un

1.1K 173 95
                                    


Güneş batalı birkaç saat olmuştu. İnsan kalabalığı çoğalmış, mağazalar hızlı hızlı dolmaya başlamıştı.

Madam Babette sürekli müşterisi olan bir hanımla görüşürken, çalışanı Louisa bir elbisenin dantelini eteğine dikiyordu.

Müşteri çıktığında Louisa gülümseyerek Madam Babette'ye döndü.

"Bu beyaz elbise Marie'de çok güzel durmaz mı sizce de, Madam?"

"Ben de öyle düşünüyordum Louisa. Haftasonu kıyafetleri değiştirirken bunu giydirebiliriz."

Vitrindeki mankenlerden Marie, duyduklarıyla saat 12 olur olmaz arkadaşlarına heyecanla bahsedeceği şeyi bulmuştu. O beyaz elbisenin üzerine Louisa haftalardır çalışıyordu.

Diğer mankenler de haftasonu gelince kıyafetlerinin neyle değiştirileceğini merak etti ama bunun hakkında söylenmek için daha zamanları vardı. Zira şimdilik sadece duyan ve gören, ancak kıpırtısız varlıklardan başka bir şey değildiler.

Konuşmayı dinlemeye devam etmeyi umuyorlardı ama Madam Babette ve Louisa uzun uzun konuşmayı düşünmüyorlardı belli ki.

Bu sessizlik en çok Pierre'i rahatsız ederdi. Tüm gün vitrinde, Madam ve Lou'nun kısa aynı zamanda kıyafet içerikli konuşmalarını dinlemekten başka hiçbir işi yoktu. Tabii diğer mankenler de öyleydi ancak bu duruma en çok içerleyen oydu.

Kalabalığın gürültüsü vitrine daha boğuk geliyordu ama arada yakından geçen insanların diyaloglarına veya yakında bir bankta oturan birilerinin konuşmalarını duyma şansları olurdu ki, onlar bu zamanlarda kendilerini şanslı hissederlerdi.

Bu da şanslı zamanlarından biriydi ki, küçük bir kız ve annesi vitrinin önünde duraksamışlardı.

"Anne, neden bu insanlar burada hareketsiz duruyor?"

"Onlar gerçek değil ki, tatlım."

Küçük kız kaşlarını hayretle kaldırdı.

"Ama... Ama gerçek olmalılar. Bak, bu beyefendi belki bizi anlayabilir. O da koreli. Diğerleri anlamadığı için konuşmuyorlardır, eminim."

Kız elini vitrinin camına götürüp hafifçe tıklatmıştı.

"Merhaba beyefendi."

Pierre içinden geçirdi.
'Merhaba küçük hanım.'

"Tatlım, onlar sadece manken. Hadi oyalanmayalım daha fazla."

Kız annesinin söyledikleriyle dudağını sarkıtmış ve son bir kez bir şey söylemesi umuduyla Pierre'ye bakmıştı.

Pierre kız için üzgün hissetmişti ama yapabileceği bir şey yoktu. Saat 12'yi geçmediği sürece aynı annesinin dediği gibi sadece bir mankendi.

Vitrinin önünden çekiştirilen küçük kızla, mankenler yine kalabalığın boğuk gürültüsüyle baş başa kaldılar.

Böylece sessizlikle biraz vakit geçirdikten sonra tekrar Madam ve Louisa'nın konuşmaları duyuldu.

"Louisa, saat çoktan 8'e geliyor canım. Gidip bir şeyler ye. Müşteri gelirse ben ilgilenirim."

"Merci, madam. Çok uzun sürmeyecektir."

Louisa paltosunu üstüne geçirmiş ve dükkandan çıkmıştı.
Bu sayede de saatin 8'e geldiğini öğrenmiş oldular.

Ardından tekrar sessizlik ortama hakim oldu. Ama bu seferki önceki kadar uzun sürmedi.

Caddenin ortasında hiç mağaza yoktu. Madam'ın dükkanının karşısıydı burası. Ünlü bir klübün az ilerisindeydi ve oldukça merkezi bir yerdi. İşte o boşlukta bir hareketlilik vardı ancak insanlar çok sık olduğundan bir süre ne olduğunu anlayamadılar.

pierreHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin