Hızlı adımlarla durağa doğru ilerliyordum bu sefer otobüsü kaçıramazdım kaçırırsam yemeği geç hazırlardım, geç kalırsam sinirlenecekti ve bu da olmasını istemeyeceğim şeylerin start düğmesine ellerimle basmak olurdu.
Neyse ki benden önce birinin kapıda oyalanması bu sefer şansın benden yana olduğunu hissettirirken hızlıca geçip her zaman oturduğum yere oturdum.Benden önce gelen çocuğun -çocuk diyorum çünkü benle aynı yaşlar da duruyor-vakitsiz oyalanmasının beni nasıl büyük bir dertten kurtardığını düşünürken simasını tanıdık bulduğumu fark ettim.
Bizim okuldan değildi hayır forması farklıydı ama neden bu kadar tanıdıkdı.Düşüncelerimi sakince bana yaklaşarak ,
"Oturabilir miyim ?" demesi ile böldü ve kibarca cevap vermemi beklerken
"Tabi ,buyurun." diyemeden otobüsün ani kalkışı ikimizin ama daha çok onun dengesini bozdu.Arkaya doğru sendelerken son anda tuttuğum resim çantasıyla onu kendime çektim ve burnuma çarpan vanilya kokusu ile düşmesini engellediğimi düşünürken biraz fazla çekmiş olacağım ki nerdeyse kucağıma oturtacaktım çocuğu.Hızlıca çantasını bırakırken mahcup bir şekilde "Özür dilerim " derken onun da aynı anda "Teşekkür ederim" demesini duymamla gözlerimi gözlerine çıkartmam saniyelerimi aldı.Ah keşke bakmasaymışım kızaran yanaklarını görmem beni daha çok mahcup hissettirirken hızlıca önüme döndüm ve onun yanıma yerleşmesini bekledim.
Göz ucuyla baktığımda elleriyle oynadığını gördüm ve daha fazla bakışlarımla onu rahatsız etmeden kulaklıklarımı çıkartıp beni günün en sakinleştirdiği ana geçiş yaptım.
——————————^^—————————
Semte girdiğimizi gösteren tabelaları görmemle kafamı yasladığım camdan çekip soluma döndüğüm de vanilya kokan çocuğun hala oturduğunu ve dikkatli bakışlarını karşısındaki bir yere odakladığını fark ettim.Neye baktığını görmek için kafamı o tarafa çevirdiğim de sadece karşı cama yansıyan yansımamızla karşılaşmam gözlerimin açılmasına sebeb olurken,kafasını hızlıca başka bir tarafa çevirmesine neden oldu bu davranışım.Pekala? Kendisini izlemeyi seviyor olabilir ya da benim tarafıma bakmaktan çekindiği için önüne odaklanmış da olabilir.Ama neden böyle bir tepki verip beni de utandırdı?
Düğmeye bastığında ineceğim durağa bir durak kaldığını fark ettiğimde onu hiç de bizim buralarda görmediğimi fark ettim.Çünkü semtimiz küçük ve duraklar birbirine yakındı.Burada bile insem eve yürümek sadece 10 dakikamı alırdı.Otobüs durduğunda yanımdaki hareketlenme ve burnuma
çarpan vanilya kokusu ile hızlıca otobüsü terk eden çocuğa baktım.Peki,peki fazlasıyla bu koku üzerinde durdum.Çünkü bir erkeğin böyle yumuşak bir kokuya sahip olması nadir bir durum.Arkadaşlarımın sürekli şeftali kokulu vücut şampuanımla dalga geçmesi yüzünden böyle kokuları sadece ben severdim sanıyordum.Tüm erkekler odun ya da baharat kokmak zorunda değil öyle değil mi?
Kapılar kapanırken yanımdaki siyah resim çantasının tek başına öylece durduğunu gördüğümde arkasından seslenmek için çok geç kaldığımı fark ettim.Çoktan inmiş ve kapılar kapanmıştı.Belki camdan dikkatini çekebilirim diye hızlıca cama yapışıp el salladığımda, onu nerdeyse koşar adım köşeyi dönmüş olarak buldum.Gözden kayboluşunu çaresiz gözlerle izledim.Saniyeler içinde olan olayla gözlerimi siyah çantaya çevirdim.
Acelesinin olduğu belliydi ama çanta hiç de boşa benzemiyordu içinde bir sürü resim var gibiydi.Önemli olmalıydı,çizime hiç olmayan yeteneğim çizenlere olan hayranlığımla doğru orantılı bir ilişkiye sahipti.
Napıcaktım şimdi ? Sitelere öylece giremem adını ya da kim olduğunu bile bilmediğim bu çocuğu nasıl bulacaktım?Tam da burada kader çoktan ipinin bir ucunu ellerime diğer ucunu onun ellerine düğümlemişti.Kaybolmamız artık mümkün değildi bir kere bulmuştuk birbirimizi sadece o zaman bunu bilmiyordum,ipleri farketmemiş sadece arıyordum.
Otobüsten elimde siyah çantayla indiğimde boş boş etrafıma bakındım sanki onu görebilirmişim gibi.Çantayı öylece bırakamazdım illa ki yine karşılaşırdık aynı semtte oturuyoruz ve okul çıkışlarımız denk gelebilir diye düşünürken simasının tanıdıklığı okul çıkışında otobüse binerken bir kaç kere görmüş olmam olduğunu fark ettim ne kadar da hızlı (!) bir aydınlanma .Ama hiç dikkat etmemiştim.Genelde de bu saatteki otobüsü hep kaçırırdım.Tekrar karşılaşacağımızı umut ederek hızlıca eve doğru adımladım.Çantaya sinmiş kokusu ile sanki birlikte yürüyorduk.Durumun garipliği içinde hafif bir tebessüm ederken eve yaklaşmış ve gülen yüzüm yerine herzamanki dingin ifademi yerleştirmiştim.Kasvetli daireme ses çıkarmadan girip kapıyı kapadığımda burnuma çarpan ağır alkol kokusuna artık alışmıştım.Halbuki yanımdaki koku bugün ne güzel de etrafımdaydı.Elimdeki çantayı o görmeden yatağımın altına saklamış ve yemek için hazırlığa başlamıştım.Yakında ayılırdı ve yemeğini bulamazsa hiç hoş şeyler olmazdı.
(Vanilya <3 ben ^^)
Y.N: Koi no yokan,biriyle karşılaşmak ve ona aşık olmanın kaderinizde olduğunu bilmek,Japonca bir kelime.
(Kahramanları böyle bir yerde karşılaştığını hayal edebilirsiniz,mekan olarak en sevdiğim ülkelerden biri olan Japonya'yı kullanacağım sanırım çünkü muazzam yerler var^^)
Kitapta bir çok böyle Farklı terim kullanmaya çalıştım benim çok hoşuma gitti umarım sizin de gider.
Kurgusunu öylesine bir anda gelen hisle yazdım.Ve birkaç kişinin en azından okumasını umut ediyorum.Hikayede karşılaşacağınız bir çok kelimenin ilginizi çekeceğini düşünüyorum.Yorumlarınızı bekliyorum lütfen içinizden geldiği gibi benle konuşun,oylar da önemli sanırım,benle kalın🌸
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİLLAGE *Jikook*
Short Story"Bir koku seni ne kadar etkileyebilir ?" "Peki bir kokunun peşinden gitmek hayatını ne kadar değiştirebilir?" "Soruyorum o zaman bir koku ne kadar sarsar kalbini?" ------^^----- Sillage,Fransızca bir kelime ve anlamı "kokunun izi".Sevdiğin ya da...