4 gün sonra
Merhaba sizinle görüşmeyeli bayağı oldu, özlemişim be. Sizinle görüşmeyeli okula gitmek, (okulda da sadece sevdiğim dersleri dinleyip, diğerlerinde sadece pencereden dışarıyı izledim.) uyumak, yemek yemekten başka birşey yapmadım ama bugün Eron'la voleybol salonuna gideceğiz.( Kendisini size tanıtayım. Eron, gerçek adı Eren Açar, 6. sınıfta hem sınıf arkadaşım hem de sıra arkadaşımdı. Kendisiyle geçinemem ama genede severim Eron'u.) Sabah
bu sefer 8.00'de kalktım. Çünkü yeni aldığım kitaplar geldi de onları okuduğum için geç yattım. Haa, bu arada annemgil hâlâ turdalar. 1 haftaları daha varmış.( Bu arada KKTT'ne gittiler.) Neyse, Elif ve Damla beni aşağıda bekliyorlarmış, acele edeyim. Aşağıya indiğimde günaydınlaşıp durağa doğru
yürümeye koyulduk.
............Okul bugün iyi geçti hatta mükemmel (sadece sayısal dersler görünce ben.)
Eron'la buluşup voleybol salonuna yürüdük. Bugün Mine Hoca olmadığı için o görevi ben ve Eron üstlendik.
Bence gayet kolaydı. Eron'la otobüs durağına doğru yürürken aklıma hemen kütüphane'ye gitmek geldi.
Çünkü hem oradan alıcağım kitaplar vardı hem de hava daha aydınlıktı.
Eron'la vedalaşıp kütüphaneye doğru yola koyuldum. Birazcık mesafe yürürken aklıma birşey takıldı. Normalde ap aydınlık olan gökyüzü yavaş yavaş kararmaya başlamıştı ki kütüphaneye vardım. Kütüphanede yaklaşık 1 saat durduktan sonra işlerimi halledip çıktım. Hava hâlâ bulutluydu hatta yağmur bulutuna benziyordu. Şansımada durağa biraz vardı. Birden arkamdan öfkeli bir hırlama sesi geldi, her hâlde bir köpektir diye düşündüm ama kulaklığımı çıkarınca onun köpek değilde insan hırlaması olduğunu anladım. Birincisi neden sesi çok yakından geliyordu, ikincisi ise neden hırlıyordu? Açıkçası korkmadım değil çünkü hem yolda hiç kimse yoktu hem de kavga edecek enerjim yoktu, umarım bana kızgın değildir. Tam arkama dönecektim ki arkamdaki kişi beni ittirip yüz üstü düştüm. Hem canım yandı hem de eli bayağı bir ağırdı ama sinirlenmeye başlıyordum çünkü canım bayağı yanmıştı.- "Ne yapıyorsun? " diyip arkama dönecektim ki beni tekrar itirip aynı yere kapaklandım ve artık sinirlenmiştim.
- "Ne yaptığımı çok iyi biliyorum" demesin mi ve size şunu söylemeliyim sesi bayağı öfkeliydi.
- "Niye beni dövüyorsun diyip arkama döndüm ki keşke dönmeseydim, çünkü bir çift ela göz ama benimkiler gibi değil onunkinde yeşil daha ağırlıktaydı.
Beni tekrar yere bırakıp tekmeler atmaya başladı ve vurduğu her yer uyuşmaya başladı. Bir süre bana tekmeler atmaya devam etti, sonra;
- Neden bana karşılık vermiyorsun?
- Ben mi hep sizi dövücem birazda siz beni dövün.
- Pes mi ediyorsun?
-" Evet "derken birden yağmur başladı,belliydi zaten. Bi beş dakika daha tekmeler savurdu sonra karşı dükkandan bir sandalye çekip, beni görecek şekilde oturdu. Ne yazık ki ben onun sadece bir çift ela gözünü görmüştüm ama tahmin ettiğim kadarıyla 1.87 boyunda çok kaslı ve ela gözlü.(benim gözlerim de ela ama bu kadar güzel değil. Kıskandım her hâlde ya da... Neyse boş ver Anşa senin kalbinde aşka yer yok.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PİS 7
Fiksi Remaja" Kötülerle savaşıp onların bizden daha fazla değer görmesi haksızlık değil mi?" Anşa Türkmen