ZORUNLULUK

14.1K 359 281
                                    

Fazla özenmedim. Aklım Eray' daydı. Annem ve babamla konuşmamın üzerinden üç gün geçmişti. Kaan Karatan ile yemeğe çıkacaktım bugün. Eray' a söylememiştim. Saklamak değildi amacım ama annem ve babamın ona karşı olduklarını söylediğim bir dönemde bir de bu canını sıksın istemiyordum.

Reşit olmama iki ay vardı. Şu an hiçbir şey yapamazdık. Yasal olarak suçlu duruma düşerdi Eray. İki ay bekleyecektik. Bir yıldır bekliyorduk iki ay daha beklerdik. Kaan Karatan ile konuştuktan ve meseleyi çözdükten sonra Eray' a anlatırdım. Belki bu yemek için biraz sinirlenirdi ama beni anlardı. O beni her zaman anlardı zaten. Şu an gerilmesine gerek yoktu.

Dünyanın en anlayışlı sevgilisiydi o. Ailemin istemediğini söylediğim anda bile; istersem ailemle konuşabileceğini ya da zamanla ikna olurlar dersem beni bekleyeceğini söylemişti ama zaman ailemi değiştirmezdi ve ben bir an önce sevdiğime kavuşmak istiyordum. Onu o kadar çok seviyordum ki onunla uyanmadığım her sabah rahatsız ediyordu artık beni. Birlikte uyuyalım, uyanalım, birlikte kahvaltı yapalım istiyordum. Ailemle kahvaltı yaparken ya da yemek yerken Eray' ın yeme imkanı olmayan her şey adeta boğazıma diziliyordu. Bir insan bir insanı ne kadar sevebilirse o kadar seviyordum Eray' ı.

Hafif bir makyaj yaptım. Saçımı dalgalandırdım. Annemin kuaföre git ısrarlarına rağmen gerekli görmemiştim. Bunu bile yapmazdım bana kalsa ama kuaföre gitmekten kurtulabilmek için az da olsa özenmek zorunda kalmıştım. Yemek yemeye bile niyetim yoktu. Bana kalsa oturmadan söyler çıkardım ama yine de ailem özellikle babam itibarını düşünmemi en azından nazik olmamı söylemişti.

Nereye gideceğimizi bilmiyordum. Babama adres versin ben giderim desem de babam Kaan' ın beni aldıracağını söylemişti. Aldırmak. Bu belki de o da istemiyordur diye umutlanmama neden olmuştu. Herhalde bir insan evlenmeyi istediği kızı şoför gönderip aldırmazdı. Belki istemediğimi söyleyerek onuda rahatlatmış olacaktım.

Annem kapıyı tıklatıp hazır olup olmadığımı sordu. Hemen çıktım. Kendime son bir kez bile bakmamıştım. Nasıl göründüğümün hiçbir önemi yoktu. Üzerimde askılı bir elbise vardı ve etek boyu dizime geliyordu. Lüks bir yere gideriz diye düşünüyordum. Buna uygun giyinmiştim, abartıya kaçmadan. Elbisenin başka bir dekoltesi yoktu. Bundan daha sade giyinsem bazı mekanlarda kapıdan çevrilirdik. Kapıdan şoför alacaksa kokoreççi hayal etmek saçma olurdu zaten. Eray' la giderdik kokoreç yemeye. O bazen gece de giderdi ve gece lezzeti başka derdi. Bir gece beraber gitmeyi hayal ederdim. Eray 'la hayallerimiz hep böyle basit küçük şeylerdi. 

Küçük şirin bir ev. En fazla bir oda bir salon. Tabii çocuk sahibi olana kadar. Yani ben üniversiteyi bitirince daha büyük bir eve geçerdik ama ilk etapta küçük kutu gibi sıcak olmalıydı evimiz. Öyle küsüp yan odaya geçme şansımız falan olmasın derdi Eray. Tamam çok küsen biriydim ama ne yapayım yapım böyleydi. Kantinde yan masaya otururdum Eray' a küsünce. Zaten bu ev fikri de oradan çıkmıştı. Bende aslında küssem bile ondan fazla uzağa gidemiyordum. Eray' ın sevgisinden o kadar emindim ki gönlümce naz yapıyordum.

Annem beni süzüp;

' Alina onca elbise içinden bunu mu seçtin? ' dediğinde Eray la ilgili düşüncelerimden sıyrıldım.

' Neyse bekletmek ayıp olur şimdi. İn hadi aşağıya. ' demesiyle merdivenlere yöneldim. Ona cevap vermeyede tartışmaya da niyetim yoktu. Şu bela başımdan gidince Eray konusunda bir kez daha şansımı deneyecektim. Anneme babama kırgındım bu tavırları nedeniyle ama kardeşime yıllarca hasret kalmak istemiyordum. Beni affetmeseler bile en azından Sinan' la görüşmeme izin verecekleri kadar saygı kalmalıydı aramızda.

AYIN KARANLIK YÜZÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin