17...

2.4K 132 7
                                    


Jin beni görünce ayağa kalkıp yanıma geldi. Başkasını bekliyordu galiba. "Ne o başkasını mı bekliyordun?"dediğim de manalı bir şekil de güldü. "Kimseyi beklemiyordum. Sadece... beni uzun zamandır ziyarete gelmiyorsun."diye cevap verdi. Haklıydı bunu duyunca kafamı öne eğdim. Bir ay geçmişti ve ben onu görmeye bile gelmedim.

Kafamı kaldırıp gülmeye çalıştım. Derin bir nefes aldım. "Jin öncelikle seni ziyarete gelemediğim için çok özür dilerim. Ama bunun bir sebebi vardı." dedim ama onun bana inanmadığı barizdi. Adliyeden çıkana kadar hiç konuşmadık. Hatta şimdi bile konuşmuyorduk. Beş dakika sonra sessizliği bozan o olmuştu."Eeee anlat hadi" dedi ama ben şuan burada anlatmak istemiyordum bir kafeye gitmeliydik.

    En güzel masayı bulunca Jin'e döndüm. Etrafı dikkatli bir şekilde inceliyordu. Oturunca söze başlamak için ağzını araladı fakat sonra geri kapadı. "Jin?" diyerek söze başladığım da Tanrı'ya şükür söylemeye çalıştığı şeyleri cümle haline getirebilmişcesine birden parladı. "Sen... Beni çıkarabilecek parayı nereden buldun? Bu araba, korumalar ve şimdi de lüks bir kafe. Neler oluyor Cho? Zengin mi oldun?" Ben ardı ardına sorduğu sorulara cevap ararken o bana bön bön bakmakla yetiniyordu.

   "Öncelikle anlatmama izin ver." diyerek söze başladım. "Ben evlendim" dediğim şeyle öylece kalakaldı. Ben derin bir nefes alıp bölmesini engellemek amacıyla devam ettim. "Ama sahte bir evlilik. Seni kurtarabilmek içindi hepsi. Yani evlendikten sonra hiçbir şey olmadı" yalan. "Bugün de parayı aldım ve seni kurtardım. Sadece altı aylık bir anlaşma. Bir ay geçti." O da beni tekrarlayıp derin bir nefes aldı. "Bunu MinSu biliyor mu?" Gözlerimi kaçırdım. "Evet" dedim.

      "Her şey için üzgünüm Jin. Ama hepsi senin için." Manzaraya bakan gözlerini bana çevirdi. "Önemli değil. Sonuçta aranız da bir şey olmamış. Hem zaten benim için yapmışsın. Bu yüzden bir şey diyemiyorum." Aramız da bir şey olmadı ki(!)

      Biraz da onun hakkında konuşmuştuk. Ve sonra kalkmıştık. Arabaya binip şuan yaşamakta olduğum fakat benim evim olmadığı eve geldik. Oturma odasına geçtiğimiz de evde kimsenin olmadığını anladım. Ben Bay Jung'a demiştim oysaki. Kahvelerimizi içmeden önce Yoongi'ye mesaj attım. Fakat görüldü attı. Ve beş dakika sonra yanıt verdi:

Cho Hee: Evde Jin var. Yani misafir.
Yoongi: Ne yapabilirim.
Cho Hee: Ne demek ne yapabilirim? Eve gelebilirsin mesela.
Yoongi: Maalesef şuan çok meşgulüm. Bir kızı beceriyorum tatlım.
Cho Hee: Ne yani bunun benim canımı yakabileceğini mi düşündün? Komiksin...
Yoongi: Senin canını yakmam için mesajlara gerek yok. Yatak yeter bize bebeyim.
Cho Hee: Alkollü müsün?
Yoongi: Komiksin...
Cho Hee: Ne ara repliklerimi çalar oldun?
Yoongi: Seni bulduğum günden beri.
Cho Hee: Şuan halini merak ediyorum doğrusu. Alkollü müsün diyorum cevap yok.
Yoongi: Cho sen hiç tek kanatla uçan kuş gördün mü?
Cho Hee: Hayır. Neden sordun?
Yoongi: Mesela bir kuş kanadı kırıldı diye ölmez ama kanadı kırıldı diye kahrından ölür. Sana halimi başka türlü nasıl anlatabilirim bilmiyorum...
Cho Hee: Tamam. Yoongi lütfen eve gelme.
Yoongi: Peki...
(Görüldü 18.24)

BUNDAN SONRO BÖLÜMLER KISA ÇOK OLUCAK BAYYSSSS. VE TEXTİNG'İ ÇOĞALTICAM.

Poison Love Min YoongiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin