6🌙

602 94 31
                                    


FlashBack 🌙

Sanki daha yeni  yaşanmış gibi hatırlıyorum her şeyi.

Buraya geri dönebilmek için ayak izlerimi bırakıyorum.

O zamanlar sadece bir çocuktum.Bahçede babamı resim çizerken izlediğim zamanlar dün gibi aklımdaydı.Bir tabureye oturmuş,gülerek ona o zamanlar yaşadığım neredeyse her şeyi anlatıyordum.Keyifle dinlerdi.Bir kere bile anlattıklarımdan sıkıldığını görmemiştim.Tuvali boyarken ki sıkça kullandığı öğütlerini asla unutamam.

O küçük bahçedeyken tüm endişelerim geride kalıyordu.Her zamanki sıradan günlerden bir tanesiydi.Babamın sergi için çalıştığı resme hayranlıkla bakıyordum.

"Ne düşünüyorsun?" diye sordu boyayı paletine dökerek.

"Manzara tıpkı yaz mevsimini hatırlatıyor."

"Tıpkı bir sen gibi." dedi gülerek.

Onunla birlikte benimde gülümseme isteğim gelmişti.Tuvali tekrar gözden geçirdiğimde büyülenmemek mümkün değildi.Aydınlık masmavi bir deniz,ışıldayan bir güneş ve bir iskele...

Kimsenin inkar edemeyeceği bir güzellik.

"Karan denen çocukla aranda ne var?"  

Afallayarak yüzümdeki gülümseme aniden kayboldu.

"Bir şey olduğu yok." dedim yutkunarak.Buna inanacağını beklemiyordum.Fakat asıl soru bunu nereden bildiği olmalıydı.Heyecanımı koruyarak devam ettim.

"Bu da nereden çıktı baba?"  

Göz teması kurmuyor,resme odaklanıyordu.

"Hiç." dedi elindeki fırçayı bırakarak.

Güldü,"Hep ondan bahsediyorsun da." 


Cevap verememiştim o zamanlar.Kim bilir belki de farkında değildim.Şimdi düşünüyorum da her şeyi biliyormuşsun baba.Nasıl kendimi ona fark ettirmeye çalıştığımı,nasıl asla fark ettiremediğim de duyduğum üzüntüyü hep görüyordun.Keşke o saklı öğütlerinin ardında asıl ne demek istediğini anlayabilseydim.

Şimdi çok geç ki,uçmaya denediğim her sefer düşüyorum.


xxx

Karan 

"Manzaraya baksana Karan." dedi elindeki içi şarap dolu kadehi sıkarak.

Karşıya baktığında hiçbir şey anlamamış olacak ki,babası konuşmaya devam etti.

"Hayalperest ve kızı resim çiziyor."

Bay Temur karşı komşuları hakkında pek iç açıcı konuşmazdı.Genellikle alaycı bir şekilde konuşuyordu.Karan babasının içinde beslediği bu kini asla anlayamamıştı.Sadece babasını dinlemekle yetinirdi.

"Karısına acıyorum.Oysaki çok iyi birisi.Daha iyi birini hak ederdi." dedi Bayan Temur,sehpanın üstüne içinde  papatya dolusu vazoyu bırakarak.

"Bu alt tabakaların kaderidir Lidya."

Karan henüz sadece bir çocuktu.İnsanları sınıflara ayırmayı ilk defa babasından duymuştu.Bay Temur seçici biriydi.Kolay kolay kimseyle arkadaşlık kurmazdı.Yan komşusunun hayalci bir ruha sahip olması ona hiç doğru yaşayamadığı gençliğini hatırlatıyordu.Bu onu içten içe kızdırıyor,içinde bir nefret barındırmaya yetiyordu.Bayan Temur tam tersine neşeliydi.Hayatı dolu dolu yaşar,zevk almayı severdi.

Devam etti,"Gerçekçi olmalıyız.Hayallerle yaşamayı seçenler birer alt tabakadır.Gerçekliği öğrenenler için hiçbir zorluk söz konusu değildir.O hayalperest ve ailesi  asla varlığı tadamayacak kadar uzaktalar."

Karan ilk defa o zaman kendini üstün hissetmeye başlamıştı.Tuvalin karşısındaki Yaz'a baktı pencere kenarından.İlk defa kendini ondan uzak ve farklı hissetmişti.Kim bilir belki de sadece kaderdi.Gerçeklik sadece para ve mal mıydı? Hayallerle mutlu olabildiğin kadar güzel his verebilir miydi? Bu iki insanı birbirinden uzak yapan iki ürün...

Narsist tavrı her zaman onu koruyan bir çeperdi.Kendini sevdiği her an yeniden doğmuş gibi hissettiğini sanardı.Fakat sadece kendini avutma yolu olduğunu kim bilebilirdi ki? Belki de bu narsist tavrı ailenin en küçüğü olduğundandı.Belki de sevgili annesinin onu taparcasına sevgisinden...

Gerçek neden ise yalnızca babasıydı.

O çeperi inşa eden babasından başka biri değildi.






Kusursuz | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin