4-telafi kahvaltısı

1.7K 98 34
                                    

Sabah uyandığımda yanımda Chanyeol tabiki yoktu. Olmasını zaten beklemiyordum. Sinirle yatağımdan kalktım. Elimi ve yüzümü yıkadım. Üzerimi değiştirmeden mutfağa, kendim için bir şeyler hazırlamaya indim.

Ne görmeyi bekliyordum bilmiyorum ama kahvaltı hazırlamaya çalışan bir Chanyeol'ü görmeyi beklemiyordum. Çok mutlu olmuştum. Çünkü biz daha önce benim evimde kahvaltı edememiştik.

Sessizce arkasından yaklaştım. Ve bağırdım. "BÖÖ!" Elindeki tabağı tezgaha yavaşça bıraktı. Sanırım korkmamıştı. Sırıtarak bana döndü. "Korkuttun beni Baekkiie." Eyvah.

Üzerime doğru gelmeye başladı. Bende geri geri kaçmaya çalıştım. Ta ki duvara çarpana kadar. "Ehehehe ben özür dilerim. Seni ko-" cümlem dudaklarıma kapanan dudaklarıyla kesildi. Bende durur muyum? Hemen karşılık verdim. Bir süre öpüştükten sonra ilk ayrılan o oldu. İşine kaldığı yerden devam etti. Bende kendimi toparlayarak masaya oturdum. Tabiki yardım etmeyecektim ve telefonumla oynayacaktım. Kendini affettirmeliydi.

Yaklaşık 15 dakika sonra karşımdaki sandalyeye oturdu. Telefondan kafamı kaldırıp ona baktim. Yüzünde hem mutlu bir gülümseme, hem de heyecan kırıntıları vardı. E haklıydı. İlk kez benim evimde kahvaltı edecektik ve ilk kez bizim için kahvaltı hazırlamıştı. Eliyle yememi işaret etti."Hadi ye. Merak ediyorum nasıl olmuş. Beğenecek misin?"

Hazırladığı kahvaltıda masada onun hazırladığı ne varsa hepsinden küçük lokmalar aldım. Doğrusu hoşuma gittiler. "Ooo baya lezzetli bir kahvaltı hazırlamışsınız Bay Park."

"Sizde masada ne var ne yok her şeyi süpürdünüz Bay Byun. Sanki bu aralar kilo almış gibisiniz."

Aslında normalde bana böyle bir cümle kursaydı kafasını kırardım. Ama kilo almamın ve fazla yememin elimde olmadığını bilmiyordu. Umarım bu kez söyleyebilirdim.

"Çok mu belli oluyor ya?" Dudaklarımı büzüp sordum.

Taptığım o gülümsemesini bana sundu. "Çok değil hafif almışsın. Ama sana yakışıyor."

Salak ya.

"Aslında Baekhyun seninle başka bir şey konuşacağım."

"Evet hayatım söyle." Meraklandım, çünkü gülüşürken birden ciddileşerek bu konuyu açtı.

"Ben dün şirketten dönünce Youngmi ile konuşmayı amaçlıyordum. Ama eve girdiğimde onu çok kötü bir halde gördüm. Sonra hemen hastaneye götürdüm. Tahliller falan derken geç oldu saat. Aklıma gelince de sana haber verdim işte. Çok endişelendim onun için. Her ne kadar birbirimizi sevmiyor olsakta ona değer veriyorum.Anlıyorsun değil mi? Zaten ilaçlarını aldıktan sonra daha iyi oldu. Ondan sonrada senin yanına geldim. Ama en yakın zamanda onunla konuşacağım. İnan bana. Hemen benden vazgeçme lütfen."

Ağlayacak gibi oldum, ama kendimi tutmaya çalıştım. Böyle zamanlarda beni ne kadar sevdiğini gerçekten anlıyordum. Beni kaybetmekten çok korkuyordu. Bende onu kaybetmekten fazlasıyla korkuyordum.

"Ne vazgeçmesinden bahsediyorsun? Uzun zamandır bekliyorum. Bir kaç gün daha bekleyebiliriz değil mi? Ayrıca kadın hastalanmış. Onu neden hastaneye götürdün diye kızacak değilim Chanyeol. Sağlık çoğu şeyden önemlidir."

Elimle masanın üzerinde olan ellerini okşadıktan sonra yemeğe kaldığımız yerden devam ettik. Gülüşmelerimiz mutfağa yayılıyordu. Aklıma gelen fikirle masadan kalkıp odama gittim. Dolabımdan aradığım şeyi buldum ve mutfağa geri döndüm. Artık ona bu konudan bahsetmeliydim.

"Chanyeol benimde seninle konuşmak istediğim çok önemli bir konu var."

"Neymiş o bakalım?"

"Şey-" cümlemi Chanyeol'ün çalan telefonu kesti.

"Bir dakika bebeğim." Telefonunu alıp açtı.

"Efendim. Dışardayım. Öğleden sonra gelirim. Sen nasılsın iyi oldun mu? Kahvaltı yaptın mı peki? Neden? Tamam ben geliyorum. İlaçlarını içmen gerekli." Konuştuğu kişi sanırım Youngmiydi. Ona belliki çok heyecan verici bir şey söylemiş olmalı ki, Chanyeol'ün gözleri kocaman açıldı. Montunu aldı ve bana hafif bir öpücük verip evden çıktı.

Asla o kadına kızgın olmadım. Çünkü onun bir suçu yok. Çoğunlukla suçun bende olduğunu düşünüyorum. Ne demeye evli bir adamla ilişki yaşamaya çalışıyordum ki? Başıma bunların geleceğini bilmiyor muydum sanki? Ona olan aşkımla kafayı bu kadar yemiş olduğuma inanamıyorum.

Elimdeki kağıtla masada bir başıma kalmıştım. Gözlerimdeki yaşlarla kağıda baktım bir süre. Belki o olmasaydı. Bu ilişkiyi bitirebilirdim. Çünkü son zamanlarda fazla acı çekmeye başlamıştım. İlk zamanlarda evli olmasını fazla kafama takmıyordum. Hamile olduğumu oğrendiğimden beri onun sadece benim olmasını istiyordum. Sadece benim eşim ve sadece benim çocuğumun babası olmasını istiyordum. Umarım en azından ben doğru kararı veriyorumdur.

Sadece bu özel sabahı biraz daha özel yapmak istemiştim.Ona bebeğimizin ilk ultrason fotoğraflarını gösterecektim. Yani en azından beş dakika daha geç çıksaydı.


Your Wife Or Me?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin