mute

extras part 1

"Jinyoung anlamıyorsun kızımızın bir erkek arkadaşı var!" Jinyoung gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. "Ne gülüyorsun?! bu acil bir durum! Ne yapacağız? Tanrım...bizi bırakıp gidecek...ya onunla aynı eve taşınırsa, ya erken yaşta çocuğu olursa ve bize gelip okula devam etmek istemiyorum çünkü bir çocuğum olacak odaklanmam gereken şey o derse?! O zaman ne yapacağız?! Tanrım..." "Jackson?" Jinyoung'un sesini duyunca kafasını kaldırıp ona baktı. Jinyoung'un güldüğünü görünce kaşlarını çattı. "Ne gülüyorsun?! Bunlar yaşanabilecek şeyle-" "Jackson." "Ne var?!" Jinyoung onun elini tutup gülümsedi. "Kızımız beş yaşında ve erkek arkadaşım dediği kişi her gün onunla yan yana oturup öğle yemeği yediği bir çocuk. Altı üstü el ele tutuşup kurabiyelerini birbirleriyle paylaşıyorlar. Bana sorarsan bu çok tatlı." Jackson bir süre ona baktı. "El ele mi tutuşuyorlarmış?" Jinyoung göz devirip arkasına yaslandı ve mırıldandı. "Tanrım..." "Yugyeom'un oğlu onu tanıyor mudur acaba..? Onu araştıracağım. Adı neydi..?"

 Ön kapı açıldığında küçük kızlarının sesi kulaklarına doldu. "Baba! Ben geldim!" Jinyoung ve Jackson bir süre birbirlerine baktılar. "Jackson-" "Ahh minik bebeğim!" Jinyoung alnına vurdu ve yavaşça yerinden kalktı." Minik kızları kollarını babasına sarıp gözlerini kapadı. Jinyoung kollarını önünde birleştirip kapı eşiğinde durdu ve onları izlemeye başladı. Tek umduğu şey Jackson'ın soru sorup onu sıkmayacağıydı, tabi hiç umduğu gibi olmadı. Bir süre okulun nasıl olduğunu konuştuktan sonra Jackson odağını tamamen kızına verdi. "Küçük kuşlar bana bir sevgilinin olduğunu söylediler bebeğim?" Jinyoung kızıyla göz göze gelince başını sağa sola salladı. "Yugyeom söylemiş bebeğim, ben söylemeyeceğime söz verdim değil mi?" Yeji yanaklarını şişirip başını salladı ve babasına döndü. "Sadece kurabiye yiyoruz..." Yere bakarak kısık bir sesle konuştu. "Ve el ele tutuşuyorsunuz değil mi?" Kızı tekrar başını salladı. Jackson'ın gözü seğirmeye başladığında Jinyoung hafifçe kafasına vurdu. "Baban sadece endişelendi." Yeji kafasını kaldırıp babasına baktı. "Sorun değil! Bana hep sevdiğim sütten getiriyor ve bana kurabiyelerinden veriyor! Çok iyi biri!" Jackson mırıldandı. "Küçük kızımı kurabiyelerle kandırdı demek..." Jinyoung, Yeji'yi kucağına alıp alnını öptü. "Üstünü değiştir ve gel bakalım." "Ben de kurabiye yapabilirim! Ne kadar süt istiyorsan alırım." Jinyoung küçük kızına baktı ve gülüştüler. Yeji üst kata gittiğinde Jackson Jinyoung'a baktı. "En azından sen beni süt ve kurabiye için bırakmazsın Jinyoung-ah." Jinyoung kıkırdadı. "Kimse bırakmıyor Seun." Bir süre ikisi de konuşmadı. Jackson kafasını Jinyoung'un göğsüne yaslayıp gözlerini kapamıştı. "Jinyoung-ah?" Tek gözünü açtı. Jinyoung cevap vermek yerine bir mırıltı çıkardı. "Ben daha çok kurabiye yapabilirim." Jinyoung dudaklarını onun saçlarına bastırıp gülümsedi. "Evet Jackson, bu yüzden kızımız her zaman seni daha çok sevecek."                                                                                                                                                       

-

tatli............

-light