🌹 İstiğfar Ve Tevbe 🌹

234 37 70
                                    


السلام عليكم ورحمة الله وبركاته

Yolculuğumuza başlamadan önce geçmiş ve gelecek olan günahlarımızdan dolayı Rabbimiz'den istiğfar dileyelim.

اَلْحَمْدُ رَبِّ الْعَالَمِينَ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى رَسُولِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى اٰلِهِ وَاَصْحَابِهِ اَجْمَعِينَ

"Alemlerin Rabbim Allah'a hamdolsn.
Salat ve selam Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v )'in ailesinin ve bütün ashabının üzerine olsun."

İSTİĞFAR VE TEVBE

قال الله تعالى : وَاسْتَغْفِرْ لِذَنْبِكَ .

"...Allah'tan günahının bağışlanmasını iste." (47 Muhammed, 19)

Günahının bağışlanmasını dile."

Resulullah'ın geçmiş ve gelecek günahları zaten bağışlanmıştır. Fakat bu iman eden, hisseden, duyarlı olan ve ne kadar çaba harcarsa harcasın yine görevini yeterince yerine getiremediğini düşünen -günahı bağışlandığı halde- bağış dilemenin bir zikir ve bağışlanmaya karşı şükür niteliğinde olduğunu duyan, bir peygamberin görevidir. Sonra bu ayet, Peygamberin Allah katındaki mertebesini bilen ve kendisini zikretmesini ve günahlarının bağışlanmasını dilemesinin tavsiye edildiğini gören Peygamberden sonra gelen müminlere sürekli bir öğüt mahiyetindedir. Arkasından bu ayet, erkek ve kadın tüm müminlere de bir öğüttür. Peygamber yüce Rabbi katında duası kabul edilen birisidir. Böylece müminler Allah'ın Hz. Peygamberi kendilerine göndermekle kendilerine büyük bir ihsanda bulunduğunu hissederler. Çünkü yüce Allah kendilerinin günahlarını bağışlamak için Peygamberinden onların günahlarının bağışlanmasını dilemesini istemektedir.

وقال الله تعالى : وَاستَغْفِرِ الله إنَّ الله كَانَ غَفُوراً رَحِيماً .

"Allah'tan bağışlanma iste, çünkü Allah çok bağışlayan ve çok merhamet edendir." (4 Nisa, 106)

قال الله تعالى : فَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ وَاسْتَغفِرْهُ إنَّهُ كَانَ توَّابا .

" O'nu eksiksiz övgülerle överek tesbih et ve kendisini her türlü yakıştırmalardan uzak ve mukaddes bil, onun şanını yücelt. Ondan bağışlanmanı ve affedilmeni iste. Çünkü gerçekten o kendisine tevbe ile yönelenleri her zaman bağışlayıp affedendir." (110 Nasr, 3)

Surenin birinci ayetinde bu evrende meydana gelen olayların ve bu hayatta meydana gelen hadiselerin bu havada, Hz. Peygamberin ve müminlerin görevinin ve bu konuda onların gelip dayanacağı sınırın gerçekliğine ilişkin özel bir bakış açısının oluşturulması için açık bir mesaj yer Alıyor. Bu mesaj yüce Allah'ın "Allah'ın yardımı geldiği zaman" sözünde somutlaşıyor. Yardım ve zafer Allah'ındır. Yüce Allah onu belirlediği zaman da, çizdiği amacı gerçekleştirmek için, dilediği şekilde gerçekleştirir, dilediği zamanda meydana getirir. Ne Peygamberin ne de arkadaşlarının bu konuda bir yetkileri vardır. Bu zafer konusunda onların bir güçleri de yoktur. Onda kişisel çıkarları, özel faydaları da olmadığı gibi. Gönüllerini rahatlatan özel bir hazları da yoktur! Zafer Sadece Allah'ın işidir. Onu kendileri ile veya kendileri olmadan gerçekleştirir. Yüce Allah'ın, zaferi kendilerinin eliyle gerçekleştirmesi, onun başına bekçi dikmesi ve bu zaferi onlara emanet etmesi de şeref olarak kendilerine yeter. İşte zaferden, fetihten, insanların akın akın Allah'ın dinine girişinden onların payına düşen budur.

📚Oku Öğren Amel et!!! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin