaha sığdıran hayatım, minicik bir beyazlığa gerçekleri haykırmaya çalışıyordu sanki. Korku ile merak arasındaki o ince çizgide ilerlemeye çalışıyordum. İlk yarıyı geçmeden önce rahatça geri dönebilecekken, ben daha da incelen o ipte koşmayı tercih etmiştim.

Korku şeytanımın bacağını kırmıştım.

Üstümde şişme mont olmasına rağmen onun omzuma dokunmasıyla vücudum karıncalanmaya başladı. Dünya durmuş gibiydi, sadece o ve ben vardık. Çevreden duymamaya başladığım insan sesleri, göz kenarlarımın yanmaya başlaması, ayaklarımdaki bağın yavaş yavaş çözülmesi ve her şey simsiyah...

*****

Başımda belli belirsiz konuşan insanlar vardı ama ben onları ne duyabiliyor ne de görebiliyordum. Üşüyordum fakat elimden koluma uzanan bir sıcaklık vardı. O sıcaklığa ulaşmalıydım. Konuşulanları duymak isteyecek kadar bile gücüm yoktu. Çok zor da olsa bileğimi sıkmayı başarmıştım, sesler yükseliyordu ve ben artık konuşulanları duymaya başladım.

"Uyandı! Elimi sıktı, uyandı uyandı!" ses fazlasıyla yakından geliyordu, gözlerimi araladığımda tanımadığım, aslında çokça tanıdığım, o sureti gördüğümde kendime resmen geldim.

"Evet, şuan hastamız nasıl?" doktorun yönelttiği sorunun başta bana sorulduğunu kavrayamasamda son anda jeton düştü. Sadece "İyiyim." demekle yetindim. O, gizemli adam, ise pür dikkat konuşulanları dinliyordu.

"Mahru Hanım, bugünlerde vücudunuzdaki vitamin eksiklikleri bir hayli artmış. Ve sanırım bu sıralar fazla stres ve heyecan yaşıyorsunuz." bunu söylerken doktor ona bakmıştı. O da bakışlarını bana çevirmişti. Üzerimde gezinen bakışlar, varlığıyla beni daha da rahatsız etmişti.

"Fakat yaşadığınız stres ve heyecan sağlığınız için fazlasıyla zararlı, bu günlerde ani duygu karmaşalarından uzak durmalısınız." ben duygu karmaşasından uzak duracaktım. Ben? Günlerdir peşimde bilmediğim bir adam vardı, doktorsa bana sakin olmamı söylüyordu.

"Tamam Doktor Bey, Mahru bundan sonra daha dikkatli olacak." benden önce lafa atlayan gizemli adam bana annemmiş muamelesi yapıyordu. Eli hâlâ elimi sımsıkı tutuyordu. Tek kaşımı kaldırarak bakışlarımı eline sürdüm. Bakışlarımdan demek istediğimi anlamış olacak ki elini çekmesi fazla sürmedi.

"Şeyy ben..." elini ensesine götürüp saçını kaşırken bir bahane bulmak için çabaladığı her halinden belliydi fakat içinde olduğu durumu bozmuyordu. "Elin çok üşümüştü de, ben de ısıtmak için öyle." cümlesinin ardından gelen minik gülümseme onu çok tatlı yapmıştı. Hayatıma girdiğinden beri ilk defa gülümsüyordu. Onu gördüğüm ilk andan beri bana nefret eder gibi baktığı için onun gülümsemesi bile tuhaf gelmişti.

Doktor odadan çıktıktan sonra üzerimdeki çarşafı üzerimden sıyırararak kalkmaya çalıştım. Ani bir hareketle beni kolumdan tuttu ve gözleriyle "Yat!" dermişcesine baktı.

"Doktor kalk demedi, yatar mısın?" şuan bana çocuğuymuşum gibi davranıyordu ve benim ona annemmiş gibi geri tepki vermemi bekliyordu. O baştan beri benimle oynuyordu. Hayatıma girmesi, ani kaybolmaları... Bir de benden onun dediklerini yapmamı istiyordu. Madem ki oyun oynuyorduk, bu oyunu kuralına göre oynayacaktım. Ona istediğini vermeyecektim.

SÜVEYDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin