Peter ile dolu rüyalara kucak açmak üzereyken baş ucunda çalan telefonda görünen ismi seni mutlu etmişti. Heyecanla onun sesini duymak için dikkat kesildin ama beklediğin şey olmadı. Yabancı ses seni huzursuz etti.
"Ah... Merhaba. Ben Jongdae. Baekhyun' un arkadaşıyım."
"Merhaba. Bir sorun mu var? Baekhyun' a bir şey mi oldu?"
Bir anda endişeye boğulan sesin telefonda seninle konuşan çocuğu daha da gererken sana cevap vermesine gerek kalmadan Baekhyun' un sesi uzaklardan bir yerden duyuldu. Söylediği şeyleri anlamak için diğer kulağını elinle kapattın.
"Şey. Biz bir şeyler içmek için toplanmıştık da. Baekhyun biraz fazla kaçırdı sanırım. Sarhoş oldu. Evine götürmeye çalıştık ama Wendy gelmeden gitmem diye tutturdu. Ben de rehberinde çağırabil-"
Yabancı çocuk cümlesini tamamlayamadan arkadan büyük bir gürültü koptu. Sonra telefondaki çocuğun yüksek bağırışı duyuldu.
"Chanyeol! Baekhyun' u tutsana! Bir yerini kıracak gerizekalı."
"Baekhyun! Tanrı aşkına! Sen uçamazsın in aşağı!"
Yabancı sesin söyledikleri seni güldürürken endişen biraz hafiflemişti. Peter Pan iyiydi. Az önceki çocuk tekrar sana döndü.
"Kusura bakma lütfen. Baekhyun ile başa çıkamıyoruz. Seni Wendy diye kaydettiğini görünce de belki yardım edebilirsin diye düşündük."
"Tamam geliyorum hemen. Bana nerede olduğunuzu tarif edebilir misin?"
Çocuğun verdiği adresi aklında tutmaya çalışırken üstünü değiştirme zahmetine bile girmeyip evden koşarak çıktın.
Verilen adrese geldiğinde kalabalık ortam seni biraz gererken hızlı adımların yavaşladı. Etrafa bakınıp Peter' ının tanıdık yüzünü aradın. Birkaç saniye sonra onu bulduğunda koşarak yanına gittin. Etrafındakiler, ki camdan izlediğin yüzleri hatırlıyordun fazlasıyla, seni görünce kim olduğunu anlayıp onu görebilmen için sana yer açtılar.
Sandelyenin üzerine çıkmaya çalışan çocuk birkaç kez kollarını çırptı. Bu hali seni güldürürken çıkardığın sesle dağılmış dikkatini sana yöneltti. Gözleri hafif irileşirken seni gördüğüne inanmamış gibi duruyordu. Tanıklık ettiğin bu yeni hali onun içinde olduğu her şeyde ki gibi seni eğlendirdi. Gülüşünü ellerinin arasına saklayıp ona doğru biraz daha yaklaştın. Biçimli parmakları sana doğrulduğunda tiz tonda, çığlık çığlığa konuşmaya başladı.
"Aman tanrım Chanyeol! Bana büyü mü yaptın! Seni yoda kılıklı hain!"
Uzun bir çocuk onun kafasına şaplak atınca bu durum komik gelse de birazcık için acımıştı. Baekhyun'u eli acıyan kafasına giderken huysuzca konuştu yine.
"Wendy'im neden burada? Sen bir şey yapmadıysan neden her yerde onu görüyorum?"
Aklına bir şey gelmiş gibi elini kaldırıp güldü. Soluğuna karışan cümlesi kalbini yerinden söktü adeta.
"Aah! Çok aşığım galiba. Ondan."
Vücudun titrerken yanakların utançla kızarmaya başlamıştı bile. Senin bir şey demene fırsat bırakmadan uzun çocuk Baekhyun'u alnından yeniden itekledi. Bu hareketiyle istemsiz öne doğru uzanan ellerin Baekhyun'u göğsüne doğru çekti. 'Dokunma ona.' diye çıkışmak istesen de kaşlarını çatmakla yetindin. Bu tavrın uzun olanı şaşırtırken geriye doğru kaçtı ve homurdanmaya devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wendy'nin Peter'ı | Byun Baekhyun
FanficSize kısa bir süreliğine Baekhyun'u, biraz da peri tozuyla ödünç veriyorum. Ona dilediğinizce sarılabilir, gülüşüne dokunabilirsiniz. Size sunduğu sıcacık kalbine de karşılık vermeye dikkat edin. Ayrıca size verdiği hediyeleri saklamayı unutmayın. Ç...