43.BÖLÜM

27.9K 2.1K 149
                                    

FİRUZE

Özür dilemeyecektim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Özür dilemeyecektim...

Hiç bir şekilde özür dilemeyecek ve onun yaptığı saygısızlığı affetmeyecektim.

Bu sevdiğim adamın kardeşi olsa bile bunu yapmayacaktım...

***

Yüzlerce kez beynimde dönüp duran sözleri bir kenara birakıp,akan gözyaşlarımı bir hışımla sildim ve oturmaya daha fazla dayanamayarak boş koridorda dolanmaya başladım.

Aklımda hala Mirza'nın sözleri vardı.Bir insan nasıl bu şekilde fütursuzca konuşabiliyordu?

Görmüyor muydu ne kadar acı çektiğimi?

Göremiyor muydu söylemek istediğim halde söyleyemediğimi?

Derin bir nefes aldım ve sakin kalmak için iki elimi palaskadan geçirip,gözlerimi tavana diktim.

"Ben içimdeki yangının acısından dolayı ne dediğimi bilmiyorum Firuze.Seni kırdıysam affet ama beni de anla.Kendini benim yerime koy.Bir sabah kalkıyorsun yüreğinin en derinlerinde adını koyamadığın bir şeyler hissediyorsun.Adını koyamıyorsun çünkü yok.Ama içinde bir yerlerde kötü bir şeyler olduğunu hissediyorsun.Kalbin sıkışıyor ve geçmesi ümidi ile elini sürekli göğsüne koyup o baskıyı yok etmeye çalışıyorsun.Ve en sonunda öğreniyorsun ki kardeşin,can parçan,yoldaşın,canının yarısı hain bir pusuda ağır yaralanmış.Bir yiğit Şehit olmuş.Hiç tanımadığım ama acısını yüreğimde hissettiğim bir aile yok oldu bugün.Yaşarken öldüler.İşte bunların hepsini düşününce insan ne diyeceğini,nasıl davranacağını bilmiyor.Bu yüzden sözlerimi bağışla"

Mirza'nın sözleri daha da çok sinirlenmeme,aynı zamanda ağlamama sebep olmuştu.Daha fazla ayakta duramadım ve az evvel kalktığım yere tekrar oturdum.

"Benim kardeşim yok.Annem kalleş bir pusuda Şehit düşmeseydi kim bilir benimde bir kardeşim can yarım,can yoldaşım,sırdaşım diyebileceğim birisi  olurdu ama yok.O yüzden sen ne kadar anlatsanda ben senin duygularını ,hissettiklerini anlayamam.Evet aynı acıyı yaşarım belki ama yinede anlayamam.Bu sabah evden çıkarken böyle bir şey olacağı aklımın ucundan bile geçmedi.Düşünsene onu görmenin heyecanı ile saçımı bile yapmıştım ben.Ama hepsi boşunaymış meğer.Ben ayna karşısında süslenirken bir asker Şehit düşmüş toprağa.Sevdiğim adam ağır yaralanmış.Şu iki odada ki delikanlılardan hiç bahsetmiyorum bile.Şimdi söyle bana bunca acının yaşandığı yerde ben nasıl olurda size haber vereyim,ya da verebileyim.Ben bile yüreğimdeki şu acıya dayanamazken Annen,kız kardeşin,baban nasıl dayanırdı söyle bana?"

"Haklısın.Başka ne diyebilirim ki"

Doğru söylüyordu. Çünkü burası sözün bittiği yerdi.

Bir varsın,bir yoksun diye buna deniyordu işte.Neresinden tutarsan tut hiç bir şey değişmiyor,her şey olacağına varıyordu.

Bu düşünceler içinde bir o yana,bir bu yana savrulurken boş koridorda yankılanan ayak seslerini duydum ve başımı çevirip gelen doktor ve hemşireye baktım.

Asi AşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin