İnanmak
"Neyi buldun?"
Soru soran Jungkook'a odaklanamıyordum. Aklım veriler ile meşguldü. Böyle bir anda aklıma gelmesi çok saçmaydı ve eminim ki Jungkook bu durumdan hiç hoşnut değildi.
"Jungkook ben Taehyung ile konuşmalıyım." Diyerek çıkmaya yeltendim fakat beni kolumdan tutarak durdurdu.
"Güzelim şu an uyuyorlar."
Güzelim? Ah daha en baştan böyle hızlı gitmesi normal miydi? Düşüncelerimi meşgul etmeye başlayan şeyi şu an işin en son düşünmeliydim.
"Olmaz. Yani aslında olur belki ama bir an önce harekete geçmeliyiz Jungkook."
Jungkook beni durduramayacağını anlayınca beni bırakarak önden ilerlemeye başladı. Büyük ihtimal kendisini bana açarken gecenin bu şekilde sonlanacağını düşünmemişti. Ben de böyle olsun istemezdim ama ne için yola çıktığımızı unutmadan kendimizi asıl işimize odaklamalıydık.
Diğer yandan da ona karşı ne hissettiğimin savaşını verip duruyordum. Evet hoş bir çocuktu ve ilk gördüğüm andan itibaren ondan hoşlanmıştım. Ama bu bir aşk mıydı? O konuda emin değildim. Kendi düşüncelerim bu kadar karmaşıkken onun bana ne hissettiğini de sorgulamak beynimi allak bullak ediyordu.
Aşık olduğundan emin değildim. Belki de sadece bir hoşlantıydı onunki üstelik bana o kadar kötü davranmışken bir anda seni seviyorum demesi aklıma yatmıyordu.
"Hadi in bakalım." Diyerek aşağıdan bana seslendiğinde kafamı sallayarak merdivene tutundum. İnmemi kolaylaştırmak için elini belime sararak beni kaldırmış ve yere bırakmıştı. Hafif olduğumu biliyordum fakat zorlanmadan beni taşıması hayretler içerisinde kalmama sebep olmuştu. Bu kadar yakın olmak beni garip hissettirdiği için kendimi geri çekip önden ilerlemeye başladım, Jungkook ne düşündüğümü anlamış olacak ki bıkkınca bir nefes verip arkamdan ilerlemeye başladı.
Taehyung tahmin ettiğimiz gibi uyumuyordu. Mutfak masasına oturmuş ve önündeki belgeleri okumak ile meşguldü.
"Hey."
Kağıtları bırakarak gözlüğünü çıkardı. "Hey. Neden hala uyanıksın Jimin?" Arkamdaki bedeni fark edince "Ve Jungkook?" diye sormuştu.
"Şey Taehyung biz oturuyorduk yani arkadaşça." Panikle ne söylediğimi bilmez bir haldeydim. "Her neyse boş ver ne yaptığımızı ben bir şeyi fark ettim."
"Neyi?" diye sorarken gözlerinde oluşan kuşku beni tedirgin etmeye başlamıştı. Her şey çok yeniyken ve Jungkook ile doğru düzgün konuşmamışken aramızda geçenleri ona anlatamazdım.
"Bak en son yazılan verilere bakmıştık ve orada sırası ile bölgeler işaretlenmişti."
"Ve?" Karşısındaki sandalyeyi çekip oturunca Jungkook'ta yanımdaki yerini almıştı.