8

526 55 9
                                    

Veriler

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Veriler

Yoongi midesini ovuşturarak "Hâlâ gelmedik mi? Midem kazınıyor, lütfen bir yerlerde duralım." Diyerek yalvarmaya başlamıştı. Neredeyse üç saattir yoldaydık ve bugün çokça yoruldukları için bir şeyler yemek için vakitleri olmamıştı.

Jungkook onun arabasının büyük olduğunu söyleyerek hepimizi tek bir arabaya sığdırmıştı fakat sürücü koltuğunda Namjoon vardı. Evlerine giden yolun sıkıntılı olduğunu söylese de arkada bizimle sıkışmamak için bu bahaneyi ürettiğini düşünüyordum. Ön koltuğu ise içinde bulunduğu durumdan dolayı Jin'e vermiştik. Şimdi arkada her ne kadar geniş bir alan olsada dört kişi oturuyorduk.
Cam kenarını kapabildiğim için şükrederken hemen yanıma Jungkook'un oturması ile gerilmiştim. Yine de yolculuk beklediğimden daha sakin geçiyordu. Merkeze gittiğimiz zaman gizli bir şekilde bilgisayarların ayarları ile oynamış ve verilerin telefonuma inmesini sağlamıştım. Her yeni veri de bildirim olarak telefonuma geliyordu. Yasal değildi fakat şu an bunu düşünecek durumda da değildim.

Omuzumdaki hareketlenme ile kafamı Jungkook'a çevirdim. Uyuya kaldığı için kafası omzuma düşmüştü. Açık kalan ağzını kapatabilmesi için çenesini yukarı doğru ittirdim. Şapırtıyla ağzını kapatmış ve omzuma daha çok yerleşmişti. Bu haline gülerek yolu izlemeye başladım.

Namjoon Yoongi'nin dediğini umursamadan yoluna devam ediyordu. Şehirden oldukça uzak bir dağ evinden bahsetmişti. Her yaz belli bir süreliğine gidip dedesi ile tatil yaparlarmış sonrasında ise dedesi çok yaşlandığını bahane ederek kendisini oraya kapatmış. Bunu sadece daha rahat gözlem yapabilmek için olduğunu düşündüklerinden karşı çıkmışlar fakat dedesi oldukça inatçı bir adam olduğundan ikna edememişler.

Böyle geçen bir saat sonrasında çok az evin olduğu bir kasabaya gelmiştik.

"Uyanın bakalım. Geldik."

Namjoon kontağı kapatıp arabadan inmişti bense Jungkook'un kafası yüzünden hareket edemiyordum. Taehyung ve Yoongi büyük bir gürültü ile inince yeni uyanan beden omzumdan çekilmiş ve nerede olduğumuza bakmıştı. Bana çok fazla yakın olduğunu fark edince hemen geri çekilip bir şey demeden arabadan indi.

Beklediğim bir tepki değildi çünkü bana hastalıklı biriymişim gibi davranıyordu. Hızlı olmaya çalışarak arabadan indim. Karşımda iki katlı bir ev duruyordu. Etrafı yeşilliklerle kaplıydı ve hemen yan tarafında küçük bir süs havuzu bulunuyordu. Yoongi belini bükerek esnemeye çalışırken Taehyung kafasını sallayarak uykusunu yok etmeye çalışıyordu.

Jin ve Namjoon kapıyı açtığında beklemeden peşlerinden ilerledim. Ev havasız olduğu için garip bir kokuya sahipti.

"Yiyecek bir şeyler hazırlayıp karnımızı doyuralım." Namjoon ortadaki amerikan tarzı mutfağa girip dolapları karıştırmaya başladı. Umarım işimize yarar bir şeyler bulabilirdi.

Curse of the Poseidon, jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin