Cheiro no cangote

17 3 0
                                    

Merhabalarrr , uzun zaman oldu.Bu bölüm bayadır yazılı duruyordu bol moment ve hüzün belki biraz da güldürü unsuru içerir ^^ yorumlarınızı gözümü kocaman açmış bekliyorum olur mu yazmaktan çekinmeyin lütfen <3

Evime gelmesini en son beklediğim kişi ile karşılıklı sessizce oturuyordum.Ne yapmam gerektiğini bilmeden, neden geldiğini,neden böyle iç burkan bir ifadeyle baktığını gözlerinin neden dolu dolu olduğu sorularının cevabını sanki onun yüzünde bulabilirmişim gibi sadece bakıyordum.

Ondan bir tepki alamayacağımı anladığımda gecenin uzun olacağını aklımdan geçirirken yanına gidip sessizce daldığı yere doğru çömeldim ve "Kahve ister misin?" diye sordum.

Boş bakan gözlerini bana kaldırdığında ilk defa bu kadar çaresiz hissettim ,inanın ne yapmam gerektiğini bilmiyordum öyle bir boşluk vardı ki irislerin de sanırım biraz daha baksaydım kara delik gibi beni içine çekecekti. Kocamandı gözleri, evreni içine sığdırmıştı sanki yıldızlar kaydırabilirdi orda. Abartıyor olabilirim ama hissettiğim buydu tam da teleskopla baktığım uçsuz bucaksız bir gökyüzü. Hüzünlü olmak bile yakışıyordu...

Kafasını ne anlama geldiğini anlamadığım bir yöne doğru sallarken, bir anda kafasını yüzüyle aynı hizada olan omzuma koydu. Ve öylece bekledi.

Nefes alışverişlerini köprücük kemiğimde hissederken elimi kaldırıp kafasını ve saçlarını okşadım. Boyun girintime kedi gibi bir anda burnunu sürtmesiyle aldığı derin nefesin bende nefesimi kestiğini bilmeden , yaptığı hareketin şokuyla hızlıca ayağa kalkıp "P-pekala rahat otur ve üzerindekileri çı-çıkart sana rahat bir şeyler getireceğim ve kahve-ya da dur sana bir papatya çayı yapayım , rahatlatır. " diyerek mutfağa kelimenin tam anlamıyla kaçtım.

Hey dur !? Kekeledim mi ben ? Kalbim sakin ol ve nefes almayı unutma evet kalpten nefes alınır anatomi bilgim kıskanılacak seviyede yoksa şimdi bayılacağım.

Ciddi bir şeyler olduğu kesin , hadi ama bu davranışlarda ne böyle ben yakın temaslara alışkın değilim!! Gerçi beni öperken de yeterince yakın bir temastaydık ama en ufak dokunuşları bile beni elektrik çarpmışa döndürüyordu.

Onun böyle her zamankinden sessiz olması ise beni ekstra huzursuz hissettiriyordu.

Koyduğum sıcak suyun kaynamasını beklerken dolabımdan temiz bir takım pijama çıkartıp salona gittiğimde onu cenin pozisyonunda kollarını kendine sarmış uyur bir vaziyette bulmayı beklemiyordum.

Anlık şaşkınlığımla bu kadar hızlı nasıl uyuduğunu düşünürken bana daha hiçbir şey anlatmadan böyle yapmasını kırıcı buldum.

Üstünü değiştirmemişti ve hadi ama çayın yanına damla çikolatalı kurabiye bile hazırlamıştım.

Az önceki olay aklıma gelirken boynumun ürpermesi ile daldığım düşünceleri sıcak suyun fokurdayan sesi böldüğünde elimdekileri yanına bırakıp bir battaniye ile üstünü örtüp, kaynattığım ve onun içmek için bile beklemediği papatya çayını demlemeye gittim.

Bir bardak doldurup masaya oturduğumda uzun süre sadece neyden bu kadar etkilendiğini onu bu kadar neyin üzebileceğini oturmuş düşünürken hala onu iyi tanımadığımı fark ettim.  Ama nasıl tanıyabilirdim ki üç kişilerdi !

Kendi yaptığım ironiye aptal aptal sırıtırken ne kadar süre orda öyle oturmuştum bilmiyordum.  Saat ilerlemiş ve ben papatya çayıyla fazlasıyla gevşemiştim bir anda arkamdan bir çift kolun bana yavaşça sarılması ile olduğum yerde saniyeler içinde kaskatı olmuştum.

Ensemde hissettiğim nefesle irkilirken , "Damla çikolatalı kurabiye en sevdiğim." diyen sesi duymamla elimdeki bardağı az kalsın deviriyordum. Aklıma gelen şeyle kendime gelirken sesimi bozmamaya çalışarak "Yoshiko ?" diyebildim sadece.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 21, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SİLLAGE *Jikook*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin