ALTINCI BÖLÜM

2.2K 200 63
                                    

Jin onun rahat tavırlarını görmezden gelerek, gözlerini banyoda gezdirdi. Eğer onu umursamazsa gider, diye düşünmüştü.

"Neden öyle kaçmaya çalıştın? Sana bir şeyler ayarlayacağımı söylemiştin. Şimdi dikatle dinle beni." Diyip Jin'in dibinde bitti. Jin ona cevap vermeyince, bir adım öne geldi ve elini kaldırıp yanağına dokunacakken.
Jin hızla geri çekildi.

"Hayır, hayır. Bana güvensen iyi olur, yoksa nasıl olacak?" Jin geri çekildikçe, Jongin ona daha çok yaklaşarak banyonun köşesine sıkıştırdı Jin'i.

"U-uzak dur! y-yaklaşma!" Jin korkudan titreyen sesiyle, Jongin'e karşı koymaya çalıştı. Jongin, Jin'in kollarından sıkıca tutarak bir yere kaçmasını engelledi.

"Planım şu, panik yapmanın bir anlamı yok!" Jin'in, kıpırdamaması için ona güven vermeye çalışıyordu.

"Hayır! Bırak...Istemiyorum!" Kollarını sıkıca tutan elleri kaçmaya çalıştı. Jungkook, Jimin'i dışarıya çağırdığı için, kimse evde yoktu. Hepsi dışarıda oldukları için banyodan gelen boğuşma sesleri kimse duymuyordu.

Taehyung, Jongin'i göremeyince, Jimin'e dönüp "Jongin nereye kayboldu?" diye sordu.
"En son onu mutfakta su içerken gördüm, sonrada buraya geldim." Diye cevap verdi Jimin. Yola çıkmak üzereydiler Jungkook ve Jimin.

Taehyung bir süre gelmesini bekledi. Ama bir türlü gelmeyince, aklına gelen şeyin olmaması için, hızla eve doğru koştu. Bunu yapmamış olmasını istiyordu.

Jin, halen Jongin'e karşı koymaya devam ediyordu, ama Jongin ondan çok güçlüydü. Gözlerinden yaşlar süzülürken, artık ondan kurtulamayacağını anlamıştı. Ve kimse de sesine gelmemişti.

Ki başını kaldırmasyla, kapıda sinirden kasılan yüzü gördü. Jin birinin gelmesiyle hareket etmeyi kesti. Jongin merakla başını kaldırıp Jin'e baktığında, Jin'in kocaman gözlerle kapıya baktığını gördü.

Jongin anlamıştı arkasında birinin olduğunu, hızla Jin'i bırakıp arkasına döndü. Taehyung'a baktığında yüzünde ki korkunç ifadeden korkup, gözlerini kaçırdı. Durumu kendi lehine çevirmek için, ellerini bir birine geçirdi ve Taehyung'a doğru yürüdü.

Jin onları izlemek yerine, duvardan kayıp dizlerini kendine çekerek oturdu. Sesizce göz yaşlarını döktü, asla hatırlamak istemediği anılar dolmuştu aklına.

"Ne düşündüğünü biliyorum, Taehyung. Ama hey şeyi yanlış anladın." Dedi hiç bir şey olmamış gibi gülerek. Taehyung sinirden aralarındaki mesafeyi bir adımla kapatıp, Jongin'in yüzüne yumruğunu geçirdi.

Jongin yalpalayarak düşmekten son anda kurtulmuştu. Tekrar konuşmaya başladı, kendini kurtarmak adına.
"Bekle, ne olduğunu anlatay-" Taehyung gözü dönmüş gibi, bir yumruk daha attı.
"Yanlış anladın. Dinle beni!" Diye diretti Jongin.

Taehyung, Jongin'in yakalarından tutu ve nefesini yüzüne vererek konuştu.
"O bir heves değil, bizim için sadece teslimat! Anladın mı!" Dedi bağırarak. Jimin ve Jungkook banyonun kapısının arkasında olanları sesizce dinliyorlardı.

"Bende onu diy-"
"Yeter! Konu kapandı." Daha fazla uzatmak istemedi, Jin'in yükselen hıçkırıklarını duydukça delirecek gibi oluyordu. Onu ağladığı için Jongin'i heran öldüre bilirdi, bu sinirin nerden geldiğini hiç bilmiyordu.

"Tamam." Diye cevap verdi Jongin ve çıktı banyodan. Taehyung gitmeleri için, Jungkook ve Jimin'e yandan bir bakış attı ardından Jin'e döndü.
Jungkook, Jimin'in minik pombul elini ellerine kenetleyerek evden çıktılar.

Taehyung, Jin'in kendini kaybetmiş gibi ağlamasına dayanamamış ve elini ona doğru uzattı.
"Hadi kalk yerden?" Dedi bakışlarını Jin'in yüzünde gezdirerek, terslememesini umdu. Zira ilk defa birisine böyle davranıyor ve farklı hissediyordu.

Zengin ve Fakir TAEJİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin