öğle arasına girdiğimizi belirten zil çaldığında kantine gitmekle gitmemek arasında kalmıştım.
okuduğum kitabı sıranın altına koyup hızla paramı alıp kalktım,yavaş hareket edersem vazgeçeceğimi biliyordum.
merdivenlerden hızla inip kantine girdim,sağıma soluma bakmadan sıraya girip kakaolu süt alıp çıktım.
arkamı dönüp ilerlemek için ilk adımımı attığımda ayağımın değen sert bir bacak ile yere düştüm.
kulağıma doluşan gülüş sesleri ile ağlamamak için kendimi sıktım,becerebildiğim kadar.
"hişt tombik kal hadi, ağlama bu da geçer." onun sesini duyduğumda ilk defa iğrenmiştim.
yavaşça başımı kaldırıp etrafa baktım herkes gülüyordu.
alıştım dedim kendi kendime,ayağa kalkıp yavaşça kalabalığa doğru döndüm."acınası insanlarsınız.nasıl bu kadar seviyesiz olabildiniz?kalbinizi evde mi unuttunuz?"
arkamı döndüm ve ilerlemeye başladım,sütüm yere düşmüştü.
"bunun çenesi de açılmış bak bak."kendimi sinirlenmemek için sıktım arkamı dönerken.
"cidden acıyorum size,tek işiniz onun bunun altına girip onu bunu aldatmak ve kendinizi beğenilmek için aç bırakmak.yazık gerçekten yazık."
kimse benden böyle bir şey beklemiyordu,susmakta bir yere kadardı ki söylediklerim de son derece haklıydım.hepsi bjnun farkındaydı.
sınıfa geldiğimde kapüşonumu kafama geçirip sıraya gömüldüm.
belki ağlarsam rahatlardım, belki değil rahatlardım hep böyle olur zaten.
onu nasıl sevdiğimi,nasıl hala ondan soğumadığımı düşünerek gözlerimi kapattım usulca.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
berfu * texting
Novela Juvenilgök'gözlüm:Cidden seni seveceğimi falan mı düşündün gök'gözlüm:O kilonla çirkin yusyuvarlak yüzünle etrafımda o kadar kız varken seni mi sevecektim gök'gözlüm:Git kendine kendin gibi birini bul gök'gözlüm:Bir daha bırak yanıma yaklaşmayı benimle göz...