Yağız Gürler

3 0 0
                                    

"İnsanlar, her geçen gün büyürler derler ama aslında insan büyümez, her geçen gün yaşlanır. Aslında ben 16 yaşımdayım dediğime bakmayın. Çünkü en az bir 80 varımdır. İnsanlar 80'ine geldiğinde hayat onları o kadar yıpratmış oluyorlar ki artık korkulu rüyamız olan ölümü düşünmek onlar için sevinç veriyor. Çünkü bütün sevdikleri teker teker ölmeye başlıyor (annesi, babası, arkadaşları....) insanlar  aslında o  zaman anlıyor. Bir sevdiğini toprağa gömdüğünde onu sadece ahirette göreceğini ve o ahiret yolu ise "ölümden" geçtiğini anlıyor.
İnsan bir sevdiğini toprağa verdiğinde kendini bu dünyada fazlalıkmış gibi görüyor, aslında bilmiyor ki herkes bu dünyada fazlalık." Bunu şimdi neden anlatıyorsun diye soracaksınız o zaman bende size anlatayım.

2 yıl önce
11.08.2018

Bugün erkenden uyandım. Pek bir iştahım yok ve moralim çok bozuk. Annemgil abimin yanına gittiler o yüzden ben de Yavuz'la buluşucağım. Kendisi etüt arkadaşımdı eskiden. Bana her zaman akıl veren ve gerektiği zaman beni döven arkadaşım. Bana hiçbir zaman yan gözle bakmayan ama beni çok kıskanan tek dostum.

O gün yine beraber bir yerde buluşup dertleşecektik  kendisi ilk başlarda  istemedi ama ben yalvardım yakardım yine de ikna ettim. Bu sefer farklı bir kafede buluşmak istedim nedense hep aynı kafede oturan ben bu sefer farklı bir kafe istedi canım. (O canın değil Azrailmiş.) Bu sefer o da pes edip kabul etti. Yola çıktım buluşucağmız yeri ilk defa gideceğim
için sora sora gittim. Tam kafenin önündeyim ki yerde birisi yatıyordu ama hiç de kıpırdamıyordu. İlk baş bayıldığını düşündüm ta kii Yavuz'u arayana kadar aradığımda yatan kişinin cebinde bir hareketlenme  başlamıştı yüzünü göreyim diye ters çevirdim ve ne göreyim. Yavuz yerde yatıyordu ve her yeri buz kesmişti ilk baş inanmadım daha doğrusu inanmak istemedim ama oydu Yavuz'du ama ölmüştü ve en acısıda onu ölüme ben götürmüştüm ama nasıl öldüğünü bilmiyordum. Bilmem ne yazardı ki onu ölüme ben götürdüm.
...............

Sonra toparlamam çok zor oldu. Depresyona girdim ve kaç gün yemek yemedim. Arkadaşlarım ne kadar yalvarsalar ne kadar yemin etseler de hâlâ onu ben ölüme götürmüştüm ve sadece o ölmüştü. Bunu size niye anlatıyorum size söyleyeyim. Yağız Gürler Yavuz'un tıpa tıp aynısı da o yüzden.

Günümüz

Oydu,ilk baş beni dövdüğünü ve çok yakışıklı olduğunu düşünmüştüm ama sonradan dank etti. Yavuz'un tıpa tıp aynısıydı ama kötü olan tarafı ise bu çocuk beni dövmüştü ve ne kadar canımın yandığını bir Allah'ım bir de ben biliyorduk. Neyse, birden arkamı dönüp kapıdan çıkmaya çalıştım çünkü eski anılarım aklıma geldi ve ben daha Yavuz denildiğinde korkarken bir de ona ikizi gibi benzeyen birisinin yüzüne hayatta bakamazdım (ama baktın) sonra kapı birisi tarafından kitlendi. Anladım buradan çıkış yoktu.
- "Lütfen gitme, sana çok büyük bir haksızlık yaptım ama gene de beni dinle." İlk baş gitmek istedim ama  nedenini bilmediğim şekilde ayaklarım onun bulunduğu yere doğru yola koyulmuştu bile ve  başımı sallıyarak onu onayladım. Berjerleri gösterip beni oraya yönlendirdi. Sonra sözü alarak;
- Bak sana çok büyük haksızlık yaptım ama nedenim de var. Evet, o gün kız arkadaşımla kavga ettim ve dışarı hava almaya çıktım sonra biraz oturduktan birkaç saat sonra kafama gülüşmeler sesleri geldi galiba seni kız arkadaşım zannettim hatta aldatıldığımı bile  düşündüm sonra sinirimi kontrol edemeyip seni patakladım. Lütfen, kusura bakma, istersen beni de pataklıyabilirsin.
-  Bak, kimseyi pataklıyacak halim yok ve tek isteğim var o da kızları benden uzak tut.
- Ne kızı?
- Şimdi ben senle aynı odayı paylaşıyorum ya o yüzden bütün kızlar beni yiyecekmiş gibi bakıyor.
- Haa, anladım. Ben onlara söylerim. Sana yiyecekmiş gibi bakmazlar.

Evet, bu konuşmada bazılarınız benden nefret edebilir bazılarınız ise beni melek gibi görebilirsiniz. Çünkü
bu çocuğu neden dövmediğimi soruyorsunuzdur. Sizlere anlatayım.

1=) Yavuz'a çok benziyor ve ben Yavuz'u ölüme ittim.
2=)Çok halsiz ve mutsuzum.
3=)Kızlar beni gebertir.(kızlardan korkmuyorum ama dediğim gibi çok keyifsizim.) Bu arada Melike'den onun hakkında bilgiler aldım.

Yavuz Gürler
18 yaşında ve boğa burcu. Annesi çok iyi bir psikolog babası ise bir araba markasının sahibiymiş. Annesi
Mersin'li olduğu için Mersin'de yaşıyorlarmış. Kendisinin öfke kontrolü hastalığı varmış ve sinirlendiğinde başka birisi oluyormuş. Kadına tecavüz veya şiddet en zayıf noktasıymış çünkü ablasını o yüzden kaybetmiş(ne üzücü). Ablasını kaybettikten sonra  okula 2 yıl ara vermiş.Çok zeki ve yakışıklı olduğunu söyledi. Çok çok sinirli olduğunda sigara içermiş.(iğrenç, o zıkkımı niye içesin ki?) En büyük hobisi ise vücut geliştirmeymiş.(o kası o zaman yapmış her hâlde.)

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 15, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

PİS 7Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin