İhanet
"Kulağa ilgi çekmek için uydurulmuş bir hikaye gibi geliyor."
Mırıldanmalarıma karşılık ikili bana kötü bir bakış atmış ve deyim yerindeyse kapa çeneni demişlerdi. Çenemi kapatarak sütümü azar azar yudumlamaya devam ettim. Elbette 19.yüzyılda yaşamış bir bunağın uydurmalarını önemsiyordum çünkü çalışma alanımız aynıydı ce her zaman bu aptal hikayelerin bir gerçeklik payı olurdu.
Torununa anlattığı bir hikaye olduğundan yola çıkarsak gerçeklik ve hayal ürününü birbirine girintilemiş ve deli saçması bir şey oluşturmuştu.
"Poseidon'u hepiniz biliyorsunuzdur herhalde?" Diyen Namjoon ile Jungkook kafasını sallamıştı.
Ergenlik dönemimde Yunan tanrılarına kafa taktığımı hesaba katarsam, evet kesinlikle biliyordum.
"Bu kısımları atlayıp asıl meseleye gelebiliriz bence."
"Pekala." Sütünden yudumunu alıp bir süre bakışlarını bardağının üzerine sabitledi. "Nasıl anlatsam bilmiyorum."
"Namjoon açık olmak gerekirse bu hikayenin uydurulmuş bir kurgu olduğunu düşünüyorum fakat aynen büyük babanın anlattığı gibi aktarırsan abartılan yerleri ayıklar ve ona göre bir yol çizerim."
"Jimin." Jungkook tekrar uyarıda bulunmuş ve gözlerimin içine ne yapıyorsun dercesine bir bakış atmıştı.
Evet haklıydı. Evet ben kaba biriydim. Ve evet yine ben lanet olası bir adamdım. Çünkü her şeyi sorgulamak beni bu duruma düşürmüştü. Peki lanet olası ben bunu umursuyor muydun?
Hayır.
"Sanırım seni anlayabiliyorum Jimin. Sorun değil ben de bu durumlar yaşanmaya başlamadan önce aynen böyle düşünüyordum. Gece yatmadan önce dinlenen bir masaldan ileriye gitmemişti hiç."
Parmağı ile kalbinin üzerini işaret edip "Fakat tam da bundan yaklaşık iki sene öncesindeki depremde babamı kaybedince anladım ki bu durum hiçte deli saçması bir şey değil." Dedi.
Sustum. Çünkü yaşadığı kaybın üzerine dudaklarımı açamıyordum. Üzgünüm demek istiyordum. Üzgünüm çünkü engelleyemedim. Beni dinlemediler çünkü vasıfsız elemanın tekiydim diyemedim.
"Kaybın için üzgünüz Namjoon. Jimin sadece olaya profesyonelce bakmaya çalışıyor çünkü anlayacağın en ufak bir ayrıntı olayın seyrini değiştirebilir."
Jungkook beni açıklamaya çalışırken nasıl bir ruh halinde olduğumu anlamış gibi masanın altından elimi kavramıştı. Bu beklediğim bir şey değildi. Daha birkaç gün öncesinde benden köşe bucak kaçıyor olan adam şimdi yanımda olduğunu bana hissettiriyordu.
Jeon gerçekten dengesiz herifin tekiydi.
"Namjoon ben." Derin bir nefes aldım o depremde bir yakınlarını kaybeden kişilerden birisi de bendim ve bu hiç kolay bir durum değildi. Ne söylersem söyleyeyim anlamsız kalacaktı. Jungkook elimi sıkarak beni cesaretlendirirken kendimi toparlayıp söze devam ettim.