Ceset

1.8K 17 10
                                    

Bölüm şarkısı: Lana Del Rey - Salvatore

-Şarkı medyada! :):):)

Soğuk havanın içinde çaresizce savrulan bir yapraktan farkım yoktu.

Yağan yağmur şiddetini arttırdı. Siyah okul tişörtüm üzerime öyle çok yapıştı ki, yarım atletim sivrileşen göğüs uçlarımı belli etmemekte sınıfta kaldı. Kısa okul eteğimin altındaki bacaklarıma değen soğuk bilenmiş bir bıçak misali keskindi. Siyah, kırmızı kareli okul eteğim, siyah okul tişörtüm ve siyah montum bu soğuktan beni katiyen koruyamıyordu. Tişörtten belli olan göğüs uçlarım yüzünden kamburumu çıkarmış, neredeyse koşarak yürüyordum eve.

Zihnimin kan kokan odasında, kurumuş kan lekeleriyle dolu duvara anılarımın resmi döküldü. Kimse yürümüyordu bu yağmurda, bu soğukta. Aileleri gelmişti almaya. Ben yine yalnızlığın kucağında ufacık bir çocuk gibi kıvrılmış, kalakalmıştım.

Nihayet eve vardığımda kapıdaki polis arabası ve şemsiyelerinin altında bekleyen memurlar bir an için olduğum yerde kalmamı sağlamıştı. Memurlardan biri başını bana çevirdi, kısaca bakışları üzerimde gezindi. Kamburumu iyice çıkarttım. Montun fermuarı bozulacak zamanı, soktuğumun yağmuruyla anlaşarak bulmuştu herhalde!

Hiçbir şey demeden yanlarından geçip, apartmana ilerlediğim sırada polislerden biri ardımdan seslenir sansam da olmamıştı. Bir sorun var mıydı, yok muydu? İki üç gün önce haberlerdeki katil zırvalıklarını hatırlayınca yüzümü buruşturmuştum. Aynen, apartmanın çatısında yaşıyor hatta!

İkinci katın merdivenlerine ulaştığımda nihayet ağrıyan belimi doğrultup fazla fazla dikleştim.

Ve bir şimşek, kafamın içinde çaktı, yıldırım zihnime düştü. Yağan yağmur azaldı, zihnime düştü. Bir üstümdeki merdivenin son iki basamağını da inip, o an tırmandığım merdivenden inmek için başında duran adama baktım.

Siyah takım elbisesine, tam o an ceketin düğmesine gidip, duraksayan ele, o elin kusursuzluğuna, kasları her halükarda belli olan, siyah kumaşla çevrelenmiş uzun bacaklara, kömür karası saçlara, elmacık kemiklerine düşen kirpiklerin gölgesine ve kül olmuş gözlere. Baktım, gördüm.

Bu o'ydu! Gerçekten o'ydu! Televizyondaki o adamdı. Savcı.

Kül olmuş hareleri gözlerime bakıyordu, bir an için duraksayan elinin gölgesi gözlerine de mi düşmüştü? Bakışları da bir an için değişmiş miydi yoksa bir hayal miydi? Elbette hayaldi! Adam çatık kaşlarının altından bana bakarken yüzünde sarsılmaz bir soğukluk vardı. Televizyonda da böyleydi. Hep mi böyle bakardı?

Titreyen ellerimi nereye koyacağımı bilemeden, nihayet onu tarayan, sonunda gözlerinde duraklayan gözlerimi çektim üzerinden. Bir iki saniye kaçırıp, yeniden bakmıştım. Savcı hiçbir şey demeden ilerlemeye başladığında neredeyse titremiştim. Aramızda üç basamak varken gözleri aşağı kaydı ve çekinmeden baktı, ardından umursamazca yanımdan geçti gitti. Yüzünde mimik bile oynamamıştı. Lakin yanımdan geçerken titreyen ellerim, terleyen avuç içlerimden habersizdi. Neydi şimdi bu?

Üstelik, o nereye bakmıştı? Başımı eğerek baktığımda küçük göğüslerimin dikliğine ve belirgin uçlarını gördüğümde gözlerim irileşti. Siktir! Tam da doğrulmuştum!

Bunun utancını sonraya saklayarak aklıma gelen düşünceyle uçarca çıktım iki kat daha ve nihayet kapının önüne gelerek, hızla eve girdim. Anahtarı kapının üzerinde bırakmış, kapıyı da kapatmamıştım ama şu an için önemsizdi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 02, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Cellat -daddy +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin