22

739 24 17
                                    

Teneffüs zili çaldığında, Hilmi'nin yanına gitmek için hızlıca sınıftan çıktım. En yakın arkadaşınızla sınıflarınızın farklı olması çok zordu. Dersler ayrı bir sıkıcı geçiyor, sanki yüzyıllardır görüşmüyor hissi veriyordu.

Alt kata inmek için merdivenlerin başına geldiğimde, onu görmüştüm. Bütün bedenimin bir anda kaskatı kesilmesiyle, hareket edemez olmuştum. O, gelmişti.

Lisenin başından beri beni seven çocuk, yaklaşık bir ay önce burnundan bir operasyon geçirmişti. Şimdi ise onu bir anda karşımda görünce şaşırmıştım.

Kafasını kaldırdığında beni gördü. Gözlerimiz çakıştığında, gerginlikle alt dudağımı ısırdım. Sevgisine karşılık verememek, birisinin benim yüzümden üzüldüğünü bilmek beni geriyor, mutsuz ediyordu.

Merdivenleri hızla çıkıp, yanıma geldi. "Nasılsın, Beliz?" diye sordu.

"İyiyim, sen nasılsın Fehmi?"

"Seni gördüm daha iyi oldum," dedi gülümseyerek.

Bakışlarımı kaçırdığımda, gülen yüzü düz bir hal aldı. "Ben gideyim, sonra görüşürüz." dedi ve cevap vermeme izin vermeden hızla uzaklaştı.

Düşünceli bir şekilde merdivenleri inerken, Alpaslan'ın bir tane çocuğu sıkıştırdığını fark ettim. Hızla yanlarına gittiğimde, Alpaslan beni fark etmemişti. Elimi omzuna koydum. "Ne yapıyorsun, Alpaslan?" dedim.

Bakışlarını bana çevirdi. "Görmüyor musun, çocuğu dövüyorum?"

Gözlerimi devirdim. "Bırak çocuğu," dedim.

"Sana ne lan, sana ne! Ne burnunu sokup duruyorsun benim işime?"

Kaşlarımı sinirle çattım, "Bana bak aslan parçası, senin bu serseri çocuk havaların sökmez bana," dedim.

Bakışlarını sıkıştırdığı çocuğa çevirdi ve sert bir sesle konuşmaya başladı, "Kaybol."

Çocuk bana kısaca bir bakış atıp, korkuyla uzaklaştı.

Birkaç adımda dibime girip, "Şimdi söyle, belanı mı bulmak istiyorsun?"

Alayla güldüm. "Ya sorma, Alpaslan'a bulaşayım da belamı bulayım dedim, aksiyon olur!"

Güler gibi oldu ama hemen kendini toparladı. "Yürü git, zaten işim başımdan aşkın, seninle uğraşmayayım birde," dedi.

"Allah aşkına, söyler misin, senin asla bitmeyen işin ne acaba?"

"Sana ne kızım?"

"Hep bir işin oluyorda o yüzden sordum,"

"Ben senin gibi hayatı boş beleş yaşamıyorum." dedi ve gitti.

Kabul etmeliyim ki, güzel laf sokmuştu.

***

05..: Naber, pamuk şekeri?

Alpaslan: Kızım sen niye beni sürekli tatlı şeylere benzetiyorsun aq?

05..: Çünkü tatlısın

Mesajı sil.

Herkesten sil.

Alpaslan: Ne sildin?

05..: Söyleyecek olsam silmezdim zaten aq bu ne saçma bi soru

Alpaslan: Seninle konuştukça IQ seviyem düşüyor

05..: Sen bana kurban ol be

05..: Benden başkası katlanamaz sana

Alpaslan: Bana hiç öyle gelmiyor be güzelim :d

05..: Anlamadım

Alpaslan: Şaşırmadım

05..: Bu gün yine forumundasın bakıyorum da

Alpaslan: Her zaman ki halim

05..: Geri zekalı

Alpaslan: Bir şey soracağım

05..: He

Alpaslan: Mal mısın?

05..: Sana sormak lazım onu

Alpaslan: Ben sana soruyorum ama

05..: Aynaları seviyorsun

05..: Aynaya bakarken kendi kendine konuşmak ağır mı geldi?

Alpaslan: Ne diyorsun amk?

05..: Eben diyorum, Alp

05..: Eben

-Bölüm Sonu-

|Hunharca eğleniyorum xldmdpeöğfdndkkd|

Serseri Çocuk || TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin