Teneffüs zili çaldığında, Hilmi'nin yanına gitmek için hızlıca sınıftan çıktım. En yakın arkadaşınızla sınıflarınızın farklı olması çok zordu. Dersler ayrı bir sıkıcı geçiyor, sanki yüzyıllardır görüşmüyor hissi veriyordu.
Alt kata inmek için merdivenlerin başına geldiğimde, onu görmüştüm. Bütün bedenimin bir anda kaskatı kesilmesiyle, hareket edemez olmuştum. O, gelmişti.
Lisenin başından beri beni seven çocuk, yaklaşık bir ay önce burnundan bir operasyon geçirmişti. Şimdi ise onu bir anda karşımda görünce şaşırmıştım.
Kafasını kaldırdığında beni gördü. Gözlerimiz çakıştığında, gerginlikle alt dudağımı ısırdım. Sevgisine karşılık verememek, birisinin benim yüzümden üzüldüğünü bilmek beni geriyor, mutsuz ediyordu.
Merdivenleri hızla çıkıp, yanıma geldi. "Nasılsın, Beliz?" diye sordu.
"İyiyim, sen nasılsın Fehmi?"
"Seni gördüm daha iyi oldum," dedi gülümseyerek.
Bakışlarımı kaçırdığımda, gülen yüzü düz bir hal aldı. "Ben gideyim, sonra görüşürüz." dedi ve cevap vermeme izin vermeden hızla uzaklaştı.
Düşünceli bir şekilde merdivenleri inerken, Alpaslan'ın bir tane çocuğu sıkıştırdığını fark ettim. Hızla yanlarına gittiğimde, Alpaslan beni fark etmemişti. Elimi omzuna koydum. "Ne yapıyorsun, Alpaslan?" dedim.
Bakışlarını bana çevirdi. "Görmüyor musun, çocuğu dövüyorum?"
Gözlerimi devirdim. "Bırak çocuğu," dedim.
"Sana ne lan, sana ne! Ne burnunu sokup duruyorsun benim işime?"
Kaşlarımı sinirle çattım, "Bana bak aslan parçası, senin bu serseri çocuk havaların sökmez bana," dedim.
Bakışlarını sıkıştırdığı çocuğa çevirdi ve sert bir sesle konuşmaya başladı, "Kaybol."
Çocuk bana kısaca bir bakış atıp, korkuyla uzaklaştı.
Birkaç adımda dibime girip, "Şimdi söyle, belanı mı bulmak istiyorsun?"
Alayla güldüm. "Ya sorma, Alpaslan'a bulaşayım da belamı bulayım dedim, aksiyon olur!"
Güler gibi oldu ama hemen kendini toparladı. "Yürü git, zaten işim başımdan aşkın, seninle uğraşmayayım birde," dedi.
"Allah aşkına, söyler misin, senin asla bitmeyen işin ne acaba?"
"Sana ne kızım?"
"Hep bir işin oluyorda o yüzden sordum,"
"Ben senin gibi hayatı boş beleş yaşamıyorum." dedi ve gitti.
Kabul etmeliyim ki, güzel laf sokmuştu.
***
05..: Naber, pamuk şekeri?
Alpaslan: Kızım sen niye beni sürekli tatlı şeylere benzetiyorsun aq?
05..: Çünkü tatlısın
Mesajı sil.
Herkesten sil.
Alpaslan: Ne sildin?
05..: Söyleyecek olsam silmezdim zaten aq bu ne saçma bi soru
Alpaslan: Seninle konuştukça IQ seviyem düşüyor
05..: Sen bana kurban ol be
05..: Benden başkası katlanamaz sana
Alpaslan: Bana hiç öyle gelmiyor be güzelim :d
05..: Anlamadım
Alpaslan: Şaşırmadım
05..: Bu gün yine forumundasın bakıyorum da
Alpaslan: Her zaman ki halim
05..: Geri zekalı
Alpaslan: Bir şey soracağım
05..: He
Alpaslan: Mal mısın?
05..: Sana sormak lazım onu
Alpaslan: Ben sana soruyorum ama
05..: Aynaları seviyorsun
05..: Aynaya bakarken kendi kendine konuşmak ağır mı geldi?
Alpaslan: Ne diyorsun amk?
05..: Eben diyorum, Alp
05..: Eben
-Bölüm Sonu-
|Hunharca eğleniyorum xldmdpeöğfdndkkd|
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Serseri Çocuk || Texting
Short StoryCanım sıkıldı, ben de okulun en seri çocuğuna mesaj attım. Sonra olanlar biraz garip tabii.