Zil çalmıştı ve biz Austin'i bekliyorduk.O da gelince dışarı çıktık ve gezmeye başladık.Jacob sinirli görünmüyordu,aksine gülüyordu.Austin
-Size bişeyler alıyım mı?
-Olur aslında kahvaltı yapmamıştım.
-Kaşarlı tost?
-Tamam.
yanımızdan uzaklaştı ve biz bir banka geçtik.Sonra yanımıza Jacob geldi.ben
-Keyfin yerinde herhalde.
-Evet bugün çok mutluyum.
-Nedenmiş o?
-Bi kızla randevum var.
-Demek öyle.
-Aynen.
-İyi madem sana bol şans.
-Şansa çok ihtiyacım var sağol.
ben kendi içimden
şansa çok ihtiyacı varmış kız inşallah postayı koyar da gör gününü
yanımıza Austin geldi.
-Sen ne arıyosun burda?
-Hiç kavga edemiycem seninle, çok işim var.
diyip yanımızdan uzaklaştı ve okuldan çıktı.Amacını anlayamamıştım.Bizde zil çalınca içeri girdik.Nihayet ders bitmişti ve eve gidicektik.Ben kitaplarımı toplarken yanıma Austin geldi
-Bu akşam yemeğe çıkalım mı?
-Eğer boş olursam neden olmasın ki.
Lucy bana bakıyordu.Bende fark edince
-Aslında bugün doluyum.
-Ne işin var?
-Annemlerle büyükanneme gidicez.
-Ben bırakıyım seni.
-Yok biz gideriz kendimiz.
-Peki madem yarın görüşürüz.
-Tabii ki.
Lucy kapının önünde bana bakarak gülümsüyordu.Yanına gittim.o
-Seni çok seviyorum.
-Bende seni kankacım.Annem bekler hadi oyalanma.
-Tamaam.
eve vardık.Kapıyı annem açmıştı babam uyuyordu galiba.annem
-Hoşgeldiniz.
-Hoş bulduk anne.
çantalarımızı fırlatıp odama çıktık.Telefonda birbirimize bişeyler gösterirken burnumuza bir koku geldi.KAN KOKUSU.Camın önündeydi hemen gittik bir kısmını Lucy'e verdim.Üzerinde bir not yazılıydı
-Üstüne partide giydiğin kıyafetini ve kombinini giy.Ayrıca kapının önündeki kan torbasını takip et.JACOB.
-Tabii ki de gitmiycem.
-Tabii ki de gidiceksin.Belki planları vardır yanii belki barışırsınız.
-Barışır mıyız?
-Kesinlikle.
-Tamam o zaman ben gidiyim.
-E- hadi o zaman sen git.
yaklaşık yarım saatte hazırlandım ve aşağı indim.Annem
-Nereye?
-Randevum var desem.
-O salakla deme.
-Malesef ki evet ama işin ucunda KAN var.
-Geç kalmıyosun.
-Bakarız.
-Elsa geç kalmıyosun.
-Tamaaam.
dışarı çıktım kapının önünde kan torbası vardı.Aldım ve kokuyu takip etmeye başladım.Sonunda bir yere geldim,ve kapının önündeki son torbayı da alıp içeri girdim.Heryerde balonlar,süsler ve karşımda kocaman bir pankart asılıydı.
Dünyanın en güzel vampirine, ELSA lütfen beni affet.
-Tabii affederim.
o anda omzumda iki el hissettim.
-Jacooob.
-Barıştık mı?
-Evet.
el ele tutuşup masaya geçtik.Masanın üzerinde güller vardı.Ve büyük bir barfakta kan vardı.Tek içişte bitirdim.
-Ama sen çok tatlısın.
-Sen daha tatlısın.
Biz yemeği yerken yine o kız geldi.
-Yeter ama artık Jacob.
-Elsa bi dur herşeyi öğreniceksin.
-Neyi öğrenicem ya ne diyosun sen?
-Bi tanışın önce.
-Ha bide beni o kızla tanıştırıcaksın.Ne diyceksin ona''bak aşkım bu benim parmağımda oynattığım kız.''
-Saçmalama.
o kız
-Jacob hiç haber vermiyosun annemden öğrendim burda olduğunu.
-A-a-anemden mi?
-Evet ben Jacob'un ablasıyım.
* * * * * * * * *
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR VAMPİRİN GÜNLÜĞÜ
VampireElsa adında vampir bir kız.ve yıllarca oturduğu evden taşınmak zorunda kalıyor.yeni bir ev yeni okul yeni arkadaşlar ve yeni bir hayat. hayatındaki yeni şeylere alışmak ve sırrını saklamak onun için çok zor olucak.