Bölüm 5 - Yarışma

23 5 4
                                    

Hepinize merhaba 🙋‍♀️

Yeni bölümle karşınızdayım 😍

Keyifli okumalar 💜

***

Yazar'dan...

Ertesi gün heyecanla uyanan Ji Min, içi kıpır kıpırdı. O kadar heyecanlıydı ki, düşüp bayılacağını hissediyordu. Uzun zamandır geleneksel yarışmalara katılmak istiyordu ama mümkün olmuyordu. Şimdi fırsat bulmuştu ve bu fırsatı sonuna kadar değerlendirecekti.

Yataktan kalkıp arkadaşlarının uyanması için, kaldıkları odaların kapısını hiç üşenmeden tek tek çaldı.

Hepsi zorlukla da olsa uyanmışlardı ama hâlâ uykuları vardı. Ama uyumaya devam ederlerse de Ji Min'in kötü yüzünü görecekleri i bildikleri için hepsi tepkisizdi.

Kısa süren uyandırma faslından sonra hepsi kahvaltı etmek için aşağıya indi.

Onlar kahvaltıda eğlenceli dakikalar geçirirken, Amazon yoğun bakımdaydı. Ayşegül, Elyas'ı kaç kere aramasına rağmen hiçbirinde ulaşamamıştı. Bu yüzden aklına ilk gelen kişi Senem ve Uzay çiftini aramaktı.

Ayşegülle birlikte onlarda yoğun bakımda bekliyorlardı ama oğullarına bir şey için onu uyarmışlardı. Ayşegül zaten o uyarıdan sonra Elyas'ı aramayı bırakmıştı.

Sessiz geçen dakikaların ardından doktor yoğun bakım ünitesinde çıkmıştı. Ayşegül ayaklanıp doktorun önünü kesmişti.

"doktor bey kardeşim durumu nasıl" titreyen sesiyle sormuştu bu soruyu. Doktor yüzündeki maskeyi çıkarırken " bakın Ayşegül Hanım açık konuşmak gerekirse, hastamızın durumu kritik. Hastayı ameliyata almadan önce 2 gün içinde yeni bir böbrek nakli bulmamız gerekiyor. Yoksa... " derken sessizleşmişti doktor.

Ayşegül korkuyla doktorun yüzüne bakarken " yoksa ne?" diye sordu. Doktor bakışlarını yere eğerken " yoksa hastayı kaybedebiliriz " demişti.

Ayşegül birkaç saniye doktorun yüzüne şaşkınlıkla baktı ve bayıldı. Senem hanım ve Uzay Bey hemşireler yardımıyla müdahale odasına aldılar onu. Senem hanım Ayşegül'ün yanında kalırken, Uzay bey yoğun bakım ünitesine geri dönmüştü.

Bu süre zarfında bizimkilerde kahvaltılarını etmiş, hazırlanıp yarışmanın olacağı yere taksilerle yola çıkmışlardı.

Aradan geçen 1,5 saat sonunda yarışmanın olacağı yere gelmişlerdi. Ji Min hazırlıklar için onların yanından ayrılırken diğerleri de sahnenin rahatlıkla görüleceği bir yere oturdular.

Karsu, Elyas ve Amazon'un yaptığı şaka da cidden çok üzülmüştü. O yüzden şimdi Rlyas'a bir şaka yapacaktı. Ama bilmiyordu ki yapacağı aslında gerçekti.

Diğerlerine göz kırpıp telefonunu kulağına tuttu ve annesiyle konuşuyor gibi yaptı.

" iyiyiz anne şuan yarışma yerindeyiz siz... Anne neden sesin kötü geliyor... Anne ne diyorsun sen?" diyerek yükseldiğinde masadaki herkesin bakışları ona dönmüştü. Diğerleri dışında Elyas kaşları çatılı ona bakıyordu.

" tamam anne ben söylerim" diyerek telefonu kulağından çekti. Nilsu " Karsu noldu? Annem ne dedi?" diye sordu sahte panikle.

Karsu sahte gözyaşları dökmeye başladığında hepsi rollerine iyice bürünmüşlerdi. Şura " kızım noldu söylesene!" diyerek yükseldi.

Karsu " Amazon... Yaralanmış... Şuan hastanedeymiş" dediğinde Elyas'ın sesi doldurdu kulaklarını " ne!?".

Elyas duyduğuyla hemen telefonunu eline alıp zorlukla annesinin numarasını tuşladı ve açılmasını bekledi, diğerlerinin sırıtan yüzünü fark etmeden.

Karşı taraf telefonu açtığında Elyas titreyen sesine hakim olamamıştı. " anne nasıl haber vermezsin? "

Senem Hanım oğlunun titreyen sesini duyduğunda nereden öğrendiğini merak etmişti. " oğlum sen nereden öğrendin?"

Elyas öfkeyle " nereden öğrendiğim önemli değil! Amazon'un durumu nasıl!" demişti.

Diğerleri kaşlarını çatarak Elyas'a bakıyorlardı. Çünkü hiçbiri böyle bir cevap beklemiyordu. Acaba şakayı öğrendi de devam mı ettiyor diye düşünmeden edemedi hiçbiri.

Senen Hanım " 2 gün içinden böbrek nakli bulunmazsa ölecek! " demişti kendine hakim olamadan. Elyas duyduğu sözlerle yutkunamadı. Annesinin söylediği her bir kelime beyninde teker teker yankılandı.

Diğerleri Elyas'ın suskunluğuyla kötü bir şey olduğunu anlamışlardı. Taha ikizini yanına gidip telefonu elinden aldı ve annesinden herşey anlatmasını istedi.

Taha herşeyi öğrenince telefonu kapatıp ikizinin tepkisiz halini kendine getirmeye çalıştı. " Elyas kendine gel! Elyas!"

Birkaç kere ismini böyle tekrar etseler de Elyas kendine gelememişti.

O sırada perde arkasından onları izleyen Ji Min, ters bir şey olduğunu fark etmiştim. Üzerindeki şatafatlı elbiseyi umursamadan koşarak onların yanına gitmişti.

Olanları öğrendiğinde kısa süreli bir şok geçirse de Elyas'ın kendine getirmek için sert bir tokat atmıştı.

Elyas tokatın etkisiyle sersemlese de hemen kendini toparlamıştı. Gözyaşları akarken " benim hemen gitmem lazım" demişti.

Taha onu kolundan tutup " abi bu saatte uçak bulamazsın" dediğinde Ji Min onu onaylanmıştı. " Taha haklı, yarın ilk işimiz geri dönmek olacak söz veriyorum"

Elyas öfkeyle kalktığı yere geri oturduğunda diğerleri de oturmuştu. Ji Min de sahne arkasına gitmişti tekrar.

Karsu şakasının gerçek olduğunu duyunca ayrı bir şaşkınlığa girmişti. Sanki hissetmiş gibi böyle bir şaka yapmıştı.

İkisininde şaşkınlığını yaşıyorlardı.

×××

Aradan birkaç saat geçmişti ve yarışma başlamıştı. Bu süre zarfında kimse tek kelime bile etmemişti.

Ji Min'den önce yarışacak iki yarışmacı vardı. Ji Min fazlasıyla heyecanlıydı ama bir yandan da üzgündü. Yakın arkadaşlarından biri hastanedeydi ve elinden hiçbir şey gelmiyordu.

O orada duygu karmaşası içindeyken ondan önceki yarışmacınında ismi açıklanmıştı. Ji Min bunu fark ettiğinde artık heyecandan yerinde duramıyordu.

5 dakikanın sonunda sıra Ji Min'e geldiğinde heyecanla sahneye çıkmıştı. Bizimkiler o kadar sessizliğin sonunda tezahürat etmeye başlamışlardı.

Ji Min, arkada çalan müziğin ritmine bıraktı kendini. Hareketleri çok naif ve kendinden emindi. Ve yarışmayı kimin kazanacağı belliydi bir bakıma.

Ji Min gösterisi bittiğinde büyük bir alkış tufanı kopmuştu. Ve diğer yarışmacılar gösterilerine devam etmişlerdi.

Ji Min üzerindeki şatafatlı kıyafetten kurtulup arkadaşlarının yanına gitti. Arkadaşlarının iltifatlarını aldıktan sonra boş yere oturdu ve hep beraber sonuçların açıklanmasını beklediler.

×××

Saat akşam 11 olduğunda yarışma bitmiş ve kazanan açıklanmıştı. Ji Min birinci olamasa da ikinci olmayı başarmıştı ve ilk üçe girdiği için yine de mutluydu.

Otele geldiklerinde herkes kendi odalarına çekilmişti. Elyas dışında herkes yorgunlukla uyumuştu. Nasıl hiçbir şey anlamadığını düşünüyordu Elyas?

O gün havaalanına gelmediğinden, hiç aramadığından ve kanalına şaka videolarını yüklemediğinden nasıl kötü bir şey olmadığını anlamadığını söylüyordu kendi kendine.

Hep iyi düşünmüştü. Nereden bilecekti ki?

***

Yeni bölüm hakkında düşünceleriniz?

Bölümü tek bir emojiyle anlatın desem?

Yarın bölüm yayınlamayabilirim, bilginize

İyi tatiller 🙋‍♀️

TOZLANMIŞ KALPLER 4Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin