5.

375 52 81
                                    


•••

•••

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

•••

"olum sen var ya sütümü helal etmiyorum sana."

seonghwa ceketini giyerken göz devirdi.

"ne oldu yine wooyoung?"

"dün gece yeosang'la birlikte uyumuşsunuz. gördüm sizi olum. yazıklar olsun sana be hani ben senin dünyalar tatlısı en seksi biricik minicik en iyi arkadaşındım?"

seonghwa gülümseyerek wooyoung'a baktı.

"gören de sanır ki seni aldattım."

wooyoung saçlarını geri atıp çok ciddi bir konu hakkında konuşurmuş gibi devam etti.

"aldattın zaten."

wooyoung garip bir ifade takınarak fısıltıyla "öpüştünüz mü?" dedi. kaşlarını bir indirip bir kaldırıyordu.

"yok öyle bir şey. bir daha ima edersen seni tokat manyağı yaparım woo."

"iyi be iyi bir şey demiyorum."

seonghwa kol düğmelerini düzeltip çantasını aldı ve son kez woo'yu ikaz etti.

"sakın yeosang'a hiçbir şey söyleme."

"bana güvenebilirsin doğu ve batının hükümdarı yunan tanrısı seonghwa."

seonghwa odadan çıkınca wooyoung kendi kendine sırıttı.

"yo söyleyeceğimmmm hahaha."

seonghwa'nın odasını düzenleyip annesinin yanına gitti ve kahvaltıya yardım etti. o sırada yeosang uyanmıştı.

"günaydın kıdem sahibi wooyoung." dedi yeosang gözlerini ovuşturarak. bayan jung yeosang'ı görüp gülümsemiş onun için de bir tabak hazırlamıştı.

"oooo eski dostum yeosang. uyanmış mısın? gel bakalım güreşebiliyor musun?" deyip yeosang'ı salona çıkaran wooyoung asıl amacına ulaşmıştı.

"ne oldu yine wooyoung?"

"öpüştünüz mü?"

"kiminle?"

"yunan tanrısıyla."

" of wooyoung ne saçma sorular soruyorsun?"

kırık senfoni || seongsang Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin