Kazadan sonra araya giren ara tatille derin bir nefes almıştım.En azından sadece ders konusunda.Şuan da bir kafede garson olmamı saymazsak ve birkaç masaya aynı anda bakmamı bekleyen müşteriler olmazsa.
Küçük kafe her tatilde düzenli çalıştığım patronunun müthiş tontiş bir oba~chanın olduğu bir yerdi.Huzurluydu ve sevilen bir mekandı aynı zamanda.Hayatta en çok aradığım iki şey sevgi ve huzurun olduğu belki de tek yerdi benim için.
Hemen hemen tüm boş vaktimi burada ve arada yarı zamanlı gittiğim kütüphanede harcıyordum. Tatil bana pek uğramıyordu,çalışmak ve çalışmak tüm yaşamımı iki şey arasında dokuyordum. Sanırım herkes şanslı doğmuyordu.
"Haru,buraya bakar mısın?"adımın seslenilmesiyle düşüncelerimden sıyrılıp o tarafa koştum.
"Hemen geliyorum oba~chan!"
———————-^^——————
Yoğun bir gün geçirmiş yığınla biriken çöpleri çıkarmak için arka tarafa çıkmıştım.Sonbahar çok güzeldi.Kışın yerini tutmuyordu benim için ama kesinlikle huzur vericiydi,dökülen yaprakların bıraktığı görsel,hafif serin bir akşam.
Temiz havanın tadını çıkartırken karşıdan gelen bir seslenmeyle başımı oraya çevirdim.
"Mochi!! Bekle beni!"
Bembeyaz tüyleri uzaktan bile belli olan pofuduk bir Çin aslanı trafiğin tam ortasında durmuş sahibi olduğunu düşündüğüm birine bakıyordu.Akşam sakindi ama caddenin ortasında böyle durması iyi değildi ve hareket etmeyi düşünmeyen bir bakışla etrafını izliyordu.
Yaklaşan bir araba selektörünü yakıp duruyordu ama bizim köpek hiç oralı değildi,sahibi ise koşmaktan yorulmuş olacak ki soluklanmaya çalışıyordu.Arabayı görmesiyle kafasındaki kapüşonlusunu çıkartıp var gücüyle "MOCHİ ÇEKİL ORDAN!!"diye bağırdığında tanıdık biri olduğunu fark ettim.Ne tanıdık ama...
Daha fazla seyirci kalamadım ve karşı caddeye koşup bir çırpıda kucağıma aldığım köpekle kaldırıma çıktım.Korkmuş olacak ki hemen sokuldu kucağıma ve minik sesler çıkardı.Kucağımda onu sakinleştirirken sesli bir şekilde mırıldanmıştım. "Ne kadar tatlısın sen aynı ismin gibi,yumuşacık ve tatlı."
Olduğum kaldırama hızlıca gelen ve beraberinde getirdiği vanilya kokusu ile bu sefer ki vanilya konuşmaya başladı çocuk.
"Mochi sen iyi misin ? Ah ne kadar korkuttun beni aklım çıktı sana bir şey olcak diye.Ne diye koşturursun kedilerin peşinden anla artık, seni sevmiyorlar işte."nefes nefese konuşurken köpeği elimden almamış sadece tüylerini sevmişti.Kafasını yukarı kaldırıp "Size nasıl teşek- oh sen ?"
"Evet,orda öylece duruyordu ve bende yetişememe ihtimaline karşı bu pofuduğun orda kalmasına müsaade edemezdim."son olay yüzünden onla nasıl konuşacağımı bilmiyordum ve beni yine tersler diye içten içe korkuyordum.
Gözleri bir anda parladı ve geniş bir gülümseme bana sunarken "Çok teşekkür ederim her zaman beni kurtarıyorsun ve bu sefer Mochi de sana borçlu.Öyle değil mi Mochi ?Ona teşekkür etmelisin."
Dediklerine mi ,sevecen konuşmasına mı ,yoksa bakışlarındaki sıcaklığa mı şaşırsaydım inanın bilmiyordum ama şaşırmış
bir suratla ona boş boş bakışımı yanlış yorumlamıştı anlaşılan ve bir anda "İnanmıyor musun ? Gerçekten benim Mochim çok nazik bir kızdır.Kızım hadi ona göster." Köpeği kucağımdan almış ve ellerim bir anda boşlukta kalırken onu yere indirmişti.Köpek bir anda etrafında iki tur dönüp patisini kaldırdığında ne diyeyim her şeyi unutup gülmeye başlamıştım.Tanrım bir hayvan bu kadar sevimli olur!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİLLAGE *Jikook*
Historia Corta"Bir koku seni ne kadar etkileyebilir ?" "Peki bir kokunun peşinden gitmek hayatını ne kadar değiştirebilir?" "Soruyorum o zaman bir koku ne kadar sarsar kalbini?" ------^^----- Sillage,Fransızca bir kelime ve anlamı "kokunun izi".Sevdiğin ya da...