Bazen kırılmamak için kırmak gerekir. Bu bencilce de olsa çok can yakıcıda olsa bunu yapmak gerekir.Çünkü kırmazsan kırılan daima sen olursun. Bunun en büyük örneği hayır diyebilmek lütfen hayır demeyi bilin.○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○
Durağa geldiğimde oturacak yer bulup oturdum gerçekten de çok yorulmuştum. 500T gelene kadar kulaklığımı çantadan çıkardım ve müzik listeme girdim favori şarkılarımdan biri olan Emre Aydın / Beni Vurup Yerde Bırakma şarkısını açtım. Bu adamın sesi beni rahatlatıyordu otobüs geldiğinde otobüse bindim eve yakın olan durakta indim sabah olanlar ve okul çok yormuştu. Eve girdiğimde Reyhan teyzemin beni beklerken uyuya kaldığını gördüm yavaşça üstünü örtüp mutfağa girdim Reyhan teyzem efsane yemekler yapmıştı onu anneme benzetiyordum annem gibi çok çekmişti o da yüzleride benziyordu ,kalpleride. Annemi daha 5 yaşındayken kaybetmiştim. Onunla fazla zaman geçiremediğim için hep içimde bir yara vardı belki biraz daha zaman geçirme imkanım olsaydı. Ona beni bırakmaması için yalvarırdım.Birden aklıma dolan düşünceler hüzünlenmeme sebep oldu. Kaçan iştahımla iki kaşık aldığım yemeğin kapağını örterek buzdolabına kaldırdım. Odama geçip kütüphaneden aldığım kitabı okumaya devam ettim. Ansızın şiddetle çalan kapıyla irkildim. Kapı deliğinden baktığımda Reyhan teyzenin psikopat kocası olduğunu gördüm ellerimin titremesini durduramıyordum. Telefonu aramaya başladım. Bulamadığım telefonuma ve ellerimin titremesine söverken Reyhan teyze uyanmıştı yanıma gelip kim olduğunu sorunca ne diyeceğimi bilmeyen bir ifadeyle ona baktım sahi ne denmeliydi ki bu durumda Reyhan teyze benim panik halimi fark etmişti. O sırada kapıdan nalet adamın sesi duyuldu "Açın lan şu kapıyı!" Reyhan teyze duyduğu sesle olduğu çakılı kaldı. Ben hala telefonu ararken kapıdan bağrışma sesleri geldi dışarı çıktığımda Barış adamı yere yatırmış dövüyordu. Ahh bu adam her seferinde beni kurtarmak zorunda mıydı bir gün içinde aynı adam 2 kere hatta derse yetiştirmesiyle 3 kere hayatımı kurtarmıştı. Barış adamı döverken Reyhan teyze eldinde telefonumla yanıma gelmişti. Hemen tuş kilidini açıp polisi aradım. Polis geldiğinde kavga çoktan ayrılmıştı. İfadelerimizi almaya gelen polisle yine aynı diyaloğu yaşıycağmızı anlamıştım. "Seni yine başında bir belayla görmek ne kadar güzel."yaa ne demezsin demek isterdim ama saygımı koruyup cevap vericektim ki şerefsiz adamın sesi kulaklarımı doldurdu. "Seni yemin ediyorum öldüreceğim Reyhan."diye bağrıyordu polisler onu tutarken adamın yanına gidip suratına tükürdüm. Adamın gözlerindeki öfke bana bilendiğini gösteriyordu. Resmen durduğum yerde başıma bela almıştım. Polis giderken bende Barış'ı eve çektim Reyhan teyze içerde çay koyarken - evet biraz önce büyük bir kriz yaşamıştık ama biz yine çay içiyorduk öylede değşiğiz - ben de Barış'ın yaralarını temizliyordum zaten kaşında yarık ve parmak eklemlerinde hafif soyuklar dışında pek yaralanmamıştı. Kaşına tentürdüyotlu pamuğu değdirdiğimde yüzü çok komik bir hal almıştı. Gülmemek için kendimi zor tutuyordum ki daha fazla dayanamayıp gülmeye başladım. Ben gülerken onun gözleri gülüşümde takılı kalmıştı. Bunu fark edince benim gülüşümde yüzüm de yok olmuştu garip bir şekilde utanmıştım. Garip diyorum çünkü benim gibi umursamaz bir insan asla utanmazken resmen onun karşısında utanmıştım. Temizleme işine devam ederken gözüm gece mavisi gözlerinde takılı kaldı. Gerçekten büyüleyici görünüyordu. Kurtarıcımın güzel gözleri vardı ve ben kendimi onun yanında daha 3 gün olmuş olsada hafif güvende hissediyordum bence bu 3 günlük tanıdığım biri için fazlaydı bile. Yüzüne yakından bakarken anlındaki yara izini görmüştüm yakından bakmayınca fark edilmiycek olsada farklı bir hava katıyordu ortalama bir yakışıklıl seviyesine sahipti onu farklı kılan şeylerden biride gece mavisi gözleriydi gerçekten ona farklı bir hava katıyordu. Bir saat önceki ve şimdiki sakinliğim onu şaşırtmıştı. Umursamaz bir kız olduğumu söylemiştim ama bu sakinlik ondan kaymaklanmıyordu bu sakinlik Barış'tan kaynaklanıyordu. Düşüncelerimi bitirdiğim iş dağıtmışdı biz koltukta sessizce oturken Reyhan teyze çayları getirmişti. Barış çayı içtikten sonra gitmişti. O gidince ben de odama çekildim uyumak için askılı geceliğimi giydim ve uyumak için yatağa yattım.
Sabah gözümü mutfaktan gelen seslerle birlikte açtım. Yanlış duymuyorsam bir erkek sesiydi. Kim olduğunu öğrenmek için mutfağa gittiğimde Barış Reyhan teyzeye sofrayı kurmasında yardım ediyordu. Benim geldiğimi duyduğunda bana döndü ona bakarak "Herkese günaydın."dedim. Reyhan teyzeyde günaydın demişti Barış anlamlandıramadığım bakışlarla beni süzüyordu ona 'ne bakıyon oğlum'der gibi baktım ve bakışlarını takip ettim. Ve o an anladım ki geceliğimin kapatmadığı yerlere bakıyordu şero tam çemkirmeye başlıycakken bunu anlamış olucak ki hemen yaptığı işe geri döndü. Hala sinirle ona bakrken Reyhan teyzem bana dönüp üzerimi değiştirmem anlamında bir kaç cümle sıralamıştı. İceri girip rasgele elime ilk ne geldiyse giyinmeye başladım. Giyindikten sonra aynaya bakıp tarakla saçımı düzelttim rasgele seçmişde olsam çok uyumlu olmuşlardı. Mutfağa gittiğimde ikiside masaya oturmuş kahvaltı yapıyorlardı. Bende yerime oturup tabağıma kahvaltılık birşeyler alırken son kalmış böğreği almak için uzanırken başka bir çatalda böğreğe yaklaşıyordu kim olduğunu anlamak için yüzüne bakmamla böğreği yemesi bir oldu. Pis gıcık şey bir de sırıtarak bakıyor şurdan tam ağzının ortasına çarpasım vardı ki. Reyhan teyzem bana ayırdığı böğreği getirince ben de iştahla onu yedim. Sofradan kalktıktan sonra işlerimi halletmek için odama gittim. Bugün ödevin sunum günüydü. Ve ben ne yapacağıma karar verememiştim neyseki ders öğleden sonraydı üstümü düzeltip odadan çıktığımda Barış'ta gidiyordu. Bana bakıp "Gel seni de götürüyüm."dedi. Tam reddedicektim ki Reyhan teyze bende önce davranıp "Ah ne güzel düşünmüssün hadi kızım sen de ayakkabılarını giy git. Benide merak etme." Afallamış bir ifadeyle Reyhan teyzeye bakarken o beni kapıdan dışarı itti ben de mecburen kabul etmiş oldum. Sessizce merdivenlerden aşağı inerken bu sessizlikten sıkılmış ve ona artık sormam gerektiğine kanaat getirmiştim." Neden her başım belaya girdiğinde bir anda etrafımda beliriyorsun? Kimsin sen? Ne istiyorsun benden?" Sorularımı ardarda sıraladıktan sonra cevaplarını merak ettiğim için yüzüne baktım. " Şuan bunların bir önemi yok yanlızca şunu bil o gece evine girmem ve seni tehdit etmem hataydı ama ben bundan zerre pişmanlık duymuyorum. Ne dersen de etrafında olucam o gece başım da bir bela vardı artık o bela yok ve benim korumakla yükümlü olduğum biri var onun için etrafında olmama alışman lazım." Ne yani Reyhan teyzeyi korumakla mı yükümlüdu iyide neden? Sorularımi cevaplamak yerine beni daha çok soruyla başbaşa bırakmıştı.
EVEEET YENİ BÖLÜM GELDİ NASIL BULDUNUZ YORUMLARA YAZIN. VE BEKLETTİĞİM İÇİN HEPINIZDEN ÖZÜR DİLERİM .❤❤❤❤❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçimdeki Savaş
ChickLitSavaşın barışı olmaz derler çıkan savaş barışla son bulmaz dökülen kanlar geri gelmez . Peki benim savaşım ne olucak . Barışım kim olucak içimdeki bu yangını söndüren hayata döndüren kim olucak işte bu kitapta size bunu anlatıcam . Savaşla barışı öl...