Bakışlarını Baekhyun ya da Peter bilmem ne halta çevirdiğinde sana gülümsediğini fark ettin. Ama sıradan bir bakışla değil insanın içini ısıtan, kurduğun hayalleri baltalayan bir bakışla. Şaşkınlığın yüzüne yayılırken ifadesini bozmadan elini tutan çocuk sabırla ağzını açmanı bekliyordu. İçinde bir şeyler hareketlendiğinde duygunun yabancılığı seni heyecanlandırdı.
"Yüzümdeki iz seni rahatsız etmiyor mu?"
Çekinerek sorduğun soru kısık sesin yüzünden nefesine karıştığında sırıtışa dönen gülümsemesi olmasa seni duymadığını düşünecektin. Yüzüne biraz daha yaklaşıp doğum lekeni incelediğinde hafifçe başını eğdin. Rahatsız hissetmiştim.
"Bu mu?"
Yüzünü işaret eden parmağı seni utandırırken başını salladın.
"Kelebeğe benziyor."
Gülümsemesi yeniden yüzüne yayılırken sen verdiği cevapla şaşkınca ona bakıyordun. Dakikalar önce elini saran parmakları geri çekildiğinde kısa bir boşluk hissettin. Onun geri çekilmesini dilerken bir yandan da verdiği tepkileri heyecanla izliyordun.
"Çirkin ya da korkunç falan olduğumu düşünmüyor musun?"
Karşında güneşi bile kıskandıracak sıcaklıkta gülen çocuğun yüzüne düşen gölge senin içini titretirken kafanı önüne eğdin tekrar. Beklemediğin anda çenene dokunan biçimli parmaklar ise bakışlarınızı tekrar birleştirdi. Derin bir iç çektiğinde ne diyeceğini merakla bekledin.
"Neden senden korkayım ki? Ya da neden çirkin olasın. Yüzünde kocaman bir kelebek taşıyorsun farkında mısın? Çok hoş..."
Gözlerin irileşirken yüzünü inceleyen çocuğun gülümsemesi hala yerli yerinde duruyordu.
"Ayrıca kaldır kafanı. Kimsenin önünde böyle durmamalısın. Çünkü sen değerlisin."
Sen ne yapacağına karar veremeden öylece donup kaldığında o yüzüne biraz daha yaklaştı.
"Dokunsam kızar mısın?"
Sorusu seni güldürürken kafanı hayır anlamında salladın. Eli yavaşça ize dokunduğunda önce irkildin. Çok dikkatli ve hayranlık dolu tavırları seni etkilerken sadece onu izlemekle yetindin. Bir süre sonra bir şey demeden ayaklandı. Sen olduğun yerde ne yaptığını anlamaya çalışırken o odanın çıkışına doğru ilerledi. Ne yani bir anda öylece gidiyor muydu? Yüzün hafifçe düşerken bakışların ellerine kaydı. 'Ne bekliyordum ki?' diye düşünmekten kendini alamadın.
Öylece kafanı önüne eğiş ellerinle oynarken kapının kapanma sesini duymayı bekledin. Ama beklentilerin aksine daha farklı bir şey oldu. Az önceki o naif eller yanaklarını kavradı
"Hey Wendy gülümse. Seni böyle görmeyi sevmiyorum..."
Beni çok çok mutlu eden yorumlara hediye olsun o zaman Peter Pan'imizle iyi geceler eheh :')
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wendy'nin Peter'ı | Byun Baekhyun
FanfictionSize kısa bir süreliğine Baekhyun'u, biraz da peri tozuyla ödünç veriyorum. Ona dilediğinizce sarılabilir, gülüşüne dokunabilirsiniz. Size sunduğu sıcacık kalbine de karşılık vermeye dikkat edin. Ayrıca size verdiği hediyeleri saklamayı unutmayın. Ç...