2. Bölüm - Söyleyemediklerimiz

34 0 0
                                    

19 Yıl Sonra ...

-'' Yok ya ! Ne güzelmiş valla ... Aman beyimiz kızmasın, aman sinirlenmesin! Mina'ya ne olacak peki? Herkesin önünde beni rezil etti diyorum sana Anneeee! Bu adam bu yüzü nereden alıyor yaaa hee nereden sorarım sana ? '' dedi siniri yüzünü al al eden kız.

Zübeyde Hanım bu görüntüye de kızının bu durumlarına da alışmıştı artık. Azad Ali yine yapmıştı yapacağını ve gözü kara olan delikanlı eni sonu kızının okulunu basıp, Mina dan hoşlanan çocuğun burnunu kırmıştı. Bu durum orta yaşlarının sonunda olan kadın için beklenmedik bir şey değildi. Bu günlerin geleceğini daha Mina doğduğu gün Azad Ali'nin gözlerinde görmüştü.

Azad Ali, Mina'ya rahmetli eşinin kendisine baktığı gibi bakıyordu. Hasret, hüzün ve dokunmalara kıyılmayan dünyanın en eşsiz yapısıymışcasına bakıyordu. Aşkın o deli hallerini ona kocası öğretmişti ve sevmek, sevilmek neydi çok iyi biliyordu.

Kadın yüzünde buruk bir tebessümle daldığı hülyalardan arınıp kızının kıpkırmızı yüzüne baktı. Elini biriciğinin yüzüne kaldırıp dokundu ve -''Minacığım... biraz abartıyorsun sanırım! Azad öyle bir şey yapmamıştır yanlışlıkla olmuştur eminim. Bilirsin Azad Ali gücünün kontrolünü sağlayamayan iri kıyım bir oğlan. Azıcıkta heyecanlı bir tip, yani biz bunu çocukluğundan beri biliyoruz sen de orada araya girip o arkadaşına Azadın durumunu izah etseydin olay oracıkta hallolurdu beee kızım dimi ama ?'' dedi.

Mina duyduklarına inanamayıp Annesine koca koca açtığı mavilerinin arasından -''Zübeyde Sultan... Ben oradaydım... Azadın okulun kapısından nasıl bir hışımla girip buharlı trenleri aratmayacak bir dumanla çocuğun üstüne atlamasını gördüm. Ayrıca sırf ben değil tüm okul şahit buna! Ve sadece bir el çarpması olsaydı durumu kurtarabilirdik kiii!!! Senin o aşırı iri yarı, gücünü kontrol edemeyen oğlun bir yumrukla kalmadı sağ olsun, bunlarda sana promosyon deyip iki tane daha çaktı da pekmezini akıttı zavallı oğlanın!'' dedi üzgün bir halde. Mina dahil okuldaki tüm kızlar Serhat'tan hoşlanıyordu. Serhat ise; uzun bir süre sessiz kaldıktan sonra okulun son senesinde Mina'ya açılmış onu sevdiğini söylemişti.

Tabi bu haber dakikasında Azad Ali'ye yetiştirilmişti. Mahallede sakince en yakın arkadaşı Ghostla oturan Azad, Mina'nın okuldan dönmesini bekliyordu. Yine çok özlemişti okyanus gözlüyü. Elinden gelse onu bir cam kafese kapatıp, ömrünün sonuna kadar bakmalara doyamazdı. Ayrıca çok kıskanıyor, bu his yüzünden adeta bir canavara dönüşüyordu. Yanlışlıkla birisinin gözü ona takılmasındı... İşte o zaman onu kimse durduramıyordu. Sadece biri ... Bir kişi ona Adıyla seslendikten sonra zamanı durdurabiliyor, Azadın içinden çıkmaya can atan canavarı derinliklere hapsedebiliyordu.

Onun bu durumunu sezen büyükleri haricinde bilen bir tek en yakını Birkan yani namı-ı değer Ghosttu. Mina'ya olan imkansız aşkı can arkadaşının bile elini kolunu bağlıyordu. Birkan çok zengin ve zeki bir çocuktu onun için imkansız diye bir şey olamazdı. Fakat; Azadın hali için yapabileceği hiç bir şey yoktu. Bu varlık içinde kan kardeşine yararlı olamamanın öfkesini yaşıyordu. Mina'yı ona ne zekasıyla ne de zenginliğiyle veremezdi. Ortada hem Azad dedenin, hem de Recep dedenin lafı vardı ve onlara yanlış olmazdı.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Azad-ı  AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin