BEŞİNCİ BÖLÜM

2.2K 202 165
                                    

Jin ışıkların açılmasıyla olduğu yerde kala kalmıştı. Kendine gelip ağır çekimde arkasına döndü.
Taehyung salonun diğer tarafında sinirle Jin'e bakıyordu.

Jin vakit kaybetmemek için kilitleri hızla açmaya çalıştı, Taehyung'un yanına gelmeden koşarak kaçmayı planlıyordu.

Taehyung, Jin'in halen kaçmaya çalıştığına şaşırmıştı, rahat tavırlarla yanına yürüdü. Jin titreyen elleriyle sonunda kapıyı açmıştı ki.
Taehyung, Jin'in kolundan tutup, sert bir şekilde sırtını kapıya yasladı. Jin'in elleri Taehyung'un göğüslerini bulmuştu anında.

Jin, gözlerini sıkıca kapatı ve sırtında hissettiği acıyla dudaklarından "Ahh" diye bir inilti koptu.
"Özür dilerim  özür dilerim, lütfen bırak beni?" Dedi ağlamaklı sesiyle, bir süre karşı taraftan ses gelmeyince.

Tereddütle gözlerini açtı ve kendisini inceleyen soğuk bakışlarla göz göze geldi. Onu bu kadar yakınında görmesine şaşırıp gözleri kocaman açılmıştı. Yüzlerinin arasında birkaç santim vardı ve bu nedensizce (!) Jin'in nefeslerinin sıklaştırıyordu.

"Kaçıyor musun yoksa ha? Kaç, o zaman?" Dedi soğuk kanlı bir şekilde.
"Ne?" Diye bilmişti sadece Jin, şaşkınlıkla dudakları o şeklinde açılmış, Taehyung'un ne dediğini idrak etmeye çalışıyordu.  

Jungkook, Jimin ve Jongin aşağıdan gelen seslere uyanmış ve aşağıya inmişlerdi, ne olduğuna bakmak için.  Taehyung konuştuğunda onun blöf yaptığını sanarak onları izliyorlardı, rahat bir şekilde.

Taehyung'un gözleri Jin'in öne doğru hafif büzülmüş dudaklarına kaydı.
Jin korkuyla dudaklarını ısırdığında, Taehyung kendine gelip biraz geri çekildi. Daha sonra kapıyı açıp, Jin'in kolundan turarak evden çıkartı.

Ardından diğerleri de evden hızla çıktılar, Taehyung'un ciddi olmadığını zannediyorlardı. Jin şaşkınlığını daha atlatamadan, kolundan çekiştirilerek evin dışında buldu kendini.

Jin, Taehyung'un pesinde koşarken, bir anda kendisini ittirerek kolunu bıraktı. Jin yere düşmekten son anda denesini sağlayarak kurtuldu.
Jin arkasına dönüp, Taehyung'un gözlerinin içine baktı, ciddi olup olmadığını anlamak için.

"Hyung ne yapıyorsun!" Diye sordu Jungkook kaşlarını çatarak.
Jin'i yanına doğru yürüyecekken, Taehyung elini havaya kaldırdı Jungkook'un durması için. Jongin ve Jimin ne yapacaklarını bilemeden Taehyung'u izliyorlardı.
Şu an çok sinirli görünüyordu.

Jin daha fazla beklemeden, geri geri yürümeye başladı. Hiç kimsenin kendisini yakalamak için bir adım daha atmadığını görmesiyle, arkasına bakmadan koşmaya başladı.

Jungkook, Taehyung'un öylece kaçan Jin'in arkasından rahat bir şekilde baktığını ve hiç birşey yapmadan beklediğini gördüğünde.
'Demekki bir bildiği var.' Diye düşünerek fazla kurcalamadı, yoksa başı Taehyung'la belaya girerdi.

Jin nereye gideceğini bilmeden koşuyordu. Kaçırıldığı evden uzaklaşmıştı ama etrafında ne bir yol vardı ne de bir ev. Sadece kaçarken eski kullanılamayan tren raylarını görmüştü.

Ağaçlık alana girmeden, koşuyordu. Ayakkabının teki çıktı ayağından, geri dönüp giymeden koşmaya devam etti. Koşmaktan yorulup etrafına baktığında hiç bir şey yoktu, kocan boş bir arazinin ortasındaydı.

Jin hıçkırarak ağlamaya başladı, şimdi ise kaybolmuştu. Bir çıkış yolunu bulamamıştı. Yere oturup başını dizlerinin üstüne yaslayıp bağırarak ağladı.

Zaten kimse yoktu etrafında, istediği gibi bağırarak ağlaya bilirdi. Yıllarca ailesi yüzünden sustuğu için de bağırdı, boş arazide sadece Jin'in  çığlıkları yankılanıyordu.

Zengin ve Fakir TAEJİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin