Mor Nilüfer

215 22 62
                                    

Zil sesi evin içini doldurduğunda ayaklarına dolanan pijamanın uzun paçalarını önemsemeden kapıya koştun. Kocaman bir gülüşle kapıyı açtığında aynı büyük gülümseme çocuğun yüzüne de yerleşmişti. Bakışlarını yüzünde gezdirmek üzereyken görüş alanın bir anda değişti. Ağzından dökülen çığlık onun kahkahalarına karışırken görebildiğin tek şey sırtıydı. Bacaklarını sallayıp yeni bir çığlık attın.

"BAEKHYUN NE YAPIYORSUN? İNDİR BENİ!"

"Birazdan indireceğim Wendy. O yüzden ben seni düşürmeden hareket etmeyi kessen iyi olur."

Vücudun aşağı kayarken kollarını beline dolayıp gözlerini kapattın.

"Ben de bundan bahsediyorum. Şimdi birlikte piknik yapmaya gideceğiz, tamam mı? Bunu sana direk söylesem bir bahane bulup kaçacaksın. O yüzden şimdi uslu bir kelebek ol."

Sözlerinin seni kızdırmasına kalmadan beynine hücum eden yoğun kan yanaklarını çoktan kıpkırmızı yapmıştı.

"En azından üstümü değiştirseydim Peter."

"Hayır. Kaçamazsın Wendy."

Hareketlenen bedeni oyun parkına doğru yürürken başın bir kaç kez sırtına çarptı. Bu durumu göz ardı edip söylenmeye devam ettin.

"Baekhyun üstümde pijamalarım var!"

Küçük çığlığın onu güldürürken bacaklarını tutan elleri sıkılaştı.

"Sen her halinle güzelsin kelebeğim. O yüzden sus artık."

Pes edip sesini çıkarmadan öylece bekledin. Baş aşağı durmaktan midenin bulandığı bir sırada ise seni yere bıraktı nazikçe. Ani hareket başını döndürürken sana destek olmak için beline doladı kolunun birini.

"İyi misin?"

Onu başınla onaylayıp etrafı inceledin. Elin istemsiz yüzündeki ize yerleşirken Baekhyun avuçlarının içine çekti ürkek parmaklarını. Küçük de bir öpücük kondurdu alışkanlık edindiği gibi kelebeğine. Hareketleriyle korkularından kurtulduğun yetmiyormuş gibi seni dışarı çıkmaya da alıştırdı. Bu çocuğu hakkedecek ne yaptın merak ediyordun. Bu düşüncelerini duysa Baekhun, kızardı. Bunu biliyordun.

Seni kendi dünyandan çeken eller bedenini yavaşça yere çekti. Sırtın onun göğsündeki yerini alırken en güzel buraya uyduğunu biliyordun dünyada. Burası senin ait olduğun yerdi: Huzur ve güven kokan.

"Hava çok güzel değil mi? Bu havanın tadını birlikte çıkaralım istedim."

Çekingen ses tonu titrek bakışlarıyla eşleştiğinde tepkini ölçmeye çalıştığını fark ettin. Kızgın olup olmadığını anlamaya çalışıyordu. Onu rahatlatmak için yavaşça yüzüne yerleştirdin avcunu. Temasınızı hisseder hissetmez başını iyice eline yerleştirmesi seni gülümsetirken kendinden emin bir şekilde konuştun.

"Söylesen gelirdim Baekhyun. Beni kaçırmana gerek yoktu."

Kıkırtın onu şaşırtırken elmacık kemikleri aydınlandı çocuğun.

Wendy'nin Peter'ı | Byun BaekhyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin