1.2

1.5K 198 224
                                    

Yoongi, taşıdığı koliden bir rozet aldı ve elinde evirip çevirdi. Yüzüne memnuniyetsiz bir ifade yerleştirirken "Bu çok saçma bir şey. İlkokul çocukları bile takmaz bunu," diyerek yerine geri attı.

Jungkook'a, bugün bilmem kaçıncı kere aynı bakışı attım. Sinirli, bolca hayal kırıklığı barındıran, her an üzerine atılabilme potansiyelimin olduğu bir bakıştı bu.

"Jungkook'un akıl yaşı da belli oldu sonunda."

En küçüğümüz, özellikle zeka yaşı olarak, Jungkook; artık dayanamıyormuş gibi kendini iki yana attı."Aaa, yetti be! İstedin, yaptım işte. Daha ne bekliyorsun?"

Hoseok da eline bir rozet geçirdi ve yakasına takarak inceledi. "Aslında o kadar fena değil. Hatta sempatik bile duruyor."

Dalga geçiyordu. Bunu gülmemek için zor duran yüzünden fark ediyordum.

Şerefsizler.

Geçen günlerde başkanlık için aday olanları çağırmıştı sevgili müdürümüz. Ben ve Jisoo, bir tane daha aday vardı ama bizim kıyasıya rekabetimiz karşısında geri çekilmişti, odasına gittiğimizde ise artık vaatlerimizi sunmamızın zamanı geldiğini söylemişti. Ayrıca yakın zamanda son konuşmamızı yapacağımız ve oy verme faslına geçeceğimizin de uyarısını yapmıştı.

Bunun üzerine olağanüstü hal olmuş gibi tüm arkadaşlarla toplanmıştık ve bazı fikirler ortaya atmıştık. Sonucunda ise kantindeki amca ve teyzelerimle konuşarak, benim rozetimi alan her öğrenciye indirimde yiyecek verilmesini kararlaştırmıştık. Zorla da olsa kabul etmişlerdi, çünkü uzun zamandır muhabbet halinde olduğum için kıyamamışlardı bana.

İndirimli yiyeceğin çok klasik ve net kazanç getiren bir özelliği vardı. Geçen senelerde de bunu denemiştim, üstüne ezici bir şekilde başkanlığı elime almıştım. Onaylanmış bir stratejiydi. 

Aslında yine üzerinde vaatlerimin olduğu, tanıtım broşürü gibi bir kağıt hazırlayacaktım sadece. Fakat Jungkook rozet hazırlamak istediğini söyleyerek, tüm tasarımın da kendisinden olacağını belirtti ve o kadar ısrar etti ki koca ağzını kapatması için izin vermiştim. 

Şimdi ise kolilerce rozetin üzerinde; bir fotoğrafımdan sadece başımı keserek ve üzerine tatlı olduğunu umduğu yıldızlı taçlardan eklenmiş, altına ise 'Oylar En Kral Başkan SeokJin'e!' yazmıştı.

Beynini bir kenara bırakıp yapmış olmalıydı ki çocuk eğlendirir gibi rozet tasarlamıştı.

"Koskoca Jin'i düşürdüğün duruma bak. Bir de gülen yüzünü koymuşsun," diyerek kahkaha basan Namjoon'a da öldürücü bakışlarımı attığımda sustu.

Derin bir nefes alarak burnumun kemerini sıktığımda bir süre düşündüm. Kantinde çalışanlara 'Rozeti gösteren herkese indirim yapın' demiştim ve şimdi gidip de oyun oynar gibi kararımdan caydığımı söylemek istemiyordum.

İki ucu boklu değnek.

"Ben bunları boşuna yapmadım. Kullanalım, emeğime yazık."

Okul binasının köşesinde durmuş, sinirli ama yavru köpek bakışları atan Jungkook'a hızla döndüm ve kalçasına tekme attım. Acıdığı yüz ifadesinden belli oluyordu.

"Hyung, ne yapıyorsun sabiye? Aklı ermez onun politika işlerine. Mazur gör," diye dalga geçen Jimin'in eline bir kutu rozet ve broşür tıkıştırdım.

"Gidin o zaman, 9. sınıflara dağıtın siz. Tek başınıza beceremezsiniz. Ayrıca nasıl olsa akranlarınız."

Oflaya puflaya birlikte giderlerken Jungkook hala "Ben iyi yaptım. Bununla güzel sempati toplar. Hiç yaranılmıyor buna da," deyip duruyordu.

dear aurora▪︎jinsoo✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin