19

736 25 10
                                    

Hilmi:

Hilmi: Seninki kış uykusuna yatmış :dd

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hilmi: Seninki kış uykusuna yatmış :dd

Beliz: Ben de diyorum neden cevap vermiyor bu salak

Beliz: Ayrıca nereden benimki oluyormuş? Alpaslan o sadece

Hilmi: Kızım, kimliğini açık ettin aq

Beliz: Ama benim o olduğumu bilmiyor.

Beliz: Hem aklımda bir plan var benim

Hilmi: Neymiş o?

Beliz: Spor salonuna gel, orada konuşalım

Hilmi: Tamamdır kanka

Telefonun tuş kilidine basıp, cebime yolladım. Üstümdeki krem rengi kalın hırkama baktım. Aklımdan geçen düşünceyi her ne kadar kovmak istesem de, yapamadım. Adımlarım çoktan Alpaslan'ın sınıfına yönelmişti.

İçeri girdiğimde hiç kimse yoktu. Neden kimsenin olmadığını merak etsem bile, bunun üstünde fazla durmadım. İşime gelirdi.

Hırkamı çıkarıp, en arka sıranın bir önünde ki sıraya adeta yapışmış uyuyan Alpaslan'ın sırtına örttüm.

Boş kağıt ve sıranın üstünde duran bir kalemi elime alıp hızla yazmaya başladım.

Kimse götürmeyecek beni kırlangıçların şölenine...
Uçmayı hayal eden kuş, ölmek üzere...

Yazdığım notu kolunun altına sıkıştırıp, hızla sınıftan çıkmak için harekete koyuldum. Tam sınıftan çıkacaktım ki, birisiyle çarpıştım.

Serdar'dı.

Kafamı yukarı doğru çevirdim. İlk önce bana, ardından Alpaslan'a baktı. Benimde bakışlarım Alpaslan'ı bulmuştu. Salyalarını akıta akıta uyuyordu.

İşaret parmağımı dudaklarımın üstüne bastırıp, Serdar'a baktım. Susmasını istiyordum. Alpaslan'a bir şey söylememeliydi.

Serdar bana bakıp, gülümsedi ve göz kırptı. "Hadi git," dedi.

İçten bir şekilde gülümseyip, "Teşekkür ederim." dedim ve hızlıca uzaklaştım.

Adeta koşarak, spor salonuna indim. Hilmi beni tribünlerde oturmuş bekliyordu. Hızla merdivenleri çıkıp, yanına oturdum.

"Kusura bakma bremin, biraz geç kaldım," dedim.

"Neredeydin?"

"Sizin sınıfa uğradım," dedim, sanki çok normal bir şey yapmışım gibi.

"Bizim sınıfa gidip ne yaptın?" dedi şüpheyle.

"Alpaslan'ın üstüne hırkamı örttüm," dedim olağanüstü bir sakinlikle.

"Niye?"

Sinsice sırıtarak Hilmi'ye baktım. "Planımın bir parçası çünkü," dedim.

"Neymiş ki senin planın?"

"Yakında karşısına çıkacağım," dedim.

Şaşkınlıkla bana baktı, "Emin misin?"

"Evet... Ama ilk önce onunla ufak bir oyun oynayacağım," dedim ve gülümsedim.

"Gazamız mübarek olsun!"

-Bölüm Sonu-

Serseri Çocuk || TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin