Konser çıkışıydı ve birkaç hayranımla muhabbet ediyordum. Parmaklarımızın ucunda sigaralar, zafer sarhoşu ve dudaklarımızda yarım gülümsemeler. Birbirimize attığımız çapkın bakışlar.
Kadınlar her zaman ön plandaydı kızım, her zaman.
Ama yanıma yaklaşan, gizemli bir havaya sahip erkeği de fark etmem uzun sürmedi. Kızlar onun varlığını hissettiklerinde sanki hipnoz olmuşcasına terk ettiler bizi.
"Nasılsın?" diyerek başladı konuşmaya, sesi zihninizi paramparça ediyordu.
Kötü anlamda değil elbette, sizi etkisi altına alıyordu demek istiyorum.
Eğer o anda bana, gözlerime bakarak kendimi en yakın kuleden atmamı söyleseydi de yapardım.
Onunla konuşurken onun krallığı altına giriyordunuz.
Kaçmanızın mümkün olmadığı bir krallık.
"Hayatımda duyduğum en iyi sese sahipsin." dedi, ona kaç yaşında olduğunu sormadım ama uzun yıllar yaşamış bir adam gibi duruyordu.
Çok uzun yıllar.
Ben yanılmam, o ilk vampirlerden biriydi.
Ve bizim patlamamızı sağlayan kadının da sevgilisiydi.
"Sizin sesiniz de çok iyi- yani kadifemsi mi demeliyim?"
Kahkaha attı ve elini omzuma bıraktı "İstediğini diyebilirsin küçük sanatkar." gülümsedi "Sana bir teklifim var, o yüzden buradayım."
"Sevgilinizl-"
Elini kaldırdı ve cümlemi tamamlamam için tebessüm etti "O kadınlardan ben de çok var ve birine ait olmanda herhangi bir sorun görmüyorum."
Güzel, diye düşünmüştüm- o kadını terk edersem başıma ne geleceğini tahmin edemezdim ne de olsa.
Terk edilen ve üzgün bir kadın en zehirli yılandan daha tehlikeli hale gelebiliyordu.
"Benimle gelir misin?"
O sırada grubumuzdan olan diğer çocuk yanımıza geldi ve tam bir şey diyeceği sırada, ağzını kapatarak, baygın bakışları eşliğinde yanımızı terk etti.
"Bunu nasıl yapıyorsunuz?"
Sonra farkına vardım.
Gözleri-
Kan kırmızısıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benny Bart
Non-FictionMükemmelliğin ete kemiğe bürünmüş haliyim- ve şey, ölümsüzlüğün de kusursuzluğuna sahibim.