3 gündür Buğra'yı görmemiştim. Ne aramış ne de mesaj atmıştı. Tabii bende. Meraklanmaya başlamıştım. Bugünde yengem annesini hoşgeldiniz yemeği vermek üzere öğlen davet etmişti. Belki o zaman öğrenebilirim diye düşündüm. Ama beni görseniz dakika başı pencereden o tarafa bakıyor, bahane bulup bahçeye çıkıyordum. Nerede bu çocuk? Bir defasında abisiyle karşılaştım ama telefonla görüştüğü için oda pas vermedi. Bir sorun mu vardı? O da eve az gelmişti. Öğrenmek için çıldırıyorum.
Öğlen annesi geldiğinde bende onlarla oturdum. Ayrıca adının Nermin olduğunu, Buğra'nın babasınında Harun olduğunu öğrendim. Kadın çok pasif tiplerdendi. Açıkçası o sert bakışlı adamın karşısında ezildiğini tahmin edebiliyordum. Yengem çocuk konusu açıldığında Buğra'nın bu aralar eve gelmediğini fark ettiğini söyledi. Demekki tek fark eden ben değilmişim. Sevindim.
''Hafta sonuna kadar arkadaşlarıyla geziye gitti. Bir kız var o ikna etti. Açıkçası sevindim gitmesine çünkü herkesle anlaşan birisi değildir. Abisi Burak insanların içine çıkıp konuşabilsin diye çok uğraşıyor ama o huyundan vazgeçmiyor. Cemre onu ikna edebiliyor ama. Ondan o kızıda çok severim.'' dedi. Ben Cemre'yi duyduğum an hatırladım. En son görüştüğümüzde telefonla konuştuğu kızdı.
''Nereye gittiler?'' dedim sinirimi belli etmeden.
''Hatırlamıyorum valla. Demişti ama işte..'' tüh. Gerçi ne yapacaktım bilsem. Gidecek halim yok ya. Zaten Buğra'nın gelmesine bir gün kalmıştı.
Kadın gittikten sonra zaman geçirmek için dondurma almaya markete gittim. Dondurma seçerken:
''Tahminimce vişne suyu sevdiğine göre çilekli favorin olabilir.'' Buğra? Hemen dönüp baktım. Evet Buğra'ydı.
''Sen hafta sonu dönmicek miydin?''
''Nereden biliyorsun? Bizimkilere beni mi sordun?'' hoşuna gitmiş bir hali vardı.
''Yok hayır ben sormadım, annen bugün bizdeydi konu açıldığında yengemde seni sorduğunda annen açıkladı. Cemre'yi falan.'' Cemre'nin konusunu niye açtım ki?
''Anladım.'' dondurmaları seçmek için dolaba eğildi. ''Peki ya favorin çilek mi?'' eline bir çilekli dondurma alıp onu göstererek.
''A evet. Doğru tahmin.'' cevabımı aldıktan sonra kendisi için bir seçim yaptı. Sade olanından seçip kasaya yöneldi. Hemen arkasından gittim.
''Benimkisini verir misin, onu ben alıcam.'' ciddiydim.
''Olmaz.'' dedi.
''Ciddiyim.''
''Bende.'' dedi ve hemen ardından elinden kapmaya çalıştım ama Allah bir boy vermiş maşallah. Alamadım.
''Peki bu seferlik al ama borcum olsun.'' dedim.
''Anlaştık.'' dedi ve kasada sıraya girdi. Yanında bekliyordum. Bir şey söyledi ama anlamadım.
''Efendim?'' dedim ve bir kez daha söyledi ama yine anlamadım. ''Anlamıyorum.''
''Beni dışarda bekle.'' kulağıma yaklaşıp o şekilde söyledi. O kadar yakındık ki nefesini hissetmiştim. Kalbim yerinden fırlayacak gibiydi. Beynim çalışmıyor gibi hissediyordum.
''Beni dışarda bekle.'' yine duymadığımı zannederek bir kez daha söyledi hemde daha da yakınlaşarak. ÖLDÜM. Kendime gelmeye çalıştım.
''Peki.'' tek diyebildiğim 'peki'ydi. Dışarıya doğru yürüdüm. Hala nefesinin etkisiyle uyuşmuş bedenim kendinde değildi. Ama sıra o kadar uzundu ki Buğra gelene kadar kendime gelebilmiştim. Dışarı çıkarken kendi dondurmasının poşetini açmıştı. Bana, benim dondurmamı verirken kendi dondurmasını ağzına atmıştı. Tanrım bu çocuktan tatlılık, seksilik akıyor. Dondurma yiyişi bile muazzam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daima Genç
Teen Fiction»'Aşk, benim sana olduğumdur. Âşık benim, sen değil.' diye bağırdı Yenis. Buğra sustu. Biliyordu, Yenis haklıydı..« ✤Aşkı için çırpınan Yenis ✣Ne düşündüğü belli olmayan Buğra 'Aslında aralarında bağlantı vardır. Ancak ne zaman fark edecekler ve bu...