●❴4❵●

149 36 124
                                    

🎂

~Sowon

Yine alarmın iğrenç sesiyle uyandım. Bir gün de iki dakika geç çalsa ne olurdu ki. Keşke beni alarm yerine sevdiğim biri uyandırsaydı en azından yataktan kalkmakta zorlanmazdım. Tabi benim 'lütfen beş dakika daha' diyebileceğim bir annem yoktu, babam yoktu, kardeşim o da yoktu...

"BENİM TERLİKLERİM NEREDEEE" çok güzel evde benden başka biri varmış gibi terliklerim nerede diye bağırıyorum.

Galiba hiç onu arayamayacağım. Böyle gideyim n'olacak. Ama zemin çok soğuk tabi kasım ayının ortasındayız başka ne olabilirdi ki?

Enerjimi toplayıp hemen yataktan kalktım. Adı üstünde pastacıyız ve pastacılar ne yapar? İnsanları mutlu eder değil mi? İnsanların mutlu olması için neye ihtiyaçları var? Pastaya. Peki pastanın kime ihtiyacı var bana. O zaman hadi be Sowon hazırlan ve çık şu evden.

Acaba ne giysem. Bugün hava yine soğuk bir şey giyip üzerime montumu alsam yeterli. En sonunda bir kot pantolon giydim üstüne de siyah bir badi giyip üstüme kahverengi bir hırka giydim. Saçlarımı tarayıp arkadan toka yardımı ile bağladım. Gayet iyi olmuştu.

Evde çıkmam ile yüzüme soğuk havayı yemem bir olmuştu tabi ki hemen montumu giyeceğim başka ne yapabilirim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Evde çıkmam ile yüzüme soğuk havayı yemem bir olmuştu tabi ki hemen montumu giyeceğim başka ne yapabilirim. Soğuktan ölüp gitmek istemem herhalde.

❥❥❥

Sonunda yaklaşmıştım. Ama pastacı dükkanımın çaprazındaki yerin pembeye boyandığını gördüm. Tabi bu beni heyecanlandırmıştı. Sonuçta bir komşum olacaktı bu da yeni arkadaşlar demekti. Ve ne olursa olsun arkadaş olmaktan zarar gelmezdi değil mi?

İşçiler dükkanı boyarken içeriye eşyalar taşınıyordu. Yaklaşık 1.80 boylarında bir adam onlara komut veriyordu. Hmm galiba o adam işletiyor burayı tanışmaktan zarar gelmez.

Pembe dükkana doğru yürümeye başladım. Yalnız şimdi farkettim de pembenin rengi ne kadar da güzeldi. Bir an arkamı dönüp ileride ki dükkanıma baktım benimkinin dışı ise beyazdı küçük bir bahçesi vardı ilkbaharda çiçeklerle beraber rengarenk dururdu. Sonbahar da ise küçük kahverengi yapraklarla ilgili süsler koyardım. Genel olarak yıl içerisinde 4 kere dekore ederdim ve bunu çok tatlı bulurdum hâlâ da tatlı geliyor açıkçası. Ama buranın başka bir büyüsü var. Sanki bir prensesin hayallerindeki şato gibi birazdan beyaz atı üzerinde bir prens, prenses için uzak diyarlardan gelecekmiş gibiydi...

Dükkanın büyüsünden çıkıp hemen sahibi olduğunu düşündüğüm adamın yanına gittim.

"Günaydın. Buraya mı taşınıyorsunuz?" Biraz garip sordum ama olsun adam dalga geçecekmiş veya gülecekmiş gibi görünmüyordu.

🎂Let's Make A Wish[Sowjin]✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin