9.Bölüm- Kamp

321 20 23
                                    

                        Sabah uyandığımda uyku sersemliği üzerindeydi. Bu nedenle bir an için nerede olduğumu unuttum. Uyku sersemliğim geçince Eray'ların evinde olduğumu hatırladım. Dün giydiğim kıyafetlerimi giyip hemen Eray'a haber verdim. Ardından hızlı adımlarla eve geldim. Okul üniformaları mı Eray'ların evine götürmediğim için eve gelmiştim. Banyoya girip duş aldım. Okul üniformaları mı giydim. Saçımı üstten at kuyruğu bağladım. Altını ise açık bıraktım.

    
                  Son ders nöbetçi öğrenci gelip izin kağıtları dağıttı. Ve şu şekilde bir duyuru yaptı "Merhaba arkadaşlar, 2 gün sonra yani çarşamba günü okulumuzda istenen öğrenciler için 1 aylık kamp düzenlendi. İzin kağıtlarını yarın getiren öğrenciler gelebilir. Ayrıca katılan öğrenciler 30 lira getirmeli. Yani kısaca gelen öğrenciler yarın 30 lira ve izin kağıtlarını getirecekler bilginize." dedi ve gitti.

                Okul bitince bizimkilerin yanına gittim. Kampa gelenler 'Eray, Yonca, Mert, Tuba, Yalın, Elif, Gamze ve ben ' yani hepimiz geliyorduk. Harika. Ben o akşam kamp için valizini hazırladım. 15 tane tişört, 9 tane pantolon, 3 tane tayt, 2 tane tulum, 2 tane bahçıvan tulumu, 20 tane çorap, iç çamaşırlar, 1 bot, 5 spor ayakkabı, 10 tane toka, 8 tane sweetishört. Baya bir abartmıştım ama ne olur ne olmaz diye.

                 Babama imza attırdım. Gamze de aynı şekilde. O da valizini hazırladı. İkimizde parayı aldık. Ertesi gün ikimizin parasını ve izin kağıdını sınıf başkanına verdik.

                 Kamp günü gelmişti o gün ben sarı tişört, siyah pantolon, beyaz spor ayakkabı giydim. Saçımı açık bıraktım ve kafama beyaz şapka taktım. Gamze beyaz bir tişört, altına gri bir pantolon giydi. O da saçını açık bıraktı. Valizimizi ve çantamızı alıp evden çıktık.

                 Okula geldiğimizde Eray'ın yanağına bir öpücük kondurdum ve otobüse bindik. Biz yani Tuba, Elif, Yonca, Eray, ben, Mert, Gamze, Kaan ve Yalın hepimiz arkaya oturduk. Ama arkası 6 kişilik olduğu için Mert ve Tuba önümüzdeki çift kişilik koltuğa oturdular. Yalın da tek kişilik koltuğa geçti.

          Kamp alanına vardığımızda hangimiz hangi çadırda kalacağımızı kararlaştırdık. Ben, Gamze, Eray ve Kaan aynı çadırda kalmaya karar verdik. Yonca, Tuba, Mert ve Yalın aynı çadırda. Elif kalınca o da Yoncalar ın çadırında kaldı. Herkes çadıra yerleşince kahvaltı için sofrayı serdik ve hepimizin getirdiği yiyecekleri koyduk. Kahvaltı yaptıktan sonra Eray ile biraz yürüyüş yaptık. Kampa toplam 45 kişi gelmişti. Bizim sınıftan 12 kişi gelmişti.

        Aslında bir ay boyunca sadece kamp değildi. Bazı müzeler vb. Geziler düzenlenecekti. İki gün sonrada bu geziler den biri yapılacaktı.

        O akşam biri bana mesaj attı. Bilinmeyen bir numaraydı.
"Yarın çadırınız yanacak" yazıyordu. Bu kimdi ki. Endişelenmeye başladım. Acaba gerçekten čadır mı yanacak. O numaraya bir mesaj attım. "Saat kaçta?" Yazdım. Anında mesaj geldi. "Saat 15.30'da. Merak etme sana zarar gelmeyecek" yazdı. Ben tekrar mesaj attım. "sen kimsin?" "Bilmem ben kimim hahahah" yazdı.

          Acaba Eray'a durumu anlatsam mı diye düşünürken "Eray'a anlatırsan Eray ile ayrılmanı sağlarım." Yazıyordu. Ama anlatmadan daha kötü şeyler olabilir. Diye düşündüm ve Eray'a haber verdim. Era ile bu konuyu konuştuktan sonra telefonuma mesaj geldi "Ben sana haber vermiştim ama.. Artık Eray ile ilgili herşeyi unut." yazıyordu ama hiç korkmadım. Bu bana birinin şakasıdır. Dedim ve kendimi avuttum.

       Ertesi sabah kalktığımda biri karşımda duruyordu. Bizim okuldan olmayan bir erkek. Benim yaşlarındaydı ve çok yakışıklıydı. "Merhaba güzel bayan" dedi ve benim yanıma uzandı. Aklıma dün gelen mesaj geldi. "Merhaba niye bizim çadırdasın?" dedim ve ona şaşkın bakışlar attım. "Sen dışındaki herkes bugün düzenlenen geziye gittiler. Ben bizim okuldakileri kaybettim ve bu yüzden buradayım" dedi ve oturup gözlerime baktı. "Tamam gitme. Sorun değil." dedim. "çok yakışıklısın" ne bu söz benim ağzımdan nasıl çıktı. Hayır olamaz. Dün ki mesajlar aklıma geldikce çıldırıyorum. "Sen de çok güzelsin" dedi ve bana sarıldı. Sonra dudağıma baktı. Ben onun gözlerine bakıyordum. Sonra dudağıma yapıştı. Onu ittim. "Heyy ne yaptığını sanıyorsun" dedim. "Sana aşık oldum." dedi. "Ben seni sevmiyorum" dedim. "Emin misin. Eray seni ihmal etmiyor mu?" dedi. "Hayır saçmalama. Ayrıca ben onu seviyorum. Onu" dedim. Sonra gitti. Bu da neydi böyle.

      Ardından telefonuma bir fotoğraf geldi. Bu o çocuğun beni zorla öptüğü fotoğraftı. Altına "Eğer dediklerimi yapmazsan bu fotoğrafı Eray'a atarım." yazıyordu. Ben "Tamam. Ne istiyorsun." yazdım.

              

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 26, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Yeni OkulHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin