07/10/2006

5.5K 434 184
                                    

Odamı alt üst etmiştim ama hala yoktu. Babalarım bazen kitaplığıma bakıyorlardı ve kitap aldıklarında da haber vermiyorlardı. Kitaplarımın tekinin bile kaybolmasını istemezdim.

"Baba benim kitaplığımdan kitap aldınız mı? Bazıları eksik." diye mutfağa doğru seslendim.

"Almadık kızım, Changbin baban da almamıştır. Odana bak belki bir dolabının içine koymuşsundur." dedi Felix babam. Kaybettiğim çoğu şeyi onun sayesinde bulduğumdan dolayı vakit kaybetmeden dolabımın yanına gidip içlerini karıştırmaya başladım ama görebildiğim tek şey kıyafetlerdi.

Son umudum babalarımın odasıydı. Yatakları daha rahat diye kitap okumak için oraya geçtiğim zamanlar oluyordu. Bu yüzden onların odasına gittim ve dolapların üzerine bakınmaya başladım. Tam o sırada çok güzel bir kutu buldum. El yapımı işlemesi vardı ve yapan kişinin renk seçimine bayılmıştım. Bunu daha önce nasıl fark edemediğimi düşünerek kutuyu açtım. İçinde koyu yeşil bir defter vardı. Sayfalarının ucu hafiften sararmaya başlamıştı. Defteri kutadan çıkarıp ilk sayfasına baktım.

07/10/2006

Seo Changbin

Bu, seneler öncesinden kalma bir günlüktü. İçine sadece 15 gün yazılmıştı. Başkasının günlüğünü okumayı sevmezdim ama bu başkasının değildi ki, babamındı. Bu yüzden kitabımı bulma işini yarına bırakıp günlüğü okumaya başladım.

Bu günlüğün içinde Felix dışında dikkat çekici bir şey yok. Okuma!!

Gülmemek için zor duruyorken sayfayı çevirdim.

Hyunjin bunu okuyan sen isen ve ben bunu anlarsam Jeongin'e bebeklik anılarını anlatırım. Olum, hayatını karartırım senin.

Bu sefer kendimi tutamayıp gülmeye başladım. Bunları Changbin babamın yazdığına inanamıyordum. Gülmemi kontrol altına aldığımda diğer sayfaya geçtim.

Sevgili günlük;

"Sevgili günlük" ne ya, çok klişe bir başlangıç. Her neyse.

Biliyorsun ki -tabi ki de bilmiyorsun- biz yeni bir eve taşındık. Annemle babam her tarafta iç mimar arıyordu ve ağaçların "Ben bunun için mi oksijen üretiyorum." diyip yüzüne tükürdükleri Hyunjin ilk defa işime yaradı. Bir arkadaşı iç mimarmış ama daha yeni mezun olduğu için bilinmiyormuş. Annemler de şanslarını denemek için onunla konuşmaya gittiler ve o anda hayatımın şokunu yaşadım.

Gözün üzerindeki kaşa bile laf eden ailem bu çocuğun tasarımlarını beğenmişti. İşinde bu kadar yeni birinin onları nasıl memnun ettiğini hala kafam almıyor. Çocuk sihir falan yaptı herhalde.

Bugün bu çocuk bizim eve de geldi. Aileme büyü mü yaptı bilmem ama bana büyü yaptığı kesin.

Lee Felix bir büyücü olmalıydı.

Onunla olan tek konuşmam eve geldiğinde "Merhaba." dememdi. Oysaki biz yaşıt değil miyiz? Ben de çiçeği burnunda bir söz yazarıyım. İlla ki konuşacak konu bulurdum.

Onunla konuşmasam bile bir köşeye oturup izleme şansına hala sahiptim. İnce ama kaslı bir vücudu vardı. Dudakları şekilli ve kıpkırmızılardı. Fakat beni en çok etkileyen kısım çilleriydi. Çil bir insana ancak bu kadar yakışabilirdi.

Bugün olmasa da başka bir zaman onunla konuşmanın bir yolunu bulacağım.

Not: Ben kim günlük kim... Kesin iki güne kalmaz yazmayı bırakırım. :")

Yüzümdeki tatlı tebessüm bir türlü gitmiyordu. Sabırsızlıkla diğer sayfayı çevirdim.

~📜~

Selam Selam Selam!!

Bu kurguyu brinxhun un başlattığı #15days15episodes challenge için yazıyorum. Cumartesi günü başlayamayanların Pazar günü başlayabileceğini yazmıştı. -Galiba Pazar gününe kalan tek kişi benim pxödldöd-

Umarım beğenirsiniz💕

5SOS - Empty Wallets

My Pill × Changlix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin