Akşam eve geldiğimde hemen beden eşifmonlarımı çıkarttım. Üstüme mor kazak, altıma ise siyah pantolon giydim. Ayakkabı olarak yanları siyah çizgili ama asıl mor renginde olan bir ayakkabı seçtim. Saçımı atkuyruğu bağladım. Sonra aklıma günlüğüm geldi. Okul çantamı boşalttım. Ama yoktu. İçinde bütün sınıf arkadaşlarım ile ilgili şeyler yazıyordu. Eray'dan hoşlandığım da yazıyordu. 'Of ben nasıl kaybettim' diye geçirdim içimden. Oturma odasına indim. Babama, ablama ve kardeşime yeni telefonumu gösterdim. Babam "Kızım o telefon nereden geldi öyle?" diye sorunca: "Baba bir arkadışım, telefonu kaybettiğimi öğrendi ve bana hediye aldı." dedim. Ablam yanıma gelip bana "Kimmiş o arkadaş?" diye fısıldadı. Bende "Eray" dedim fısıldayarak. Ablam gülümsedi. Sonra kuzenimin evine gittik.
Ertesi gün sabah 12'de kalktım. Çünkü dün çok geç yatmıştım. Zaten bugün cumartesi olduğu için okul yoktu. Eray ile buluşacaktık. Eray'ı aradım.
Günaydın.
Günaydın. Eray bu akşam değilde öğlen buluşsak, akşam da öbürleriyle sinemaya gitsek olur mu?
Bana fark etmez.
Tamam. Bide sana bir şey sormam gerekiyor.
Sor.
Dün sınıfta mavi bir günlük gördün mü?Eray'dan bir kahkaha geldi ve telefonu kapattı. 'Ya günlüğümü Eray aldıysa' diye düşündüm içimden. Sonra telefonuma mesaj geldi.
Eray
-Gözde saat 14.00'da hazır ol.
Ben
-Tamam.Ardından dolabını açıp açık mavi renginde bir elbise aldım. Elbise dizime kadar geliyordu. Altına da siyah topuklu bir ayakkabı aldım. Saçımın üstünü örgü, altını açık bıraktım. Hafif makyaj yaptım. Üstüme siyah deri ceketimi aldım. Saat 13.20 olmuştu. Hemen aşağı mutfağa indim. Ablam ve babam bir yere gitmişti. Kardeşim Emir yanımdaydı. Hemen ona tost ve portakal suyu yaptım. O da yedi. O 12 yaşındaydı. O yüzden evde tek başına kalabiliyordu. Yanıma anahtarımı, çantamı ve telefonum alıp evden çıktım. Sanırım geç kalıcaktım. Saat 13.50 idi. Bizim evden sahile 20 dakikada gidiliyordu. Bisiklet almadım ve hızlıca yürümeye başladım. Saat 14.10'da sahile vardım.
Eray beni görünce, onu görmem için el salladı. Onun yanına gittim. Bir bankta oturduk.
Günaydın
Günaydın
Gözde
Efendim
Senin günlüğünü dün ben aldım.
Neeee? Olamaz! İçini okudun mu?
Merakıma karşı çıkamadım. Okudum. Sen benden hoşlanıyor musun?
E-evet evet.
Peki bana niye söylemedin
Cesaret edemedim
Gözde ben seni gerçekten seviyorum.
Bende seni seviyorum.Araya bir sessizlik girdi. İkimizde kızardık. Ne olmuştu şimdi? Sevgilimiydik biz. Eray benim elimi tuttu. Tam geri çekicektim ki "Sevgilim olur musun?" dedi Eray. Ben gülümsedim ve "olurum" dedim. "O halde bu akşam bizim eve gelir misin? Sana bir sürprizim var. Zaten sadece Yonca ve Mert evde." dedi. "Neden olmasın sevgilim." dedim. "Saat kaçta?" diye sordum. Eray "Şuan saat 14.45, sen akşam 17.30'da gel." dedi.
Bende onaylamak için başımı evet anlamında salladım. Hemen eve doğru yürüdüm.Eve gelince saat 15.10 olmuştu. Elbisem güzeldi,değiştirmeye gerek duymadım. Ama saçımın daha güzel olması için örgüsünü açtım ve maşa ile saçımın uçlarını dalgalı yaptım. Makyajım da iyiydi. Saçımı yapınca saat 16.00 olmuştu. Bir buçuk saat kalmıştı. Biraz telefonum ile oyalandım ama zaman geçmek bilmedi. Elif'i telefondan aradım ve konuştuk.
Alo
Alo
Gözde sen misin?
Evet benim. Telefonum geçen gün çalındıda, Eray bana yeni telefon aldı.
Oooo noldu kanka anlatsana. Birşey olmuş belli. Yoksa sen beni aramazsın.
Aşkolsun. Ama birşeyler oldu. Biliyorsun ki ben dışarı gideceğim zaman çantama günlüğümü koyup çıkıyorum. Dün biz okuldan sonra direk kuzenlerime gittik. Bu yüzden bende çantama günlüğümü koydum. Beden dersinden önce günlüğüm çantamdan düşmüş ve Eray almış. İçini okumuş. İçinde ondan hoşlandığım yazıyordu.
Ooooooo kanka hayırlı olsun.
Teşekkürler. Dur bugün olanları anlatayım. Dün Eray'a yarın sahilde buluşalım mı? diye sordum. O da kabul etti. Bugün sahile gidince günlüğünü geri verdi ve bana "benden hoşlanıyor musun?" diye sordu. Bende "evet" dedim. Sonra o da beni sevdiğini söyledi. Ve bana "sevgilim olur musun?" diye sordu. Bende kabul ettim.
Kanka yarın akşam bize gelsene.
Olur.
Ama bizde kal.
Tamam.Biraz daha konuşup kapattık. Ardından saatin 17.00 olduğunu fark edip hemen çantamı alıp evden çıktım. Eray'ların evine geldiğimde saat tam olarak 17.15'ti. 15 dakika erken gelmiştim. Kapıyı açan Yonca'ydı. Yonca'ya sarıldım ve biraz sohbet ettik. Ardından Eray gelince beni misafir odasına götürdü. Biraz karanlıktı, koltuklar yerine bir masa vardı ve üzeri çeşit çeşit yemekler ile donanmıştı. Etrafta mumlar vardı. Gerçekten buraya bayılmıştım. Eray ile karşılıklı oturduk. Bir süre sohbet ettik ve sonra Eray gözlerime bakıp "Gözde ben seni geldiğinden beri seviyorum. Belki de günlüğünü okumasam senin beni sevdiğini anlayamazdım. Benimle sevgili olur musun?" dedi. Aslında sahildede sormuştu ama neyse. Bende "Tabi ki olurum. Bende geldiğimden beri seni seviyordum." Yemeğimiz bittiğinde saat 18.20'ydi.
Yonca ve Mert'in yanına geldik. Dördümüz beraber uno, tabu, kızma birader ve d/c oynadık. D/C'yi anlatmak istiyorum.
İlk önce Yonca ve Eray'a çıktı. Eray, Yonca'ya soruyordu. Eray "D mi C mi?" diye sordu. Yonca "C" dedi. Eray "Sokağa çık ve ben bir deliyim!!!" diye bağır. Deyince hepimiz kahkaha atarak güldük. Yonca hiç itiraz etmeden sokakta bağırdı. Sonra ki tür ben ve Mert'de geldi. Ben, Mert'e soruyordum. "D mi C mi?" diye sordum. Mert "D" dedi. "Bizim sınıftan kiminle sevgili olurdun?" dedim. Biraz düşündü ve "Ya seninle ya da Tuba ile" dedi. Ne dedi o ben mi? Ama ben abisiyle sevgiliyim. Eray, Mert'e dönüp "Kardeşim Gözde benim sevgilim" dedi. Mert "Abi, Gözde gerçekten bilmiyordum. Lütfen beni affedin" dedi. Ben "Sonuçta bilmiyordun. O yüzden özrünü kabul ediyorum." dedim. Eray "Tamam Mert birdaha olmasın." dedi gülümseyerek. Sonra Yonca "Ay en iyi arkadaşım ile kardeşim yani Tuba" deyince Mert kızardı. Saat 19.00 olmuştu. "Ben bir saat sonra giderim."dedim. Gereksiz yere.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Okul
ChickLitGözde yeni bir liseye başlayacaktır. Orada tanıştığı arkadaşları onu nasıl karşılayacak? Sadece okuyunca anlayabilirsiniz. Kitabın yeni bölümleri gelecek. İyi okumalar :-)