day-10

2.4K 376 155
                                    

Ve sonunda! Yeni yıl gelmişti!

Tabiki yeni yıl eğlencelerinin en güzel özelliği hediyeleşmekti. Biz de bu yüzden bir çekiliş yapmıştık. Kura ile kimin kime hediye alacağına karar vermiştik.

Hyunjin'e alıyordum.

Yine de bu sıradaki maddeyi tamamlamak için çok güzel bir zamandı. Hediyeleşmek için illa kurada isminin çıkması gerekmiyordu değil mi?

Madde 10-) Ona bir hediye al

Jisung ile birlikte hediye bakmaya gidecektik. Sabah onu arayarak zorla yatağından kaldırmıştım. Birazdan bizde olacaktı. Yatağında Lee Minho ile birlikte olunca kalkmak istememişti tabi! Hem artık yatmanın anlamını biliyordum! Terbiyesiz Jisung!

Jisung geldiğinde birlikte alışveriş merkezine gitmiştik. Hyunjin'e ne alabileceğimi düşünüyordum. Birkaç tane mağazaya girip çıkmıştık. Jisung bulduğu bir gömlekle sırıtmaya başlamıştı.

"Bence bu Minho'ya çok yakışacak."

Evet, o Minho'ya alıyordu ve bunun tesadüf olmadığına emindim. Kesinlikle kura kağıtlarını değiştirmişti.

"Evet, güzel olabilir."

Yine de Jisung zevkliydi ve aldığı şey gerçekten güzeldi. Ben hiçbir şey bulamamıştım! Hyunjin'e ne alabilirdim ki!!

Birkaç mağazaya daha girmiştik. Tam pes edip alışveriş merkezinden çıkacaktık ki ben tam ortada duran doğal taş tezgahını görmüştüm. Bulduğum kristal kuvars bilekliklerle zıplamaya başlamıştım. Tamam, hala Hyunjin için bir fikrim yoktu ama Changbin'e vereceğim hediyeyi bulmuştum.

Elime aldığım Kuvars bileklik çok güzeldi. Changbin sunbaenin taşıydı. Aslan burcu bir aşkım var uwu (Yazar: öhöm bende aslan burcuyum Felix beni sevmeye ne dersin?)

Kolyeyi alıp bir pakete koymuştum. Tam o sırada ise beynimde bir şimşek çakmıştı. Hyunjin'e verilebilecek en güzel hediyeyi biliyordum!

Yang Jeongin!

Yarışmadaki tanışmamızın ardından birbirimizin telefonunu almıştık. Ünlüydü ama bizden farklı değildi. Sıradan bir lise öğrencisi gibiydi. Telefonumu çıkarmış ve ona mesaj atmıştım. Alesi şehir dışında olduğu için Hyunjin'in evinde partinin yapılmasına karar verilmişti. Jeongin'le konuştuğumda bir planı olmadığını öğrenmiş ve onu partiye çevirmiştim.

En güzel hediye benimdi!

Yine de henüz reşit olmadığımdan istediğim kadar partide kalamayacaktım. Yeni yıla girmeden önce evde olmam gerekiyordu. Ailem benimle birlikte yılbaşına girmek istiyordu çünkü. İtiraz etmemiştim. Nasıl olsa geceye kadar orada olacaktım.

Yeni yıl günü geldiğinde sabah erkenden hazırlanmaya başlamıştık. En güzel kıyafetlerimi giymiştim. Yeni yıl günü çok fazla fotoğraf çekinilirdi. Jisung zorla biraz makyaj yapmıştı yüzüme. Yüz makyajı değil ama sanırım bu göz makyajı olayını sevmiştim.

Hava kararmaya başladığında hepimiz Hyunjin'e gitmeye başlamıştık. Tanımadığım birkaç insan daha gelecekti ama şimdilik sadece bizim grup vardı. Masa oldukça fazla çeşit yemek ve içecekle donatılmıştı. Daha reşit olmadığından Hyunjin'in o içki şişelerini nereden bulduğunu merak ediyordum.

Changbin en son gelendi. Hyunjin ona kapıyı açmıştı. Sonra ikisi de gelip koltuklara oturmuştu. Yanımdaki boş olan yere oturduğunda gülümsemiştim. Uzak durabileceği kadar geniş olan koltukta yanıbaşımda oturuyordu.

"Diğer misafirler gelmeden hediyeleri versek mi?"

Seungmin söylediğinde herkes onaylamıştı. Herkes tek tek hediyelerini vermeye başlamıştı. Jisung Minho'ya hediyesini verdiğinde Minho da ona vermişti. Ne tesadüf (!) Minho da alıyordu. Onların nasıl bu kadar hızlı çift olduklarını kimse anlayamıyordu.

Hyunjin Changbin'e hediyesini veriyordu. Changbin hediyesini açtığında içinden çıkanlar ile Changbin gülmeye başlamıştı.

"Teşekkür ederim, bunlara ihtiyacım vardı!"

İçinden birkaç ajanda ve USB bellek çıkmıştı.

"Umarım bunları da diğerleri gibi kaybetmez ve güzel şarkı sozlerini içine yazarsın."

Changbin de Seungmin'e hediyesini vermişti. İçinden güzel bir üst çıkmıştı. Sonra ise Seungmin bana paketi uzatmıştı. İçinden çıkan peluş ile bağırmış ve peluşa sarılmıştım. Aşırı yumuşaktı!

Seungmin-ah peluşun hala yatağımın üzerinde duruyor bunu biliyorsun!

Sıra en son bana gelmişti. Hala hediye almayan Hyunjin merakla bana bakıyordu.

"Şey, benim hediyem henüz gelmedi."

Ben kıkırdarken kapı çalmıştı. Hyunjin anlamaz şekilde bana bakmış ve kapıyı açmak için kalkmıştı. Gidip kapıyı açtığında donduğunu görmüştüm.

"Merhaba, mutlu yıllar~

Jeongin'in sesini duyduğumda kıkırdamıştım. Yanımdakiler de bana bakmıştı.

"Bunu sen mi ayarladın?"

Kafamı salladığımda herkes kahka atmıştı. O akşam gece yarısına kadar eğlenmiştik.

Gitme vaktim geldiğinde Changbin de benimle birlikte ayaklanmıştı. O da gitmesi gerektiğini söylemişti. Beraber evden çıkmıştık.

"Seni evine bırakayım."

Babasından aldığı arabayı dikkatlice kullanarak beni evime götürmüştü. Yol boyu pek konuşmamıştık. Sanırım ikimiz de ne dememiz gerektiğinj bilmiyorduk.

Changbin arabayı durdurup bana dönmüştü.

"Sunbae.."

"Felix.."

İkimiz de aynı anda konuştuğumuzda gülmüştük.

"Önce sen söyle."

Bana söz hakkı verdiğinde çantamdan hediye poşetini çıkarıp ona uzatmıştım.

"Şey, bunu görünce beğeneceğini düşündüm."

Hediyeyi eline alırken o da bana bir poşet uzatmıştı. O da bana hediye almıştı!

"Ben de aynısını söyleyecektim."

İkimiz de aynı anda paketleri açmıştık. Paketin içinde çıkan ve ortasında yeşim taşı bulunan bilekliği gördüğümde şaşkınca bakmıştım. Farkında olmadan aynı hediyeleri farklı taşlar ile almıştık.

"Teşekkür ederim!"

Yine aynı anda konuşunca tekrar gülmüştük.

"Mutlu yıllar Felix. Umarım yeni yılın mutlu geçer."

"Sana da mutlu yıllar sunbae, seninde~"

Birbirimize sarılmıştık. Ardından vedalaşıp arabadan inmiştim. Arkasından gidişine bakarken el sallıyordum.

Madde 10-) Ona hediye al
Başarılı ✔️

27.01.20
Day 10

the fifteen stuff to way love (changlix)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin